Zimbabve Devlet Başkanı Emmerson Mnangagwa, ABD’nin uygulamaya koyduğu yeni gümrük tarifelerinin ardından dikkat çeken bir karar alarak, ABD menşeli ürünlere uygulanan tüm ithalat vergilerini askıya aldığını duyurdu.
Cumartesi günü yaptığı açıklamada Mnangagwa, bu adımın, Amerikan ürünlerinin Zimbabve pazarında daha fazla yer bulmasını kolaylaştırmayı ve aynı zamanda Zimbabve’nin ABD’ye yaptığı ihracatın artmasını sağlamayı hedeflediğini söyledi.
Karar, ABD Başkanı Donald Trump’ın Zimbabve dahil bazı Afrika ülkelerine yüksek miktarda gümrük vergisi uygulamaya başlamasından kısa bir süre sonra açıklandı.
TİCARET HACMİ VE SİYASİ MESAJ
ABD ile Zimbabve arasındaki ticaret hacmi görece sınırlı. 2024 yılı itibarıyla iki ülke arasındaki toplam mal ticareti 111,6 milyon dolar olarak kaydedildi. Zimbabve’nin ABD’ye ihracatının büyük kısmını tütün ve şeker gibi tarım ürünleri oluşturuyor.
Öte yandan Zimbabve’nin başlıca ticaret ortakları arasında Birleşik Arap Emirlikleri, Güney Afrika ve Çin yer alıyor. Bu nedenle Mnangagwa’nın aldığı karar, sadece ekonomik değil, diplomatik bir mesaj olarak da değerlendiriliyor.
YAPTIRIMLAR VE BÖLGESEL TEPKİLER
Zimbabve hükümeti, uzun süredir ABD yaptırımlarının ülkeyi etkileyen ekonomik krizlerin başlıca nedeni olduğunu savunuyor. Harare yönetimi, özellikle eski lider Robert Mugabe döneminde uygulanan yaptırımlara karşı çıkıyor. Washington geçen yıl genel yaptırım programını kaldırsa da, Mnangagwa ve iktidardaki ZANU-PF partisindeki bazı üst düzey yetkililere yönelik hedefli yaptırımlar devam ediyor.
Mnangagwa, o dönemde ABD Başkanı Joe Biden tarafından uygulanan bu yaptırımlar için “yasadışı ve haksız” ifadelerini kullanmıştı.
Ancak alınan yeni vergi kararı, ülkede eleştirilere de yol açtı.
Ünlü gazeteci ve aktivist Hopewell Chin’ono, ABD ürünlerine uygulanan vergilerin askıya alınmasının ani ve tek taraflı bir karar olduğunu savundu. Sosyal medya platformu X’te yaptığı paylaşımda Chin’ono, bu adımın Zimbabve’nin bölgesel işbirliği ilkelerine ters düştüğünü ve özellikle Güney Afrika Kalkınma Topluluğu (SADC) ile ekonomik uyum açısından sorun yaratabileceğini söyledi.
Ayrıca, ABD’ye yapılan sınırlı ihracatın bu türden geniş kapsamlı bir tavizi haklı çıkarıp çıkarmadığını sorguladı.