Demokratik Kongo Cumhuriyeti ve Zambiya, Afrika’nın en büyük bakır üreticilerinden ikisi olarak küresel talebin artmasıyla birlikte maden kaynaklarından daha fazla pay almak istiyor. Bu amaçla, iki ülke de metal ticaretine doğrudan katılma arayışına girdi.
Yıllardır Glencore gibi uluslararası şirketler, yapay zeka, elektrikli araçlar ve yenilenebilir enerji gibi teknolojiler için önemli olan bakır ticaretine hakim durumda. Ancak şimdi, Demokratik Kongo Cumhuriyeti ve Zambiya hükümetleri, daha iyi şartlarda pazarlık yapmak için harekete geçerek, kaynaklarından daha fazla değer elde edilmesinin yerel ekonomilere fayda sağlamasını hedefliyor.
Kongo hükümeti bakır satışlarındaki kontrolünü güçlendiriyor
Kongo’nun devlet madencilik şirketi Gecamines, Glencore ile Kamoto Copper Company’den (KCC) 51.000 metrik ton bakır satın almak için bir anlaşma imzaladı. Bu, Gecamines’in, Çinli madencilik şirketi CMOC Group ile 2023’te yaptığı ve Tenke Fungurume Mining’den 100.000 ton bakır ticareti yapma hakkı veren bir anlaşmanın ardından atılan bir diğer önemli adım oldu.
Kongo hükümeti ayrıca, Ivanhoe Mines ile ortaklaşa sahip olduğu yüksek verimli Kamoa-Kakula madeni de dahil olmak üzere, hisse sahibi olduğu madencilik projelerinde daha fazla denetim talep ediyor. Üretimin bu yıl 580.000 tona ulaşması beklenirken, doğrudan bakır satışlarından bir pay almak eyalet gelirlerini önemli ölçüde artırabilir.
Zambiya, Mercuria ile güçlerini birleştiriyor
Zambiya, benzer bir strateji izleyerek 2023’ün sonlarında İsviçreli enerji grubu Mercuria ile ortak bir bakır ticaret şirketi kurma kararı aldı. Başlangıçta 500 milyon dolarlık bir bütçeyle yerel üreticilerden bakır satın alacak olan bu ortaklığın, Zambiya’nın küresel metal piyasalarındaki rolünü güçlendirmeyi hedefliyor.
Maden şirketlerinden temettülere dayanan geçmiş politikaların aksine, Zambiya artık yerel operasyonlardaki hisselerine orantılı olarak fiziksel bakırın doğrudan mülkiyetini istiyor. Devlete ait ZCCM-IH, Vedanta Resources, First Quantum Minerals ve Barrick Gold tarafından işletilen madenlerde %10 ila %20 arasında hisseye sahip. Yetkililer, bu değişimin Zambiya’nın mineral zenginliği üzerindeki kontrolünü korurken getiriyi maksimize etmesine olanak tanıyacağını söylüyor.
Artan kaynak milliyetçiliği ve yatırımcı endişeleri
Bu gelişmeler, Afrika’nın küresel emtia piyasalarındaki rolünü tartışan Cape Town’daki Mining Indaba konferansının ana gündem maddesi olacak gibi görünüyor. Ulusal kontrol taleplerinin artışı, yeni kaynak yasalarıyla ilgili anlaşmazlıklar sırasında Mali’de maden yöneticilerinin gözaltına alınmasının ardından daha da güçlendi.
Bakırın yükselen değeri Afrika ülkelerinin pazarlık alanını güçlendirirken, analistler ticarette doğrudan devlet katılımının zorluklar getirebileceği konusunda uyarıyor. Kâr dağıtımı ve satışlar üzerindeki kontrol konusundaki anlaşmazlıklar, hükümetler ve madencilik şirketleri arasında gerginlik yaratabilir ve potansiyel olarak yabancı yatırımı caydırabilir.
Afrika madencilik sektöründe yeni bir döneme mi giriyor?
Bu risklere rağmen Kongo ve Zambiya, pasif hissedarlardan aktif tüccarlara geçerek madencilik endüstrilerini yeniden şekillendirmeye kararlılar. Bakır satışlarında doğrudan bir rol alarak, kaynaklarının ekonomik faydalarının kendi sınırları içinde kalmasını sağlamayı umuyorlar.
Önümüzdeki aylar, bu yaklaşımın sürdürülebilir kârlar sağlayıp sağlamayacağını veya Afrika’nın en değerli metali konusunda yeni anlaşmazlıklara yol açıp açmayacağını test edecek.