Uganda, artan Kongolu mülteci akışı nedeniyle büyük bir baskı altında. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR), Uganda’nın zaten zorlanmakta olan kapasitesinin bu yeni mülteci akını ile iyice aşılma riskiyle karşı karşıya olduğunu duyurdu.
KONGO’DAKİ GÜVENLİK SORUNLARI NEDENİYLE ARTIŞ DEVAM EDİYOR
UNHCR Uganda Temsilcisi Matthew Crentsil, Cenevre’de düzenlenen basın toplantısında, artan mülteci akışının, Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde yükselen güvensizlik nedeniyle olduğunu ve şu anda günde ortalama 600 kişinin Uganda’ya geçtiğini belirtti. Crentsil, “Afrika’nın en büyük mülteci kabul eden ülkesi Uganda, Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nin doğusundaki güvenlik sorunları nedeniyle batı sınırına geçen Kongolu mülteci sayısında keskin bir artış görüyor,” dedi.
Crentsil, Uganda’nın, Sudan’daki iki yıllık savaş nedeniyle ülkelerine sığınan 70 binden fazla Sudanlı mültecinin ihtiyaçlarıyla birlikte mülteci akınına yanıt vermeye çalışırken, bu artışın ülkenin kapasitesini zorlayacağını vurguladı.
YENİ MÜLTECİLERİN ÇOĞU KADIN VE ÇOCUK
Yeni gelen mültecilerin çoğunluğunun kadınlar ve çocuklar olduğunu söyleyen Crentsil, bu kişilerin çoğunun cinayetler, cinsel şiddet ve diğer travmatik deneyimler yaşadığını belirtti. Kikuube’de, yaklaşık 4 bin mültecinin göl üzerinden aşırı kalabalık teknelerle geçiş yaptığını söyleyen Crentsil, çocukların özellikle savunmasız olduğunu ve sıtma ile yetersiz beslenme oranlarının yüksek olduğunu ifade etti. Ocak ayından bu yana, 5 yaş altı dokuz çocuğun yetersiz beslenme kaynaklı anemi nedeniyle geçiş merkezlerinde hayatını kaybettiği bildirildi.
Geçiş ve kabul merkezlerinin, özellikle Nyakabande ve Matanda’nın aşırı kalabalık olduğunu belirten Crentsil, Nyakabande’nin, başlangıçtaki kapasitesinin altı katı fazla mülteci barındırdığını belirtti. Su, tuvalet ve banyo gibi temel hizmetlerin ciddi şekilde yetersiz olduğunu ve bu durumun insanları ölümcül hastalıklar konusunda büyük riskle karşı karşıya bıraktığını söyledi.
Crentsil, “Mülteciler için hayati hizmetlerin öncelik sırasının düşürülmek zorunda kaldığını” belirtti ve sağlık personeli, öğretmenler ve barınma yapılarında yaşanan azalmaları örnek gösterdi.