Tunç Demirtaş’ın kaleme aldığı analize göre, Türkiye’nin Somali’de uzay üssü kurma planı, yalnızca teknik bir tercih değil, aynı zamanda çok katmanlı bir stratejinin parçası. Projenin odak noktası, Somali’nin ekvatora yakın coğrafi konumu ve Hint Okyanusu’na açılan kıyıları sayesinde sağlanan fırlatma avantajları. Ekvator hattına yakın bölgelerden fırlatılan roketler, dünyanın dönüş hızından “bedava” itki kazanarak daha az yakıtla daha ağır yükleri yörüngeye çıkarabiliyor.
Demirtaş, Türkiye’nin bu teknik gerekçelerle birlikte “Türkiye Yüzyılında Afrika vizyonu”nu da hayata geçirdiğini vurguluyor. Somali’deki üs, Türkiye’ye uluslararası düzeyde stratejik fırlatma imkânı sağlarken, Afrika’daki varlığını yardım odaklı profilden “yüksek teknoloji ortağı” kimliğine taşıyacak. Bu adım, Türkiye ile Somali ilişkilerini de “stratejik ortaklık” düzeyine çıkararak iki ülkenin karşılıklı çıkar ve ortak vizyon temelinde iş birliğini güçlendirecek.
PROJE, SOMALİ AÇISINDAN DA OLDUKÇA ÖNEMLİ
Somali açısından ise proje, terör ve iç savaşla anılan ülkenin imajını dönüştürme fırsatı sunuyor. Uzay teknolojisine ev sahipliği yapmak, uluslararası yatırım güvenini artıracak ve yerel istihdam ile eğitim alanında önemli kazanımlar sağlayacak. Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud’un 2024 sonunda “milyarlarca dolardan daha önemli” olarak nitelendirdiği bu proje, ülkenin kalkınma hikâyesinde dönüm noktası olarak görülüyor.
Demirtaş’a göre, proje yalnızca Türkiye ve Somali için değil, küresel ölçekte “uzayın demokratikleştirilmesi” fikrinin de somut bir örneği. Uzay teknolojilerinin uzun süre birkaç büyük güçle sınırlı kalmasının aksine, bu ortak girişim yüksek teknolojiye erişimin iş birliği yoluyla her ülke için mümkün olabileceğini gösteriyor.
UZAY TEKNOLOJİSİ, SAVUNMA KAPASİTESİNİ DE ETKİLEYEBİLİR
Bununla birlikte, Somali’nin jeostratejik konumu nedeniyle proje uluslararası dikkat çekiyor. Büyük güçlerin gözlemlediği bu girişim, çift kullanımlı uzay teknolojisinin savunma kapasitesini de etkileyebileceği yorumlarına konu oluyor. Türkiye ve Somali ise iş birliğinin uluslararası hukuka uygun ve şeffaf biçimde yürütüleceğini vurguluyor.
Güvenlik riski olarak öne çıkan Eş Şebab tehdidine karşı, Türkiye’nin yıllardır Somali güvenlik güçlerini eğitmesi ve üssün Türk savunma sanayii ürünleriyle korunacak olması, riskleri azaltmayı hedefliyor. Demirtaş, böyle büyük bir yatırımın Somali’de istikrara da katkı sunacağını belirtiyor.
Sonuç olarak, Türkiye’nin Somali’de uzay üssü kurma hamlesi, “akıllı güç” kullanımının ve kazan-kazan yaklaşımının güçlü bir yansıması olarak değerlendiriliyor. Proje, Türkiye’ye uzay çalışmalarında bağımsız kapasite kazandırırken, Somali’ye prestij ve yatırım güveni sağlayacak. Demirtaş’ın ifadesiyle, “Yakında Somali semalarından yükselecek Türk roketleri, iki ülkenin geleceği birlikte uzaya taşıma kararlılığının sembolü olacak.”