Türkiye, Afrika Boynuzu’nda enerji alanında kritik bir adım atarak Somali’de petrol ve doğal gaz arama faaliyetlerini yeni bir aşamaya taşıyor. ABD merkezli Al-Monitor’un haberine göre, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO), sismik araştırmaların tamamlanmasının ardından 2026 yılında Somali karasularında ve karada keşif sondajına başlamayı planlıyor.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın açıklamalarına dayandırılan haberde, TPAO’nun Somali açık denizindeki üç blok ile karadaki üç blokta sondaj faaliyetlerine geçeceği belirtildi. Bu adımın, Türkiye’nin Somali’nin hidrokarbon sektöründe kalıcı bir aktör olma hedefinin en somut göstergesi olduğu ifade edildi.
SOMALİ VE TÜRKİYE İÇİN DÖNÜM NOKTASI
Uzman değerlendirmelerine yer verilen analizde, sınırlı bir üretimin dahi Somali’nin kırılgan ekonomisi üzerinde dönüştürücü bir etki yaratabileceği, Türkiye’nin ise bölgenin siyasi, güvenlik ve ticari denklemine daha güçlü şekilde entegre olacağı vurgulandı. Bakan Bayraktar’ın, “2026 büyük olasılıkla Somali açık deniz sahasında sondaj yılımız olacak” sözleri hatırlatıldı.
TPAO’nun sismik araştırma gemisi Oruç Reis’in aylar süren çalışmaların ardından haziran ayında Türkiye’ye döndüğü belirtilirken, bu faaliyetlerin Ankara ile Mogadişu arasında 2024’te imzalanan iki kritik anlaşmanın ardından geldiği kaydedildi. Anlaşmalardan ilki Türkiye’nin Somali donanmasının kurulmasına ve kıyı güvenliğinin sağlanmasına yönelik savunma ve ekonomi çerçevesini içerirken, ikincisi TPAO’ya münhasır arama ve geliştirme hakkı tanıyor.

30 MİLYAR VARİL TAHMİNİ
ABD Ticaret Bakanlığı verilerine dayandırılan değerlendirmelerde, Somali’nin yaklaşık 30 milyar varil petrol rezervine sahip olabileceği, bunun Türkiye’nin yaklaşık 80 yıllık tüketimine denk geldiği ifade edildi. Rezervlerin piyasa değerinin 1,8 trilyon dolara ulaşabileceği, küçük bir bölümünün dahi çıkarılmasının Somali ekonomisine önemli katkı sağlayacağı belirtildi.
Haberde, Türkiye’nin Somali’deki en büyük denizaşırı askeri üssü olan TÜRKSOM’un ülkede bulunduğu ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yıllardır Somali ordusuna eğitim verdiği hatırlatıldı. Oruç Reis’in sismik faaliyetleri sırasında Türk donanmasının güvenlik sağladığı, korsanlık ve bölgesel istikrarsızlığın başlıca riskler arasında yer aldığı aktarıldı.
Analizde ayrıca, Türkiye’nin bu hamlesinin Mısır, Etiyopya ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi bölge aktörleri tarafından yakından izlendiği; Ankara’nın diplomatik dengeyi yönetme kapasitesine sahip olduğu değerlendirmesine yer verildi. Türkiye’nin Somali’deki enerji ve güvenlik adımlarının, Afrika Boynuzu’nda yeni bir dönemin kapısını aralayabileceği ifade edildi.

