Bakanlığın X hesabından yapılan paylaşıma göre, Duran ve Al Nahyan başkanlığındaki heyetler arasındaki Afrika konulu istişarelerde, Afrika’daki güncel gelişmeler hakkında görüş alışverişinde bulunuldu.
Görüşmelerde ayrıca, Afrika Boynuzu ve Sahel bölgelerinin istikrarı başta olmak üzere kıtanın yararına olacak potansiyel işbirliği alanları da ele alındı.
TÜRKİYE BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ İLİŞKİLERİ
Türkiye ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasındaki ilişkiler son yıllarda dikkat çeken dalgalanmalar yaşadı. Arap Baharı sonrası dönemde farklı cephelerde yer alan bu iki ülke, zamanla karşılıklı çıkarları gözeterek ilişkilerini normalleştirme sürecine girdi. Ekonomik iş birliği, bölgesel istikrar ve diplomatik temaslar, ilişkilerin geleceğini şekillendiren ana başlıklar oldu.
İlişkiler 2000’li yılların başında oldukça dostane bir seyir izliyordu. Ancak 2011’deki Arap Baharı’yla beraber iki ülkenin farklı politik pozisyonlar alması, ilişkilerde ciddi gerilimlere yol açtı. Özellikle Mısır, Libya ve Katar gibi konularda yaşanan görüş ayrılıkları; medya üzerinden sert söylemlerle desteklendi. Ancak bu kriz dönemi bile ekonomik ilişkilerin tamamen kopmasına neden olmadı.
2021 itibarıyla Türkiye ve BAE arasında dikkat çekici bir normalleşme süreci başladı. Liderler düzeyinde yapılan karşılıklı ziyaretler ve ekonomik iş birliklerinin yeniden canlandırılması, bu sürecin temel taşlarını oluşturdu. Özellikle BAE Devlet Başkanı Muhammed bin Zayid’in Türkiye ziyareti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Abu Dabi ziyaretleriyle yeni bir dönem başladı.
İki ülke arasındaki ekonomik ilişkiler normalleşme süreciyle birlikte hızlı bir ivme kazandı. BAE’nin Türkiye’deki yatırımları artarken, enerji, savunma sanayi, ulaştırma ve teknoloji alanlarında iş birliği anlaşmaları yapıldı. 2022 yılında imzalanan Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşması (CEPA), ilişkileri daha da derinleştirdi.
Türkiye ve BAE, her ne kadar geçmişte bölgesel meselelerde karşıt pozisyonlar alsa da günümüzde ortak güvenlik çıkarları doğrultusunda daha yakın bir iş birliği geliştiriyor. Doğu Akdeniz, Kızıldeniz ve Afrika Boynuzu gibi stratejik bölgelerde istikrarın sağlanması adına iki ülke artık daha fazla diyalog kuruyor.
İki ülke halkları arasında kültürel bağlar görece sınırlı olsa da turizm ve medya yoluyla artan bir karşılıklı etkileşim söz konusu. Türk dizileri BAE’de büyük ilgi görüyor, BAE vatandaşları Türkiye’yi turizm ve eğitim için tercih ediyor.
AFRİKA’DA TÜRKİYE-BAE REKABETİ NE BOYUTTA?
Afrika, hem Türkiye hem de Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) için giderek daha önemli hale gelen bir kıta. Enerji, altyapı, güvenlik ve diplomasi gibi alanlarda her iki ülkenin de Afrika’da aktif politikaları bulunuyor. Ancak bu politikaların bazı noktalarda örtüştüğü, bazı yerlerde ise ciddi biçimde çatıştığı görülüyor.
Her iki ülke de Afrika’da yatırım ve ticaret hacmini artırmaya çalışıyor. Özellikle altyapı, inşaat, enerji ve tarım alanlarında Türk ve Emirlik firmalarının benzer hedefleri var. Doğu Afrika limanları ve Batı Afrika’da lojistik merkezleri, iki ülkenin de ilgi alanında.
Türkiye TİKA aracılığıyla, BAE ise Emirates Red Crescent ve Khalifa Foundation üzerinden Afrika’da insani yardım projeleri yürütüyor. Özellikle açlık, sağlık ve eğitim alanlarında Afrika halkına doğrudan dokunan faaliyetler yapılıyor.
Türkiye son 20 yılda büyükelçilik sayısını artırırken, BAE de aynı şekilde Afrika’da diplomatik temsilciliklerini genişletiyor. Bu durum kıtada etkinlik alanlarını büyütmek için ortak bir motivasyon olduğunu gösteriyor.
İKİ ÜLKEDİNİN AFRİKA’DA ÇATIŞTIĞI ALANLAR
Afrika Boynuzu gibi stratejik bölgelerde Türkiye ve BAE zaman zaman karşıt pozisyonlarda yer alıyor. Somali özelinde Türkiye daha istikrarlı ve yerel yapılarla uyumlu bir politika izlerken, BAE zaman zaman yerel aktörleri destekleyen daha agresif politikalar benimseyebiliyor.
Türkiye, Somali’de askeri üs ve eğitim faaliyetleri yürütürken; BAE, Eritre ve Libya gibi ülkelerde askeri üsler kurarak bölgede askeri nüfuzunu artırmaya çalışıyor. Bu durum iki ülkenin Afrika’daki güvenlik mimarilerine farklı yaklaştığını gösteriyor.
Türkiye’nin Afrika politikasında daha çok “eşit ortaklık” ve “Afrika sorunlarına Afrikalı çözümler” yaklaşımı öne çıkarken; BAE’nin politikaları zaman zaman elitlerle kurulan ilişkiler ve stratejik kontrol arayışı üzerine şekilleniyor. Bu da halk düzeyinde etkileşimde farklı sonuçlar doğurabiliyor.