Sahla, Mouna ve Samira, bu üç Tunuslu kadının yolları, ortak bir tutku olan sanatla kesişti. Özellikle erkeklerin hâkimiyetinde olan hat sanatına gönül veren bu üç kadın, bugün sanat kulüplerinde çalışmalarını sürdürüyor. Her biri, yıllar boyunca sadece erkeklere açık olan bu alanda en üst seviyelere ulaşmayı hedefliyor.
TUNUS’UN İLK KADIN HATTATI
Sahla Gmati, Tunus’ta hat sanatı alanında çalışma yapan ilk kadın oldu. Ulusal Hat Sanatları Merkezi’nden bu alandaki tüm sertifikaları alan Sahla, bugün başkent Tunus’taki sanat kulüplerinde diğer kadınlara eğitim veriyor.

“Çocukluğumdan beri sanata ve resme ilgim vardı. Defterlerimi süslemek için saatler harcardım. Yazdıklarımı estetik başlıklarla güzelleştirmek isterdim” diyen Sahla’nın hayatı, 1999’da evinin yakınında açılan Ulusal Kaligrafi Sanatları Merkezi ile değişti. Girdiği ilk kursta sınıfın tek kadınıydı. Hem eğitmenler hem de öğrenciler erkekti. Ancak bu durum onu asla yıldırmadı.
“HAT SANATINA BAŞLADIĞIM İLK ANDAN İTİBAREN AŞIĞIM”
Sahla, bu sanatı ilk tanıdığı andan itibaren bırakmadığını söylüyor: “Bu sanatı gerçekten çok sevdim. Zamanımın büyük kısmını buna ayırdım.”
Onun bu tutkusu, zamanla uluslararası sergilere katılmasına ve eğitmenlik yapmasına imkân sağladı. Sahla, bu yolculuğu “zengin ama hâlâ tamamlanmamış bir yol” olarak tanımlıyor.

“Hat sanatını tamamen öğrendiğimi söyleyemem. Hâlâ öğreniyorum. Hâlâ gerçekleştirmek istediğim birçok hayalim var. En büyüğü de Kur’an-ı Kerim’in bir nüshasını yazmak” diyor.
Sahla ayrıca, bir gün Türkiye’ye giderek hat sanatının büyük ustalarıyla tanışmayı hayal ediyor. Özellikle eserlerine hayranlık duyduğu hattat Muhammed Özçay’ın 2000 yılında Tunus’a yaptığı ziyareti ve gerçekleştirdiği atölye çalışmalarını hâlâ hatırladığını vurguluyor.
SAHLA’NIN KADIN ÖĞRENCİLERİ
Sahla’nın öğrencilerinden biri olan ressam Mouna Abida, 2015’ten bu yana hat sanatıyla ilgileniyor. “Beni Sahla Gmati’ye yönlendiren öğretmenim oldu. Onun öğrencisi olmak benim için bir gurur kaynağı” diyor.
Mouna, hocasının kadın dayanışmasının ötesinde büyük bir bilgi ve sanatsal duyarlılığa sahip olduğunu belirtiyor: “Bu sanata o kadar tutkulu ki, bu sevgiyi öğrencilerine de aktarabiliyor.”
Sahla’dan ders alan bir diğer öğrenci ise emekli öğretmen Samira Frigui. Sanata ve resme olan ilgisini hat sanatına taşıyan Samira, bu alana bir yıl önce adım attı. Kısa süre önce başlamış olmasına rağmen, bu sanatı bırakmayı düşünmüyor.
GELENEKLE YENİLİĞİN KESİŞTİĞİ NOKTA
Sahla, Mouna ve Samira, hat sanatında gelenek ile yeniliği buluşturuyor. Birlikte, yaşayan bir miras inşa ediyorlar. Değişen bir dünyada, kadınsı yaratıcılığın gücünü temsil ediyorlar.
Onların ortaya koyduğu sanat sadece estetik değil; aynı zamanda bir dönüşüm, diyalog ve özgürleşme aracı olarak öne çıkıyor.