Ulusa sesleniş konuşmasında konuşan Cumhurbaşkanı Tshisekedi, 27 Haziran’da Washington’da imzalanan barış anlaşmasının Kongo için “kalıcı barış, bölgesel iş birliği ve ortak refah” açısından eşi benzeri görülmemiş bir fırsat sunduğunu belirtti. Tshisekedi, “Bu barış, toplumlarımızı yeniden inşa etme, ekonomilerimizi canlandırma ve her Kongolunun onurunu yeniden tesis etme kararlılığımızı temsil ediyor” dedi. Ancak bu barışın kırılgan olduğuna dikkat çeken lider, “Bu barışın güçlenmesi; hükümetin, vatandaşların ve uluslararası ortakların sarsılmaz bağlılığına bağlıdır. Mağdurlar için adalet arayışımız ve suçluların hesap vermesi yönündeki talebimiz devam edecek,” diye konuştu.
DEVLET OTORİTESİ YENİDEN TESİS EDİLECEK
Tshisekedi, hükümetin temel hedeflerinden birinin ülke genelinde devlet otoritesini yeniden tesis etmek ve alt bölge genelinde kalıcı, gerçek ve ortak bir barış sağlamak olduğunu vurguladı. ABD ve Katar’a, Ruanda ile Kongo Demokratik Cumhuriyeti arasında samimi bir diyalog kurulmasını sağlayan arabuluculuk süreçlerindeki katkılarından dolayı teşekkür etti. Kongo’nun doğusundaki çeşitli isyancı grupların oluşturduğu Fleuve Congo İttifakı (AFC), Ruanda ile imzalanan ABD destekli barış anlaşmasını “kısıtlı ama faydalı bir adım” olarak değerlendirdi. AFC Koordinatörü Corneille Nangaa, Kongo krizini sadece Kinşasa ile Kigali arasındaki bir gerilime indirgemeyi “kabul edilemez bir yanılsama” olarak nitelendirdi. Nangaa, M23’ün de yer aldığı AFC koalisyonunun taleplerinin hâlâ geçerli olduğunu ve çözümün ancak kapsayıcı bir diyalogla mümkün olabileceğini belirtti.
BAKANLARDAN ORTAK İMZA: BARIŞA UMUT DOĞDU
Kongo ve Ruanda dışişleri bakanları tarafından imzalanan anlaşma, bölgedeki yoğun çatışmalara son verme umudu taşıyor. Kongo Dışişleri Bakanı Therese Kayikwamba Wagner, anlaşmayı “diplomatik bir zafer ve Kongolular için büyük bir kazanım” olarak nitelendirirken, Ruandalı mevkidaşı Olivier Nduhungirehe ise metnin, “milis gruplara devlet desteğini geri dönülmez biçimde sona erdirme” taahhüdüne dayandığını söyledi.
Birleşmiş Milletler ve Batılı ülkeler tarafından Ruanda’nın desteklediği belirtilen M23 isyancı grubu, bu yılın başlarında Goma ve Bukavu gibi stratejik kentleri ele geçirerek Kongo’nun doğusunda önemli bir alanı kontrol altına aldı. Afrika Stratejik Çalışmalar Merkezi’ne göre, Şubat ayı sonuna kadar süren çatışmalarda en az 3 bin kişi hayatını kaybetti, 500 binden fazla kişi ise yerinden edildi.
Ruanda Dışişleri Bakanı Nduhungirehe, AFC/M23’ün açıklamalarına dair yorum yapmazken, Doha’da Katar’ın ara buluculuğunda süren müzakerelere destek verdiklerini ifade etti. Corneille Nangaa ise Doha görüşmelerinin Kongo hükümeti ile doğrudan müzakere zemini oluşturması gerektiğini belirtti. Aynı zamanda, M23 ile herhangi bir görüşmeye karşı çıkan Tshisekedi’nin bu tutumu, Nangaa tarafından “gelecek nesillere ihanet” olarak değerlendirildi.