ABD’deki Trump yönetiminin USAID’i kapatma ve diğer insani yardım kuruluşlarının fonlarını azaltma kararı, Kenya’daki mülteci kamplarını derinden etkiledi. Kararın yansımaları, küresel yardım kuruluşlarının faaliyetlerini sekteye uğratırken, Kakuma ve Dadaab’daki iki büyük mülteci kampı ciddi kaynak sıkıntısıyla karşı karşıya kaldı.
Kenya’nın kuzeyindeki kurak Turkana bölgesinde yer alan Kakuma Kampı’nda, Dünya Gıda Programı’na (WFP) ait depo neredeyse tamamen boşaldı. Yardım malzemeleri yüzde 25 seviyelerine kadar düşerken, depolarda kalan birkaç torba Amerikan mercimeği kamptaki son kaynaklar arasında yer alıyor.
AĞUSTOSTA MÜLTECİLERİN ÜÇTE BİRİNDEN FAZLASI HİÇ GIDA ALAMAYACAK
ABD’nin, WFP’nin en büyük bağışçısı olarak Şubat ayında finansmanı durdurmasının ardından, kampa hiçbir ek gıda yardımı ulaşmadı. Güney Sudan, Somali ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti gibi ülkelerden gelen 300 binden fazla mülteciye ev sahipliği yapan Kakuma’da, WFP mevcut stoklarla ancak sınırlı dağıtım yapabiliyor. Kurum, Ağustos ayında mültecilerin üçte birinden fazlasının hiç gıda alamayacağını bildirdi.
Güney Sudan’daki çatışmalardan kaçan yedi kişilik ailesiyle kampta yaşayan Regina Ngole, o gün toplayabildiği birkaç yaprağı göstererek içinde bulunduğu durumu gözler önüne serdi. Haziran ve Temmuz ayları için verilen pirinç, yağ ve mercimek çoktan tükenmiş durumda. Ağır yetersiz beslenme nedeniyle defalarca hastaneye kaldırılan iki yaşındaki çocuğu için bir toplum sağlığı görevlisi düzenli kontrole geliyor. Sağlık durumu kısmen iyileşse de, bu durumun sürdürülebilirliği belirsiz.
Kamp içinde iş kurmayı ya da geçici işlerde çalışmayı başaran az sayıda kişi olsa da, mültecilerin büyük çoğunluğu tamamen gıda yardımlarına bağımlı şekilde yaşıyor.

