Darüsselam’da düzenlenen PanAfGeo+ 2025–2029 programının lansmanında konuşan Madenler Bakan Yardımcısı Msafiri Mbibo, Tanzanya’nın grafit, lityum, kobalt ve nadir toprak elementleri gibi temiz enerji teknolojilerinde kritik rol oynayan kaynakların küresel tedarikçisi olmayı hedeflediğini vurguladı. AB destekli PanAfGeo+ girişimi, Afrika genelinde jeolojik araştırmalar ve teknik eğitimleri destekleyerek Tanzanya’da kritik minerallerin haritalanma oranını 2030’a kadar %16’dan %50’ye çıkarmayı amaçlıyor. 2023 yılında 3,5 milyar doları aşan maden ihracatı, ülkenin toplam ihracatının %56’sından fazlasını oluşturdu. Bu rakamlarla birlikte madencilik sektörü, Tanzanya ekonomisinin temel taşlarından biri haline geliyor. Mbibo, “Tanzanya, fosil yakıtlardan küresel çıkış sürecini desteklemek için stratejik bir konumda yer alıyor. Maden zenginliğimizi kapsayıcı büyüme için sorumlu bir şekilde kullanmaya kararlıyız” dedi.
ÇEVRECİLERDEN ŞEFFAFLIK VE DOĞA KORUMA UYARISI
Ancak hükümetin iyimser yaklaşımını herkes paylaşmıyor. Yerel denetim grupları ve çevreci aktivistler, kritik minerallerin hızlı bir şekilde çıkarılmasının ağır bedeller getirebileceği konusunda uyarıyor. Tanzanya Doğal Kaynaklar Gözlemevi’nden Fatuma Ndunguru, “Yeni maden sahaları açılmadan önce çevresel etki değerlendirmelerinin kamuoyuna açık hale getirilmesi ve yerel toplulukların gerçek anlamda sürece dahil edilmesi şart. Aksi takdirde, geçmişteki çıkarım endüstrilerinin hataları, yerinden edilme, çevre kirliliği ve eşitsizlik tekrarlanabilir,” dedi. Ndunguru, ayrıca AB gibi dış ortaklara aşırı bağımlılığın, ülkenin doğal kaynakları üzerindeki kontrolünü zayıflatabileceğini belirtti. “Avrupa hem eğitimleri finanse ediyor hem de verileri topluyor. Bu durumda, sonuçlar üzerinde kimin söz hakkı olacak?” diye sordu.
YERLİ KATMA DEĞER VE HESAP VEREBİLİRLİK ÇAĞRISI
Ekonomistler ise yerli katma değeri artıracak ve gelirleri adil paylaşacak daha net politikaların gerekliliğine dikkat çekiyor. Darüsselam Üniversitesi’nden Dr. Leonard Mwakapugi, “Hammadde ihracatı kısa vadede gelir sağlayabilir ancak uzun vadeli kapasite oluşturmaz. Rafineri yatırımları, istihdam yaratımı ve teknoloji transferi olmazsa kalkınma sürdürülemez,” ifadelerini kullandı. Hükümet yetkilileri ise bu eleştirilerin farkında olduklarını belirtiyor. Mbibo, çevresel ve sosyal uyumluluğun (ESG), yerel katılımın ve topluluk yararının teşvik edilmesine yönelik adımların atıldığını söyledi. Tanzanya’nın kritik mineraller alanında hâlâ erken aşamada olduğunu kabul eden Mbibo, yasal reformların ve paydaşlarla etkileşim süreçlerinin sürdüğünü de ekledi.
AB Büyükelçisi Christine Grau ise bu iş birliğinin sömürüye değil, ortaklığa dayandığını vurguladı. “Bu sadece hammaddelerle ilgili değil; Afrika uzmanlığının gelişmesini ve küresel sürdürülebilirlik hedefleriyle uyumlu bir yaklaşımı amaçlıyoruz,” dedi. Yine de uzmanlar, küresel çapta kritik mineraller için artan rekabetin ortasında Tanzanya’nın dikkatli hareket etmesi gerektiğini belirtiyor. Aksi takdirde, yeşil enerjiye geçiş süreci yerel ekosistemlerin zarar görmesi ve ekonomik bağımlılıkla gölgelenebilir.