Sudan’da 2023 yılı Nisan ayında başlayan iç savaş, ülke genelinde büyük bir yıkıma yol açarken, çatışmalardan kaçan yüz binlerce insan komşu ülke Çad’a sığındı. Sınır kasabası Adre’deki geçici kamp bugün 235 binden fazla Sudanlıya sığınak oldu. Ancak şimdi ise kendilerini hayatta tutan uluslararası yardım sistemi çökmek üzere.
Fatima Omas Abdullah neredeyse iki yıldır toprak üzerinde uyuyor. Sabahları ağrılarla uyanıyor, yaşam koşulları her geçen gün kötüleşiyor. “Burada hiçbir şey yok,” diyerek gözyaşları içinde derme çatma barakasının kapısını tutuyor. Abdullah, Adre kampındaki yüz binlerce mülteciden sadece biri.
YARDIMLAR GİDEREK AZALIYOR
Sudan’daki savaşın ardından Adre, hızlıca bir sığınma merkezine dönüştü. Ancak son aylarda yaşanan yardım kesintileri, bölgeyi kırılma noktasına getirdi. Özellikle ABD’nin katkısının büyük ölçüde düşmesi dikkat çekiyor. 2024’te Çad’daki acil insani müdahale için 39,3 milyon dolar sağlayan Washington, bu yıl şu ana kadar yalnızca 6,8 milyon dolar fon aktardı.
Birleşmiş Milletler’e göre, Çad’daki mülteci krizine yönelik gerekli fonun sadece %13’ü toplanabildi. Dünya Gıda Programı (WFP), Adre’deki gıda yardımının temmuzdan sonra kesilebileceğini açıkladı. Personel sayısı da dünya genelinde %30 oranında azaltıldı. Aynı şekilde BM Mülteci Ajansı’nın (UNHCR) doğu Çad operasyonları da %30’luk bütçe kesintisiyle karşı karşıya.
Adre, savaş öncesinde yaklaşık 40 bin nüfuslu küçük bir sınır kasabasıydı. Ancak Sudan’dan gelen kitlesel göçle birlikte bu sayı altı katına çıktı. Yerel halk ilk etapta mültecilere toprak verdi, destek sundu. Bugün kasabada Sudanlılara ait pazarlar, barınaklar ve hatta katlı yapılar bile var.
Adreli nakliyeci Asadiq Hamid Abdullah, “Toplumlar arasında saygı var ama her şey çok pahalılaştı,” diyor. Su fiyatları savaş öncesine göre dört katına çıktı. Kadınlar, Uluslararası Kızılhaç ve Sınır Tanımayan Doktorlar tarafından kurulan birkaç pompadan su alabilmek için saatlerce sıra bekliyor. Tartışmalar ise zaman zaman kavgaya dönüşüyor.
Üç yaşındaki çocuğunu kucağında taşıyan ve hamile olan Samia Ahmed, “Verilen gıda yardımı ay sonunu getirmiyor. Çamaşır ve temizlik işleri yaparak biraz para kazanıyorum,” diyor ve ekliyor: “Geleceği çok karanlık görüyorum.”
Mülteciler, yardım eksikliğini kendi çabalarıyla telafi etmeye çalışıyor. Kamp içinde Sudanlılar tarafından kurulan okullar, sağlık merkezi ve kadın danışma noktaları bulunuyor. Ancak bu dayanışma ağı da yetkililerin gözünde çözüm değil.
BM ve Çadlı yetkililer, Adre kampının aşırı kalabalık hale geldiğini ve güvenlik riski taşıdığını söylüyor. Çad Mülteci Komisyonu’ndan Hamit Hadjer Abdullai, suç oranlarının arttığına dikkat çekiyor. Özellikle “Kolombiyalılar” adıyla bilinen Sudanlı bir çetenin faaliyetleri endişe yaratıyor. Resmî açıklamalara göre çetenin yedi üyesi tutuklandı, ancak yerel halk grubun hâlâ etkili olduğunu savunuyor.
BM Mülteci Ajansı’nın yerel temsilcisi Benoit Kayembe Mukendi ise uyarıyor: “Adre’deki nüfus kapasitesini çoktan aştı. Güvenlik ve korunma açısından insanların başka kamplara taşınması gerekiyor.”
“AMA KİMSE GİTMEK İSTEMİYOR”
Birçok mülteci, daha önce gönderildikleri kamplardan dönerek yeniden Adre’ye gelmiş. Sebebi ise çok açık: Hem ülkelerine daha yakın olmak istiyorlar hem de burada ekonomik fırsatlar bulabiliyorlar.
Zohal Abdullah Hamad da onlardan biri. Kahve tezgâhı açtı ama bir gün çıkan bir kavgada vuruldu. “Kurşun karnıma isabet etti. O an vücudum buz kesti, hareket edemedim,” diye anlatıyor. Şimdi işini kapattığını söylüyor.
Son dönemde Adre’ye yeni gelen mültecilere ise burada kalma izni verilmiyor. Yerel makamlar, gelenlerin doğrudan kuzeydeki Tine kampına gönderilmesini şart koştu. BM her gün yaklaşık 2 bin kişiyi Adre’den Tine’ye taşıyor.
Adre’nin yaklaşık 180 kilometre kuzeyinde yer alan Tine kampı, nisan sonundan bu yana 46 bin Sudanlı mülteciyi ağırlamaya başladı. Ancak burada ne içme suyu var ne barınak ne de gıda. BM görevlileri, karşılaştıkları tablo karşısında şaşkın.
“İKİNCİ BİR ADRE FELAKET GETİRİR”
Yetkililer, Adre gibi bir başka kampın daha oluşmasının Çad için büyük bir insani krize yol açabileceği konusunda hemfikir. Ancak mülteciler için geri dönmek bir seçenek değil, yeni bir hayat kurmak ise imkânsız. Gittikleri her yerde boşluk ve yoksullukla karşılaşıyorlar.
Sudanlılar, sınırın bu tarafında hayatta kalmaya çalışıyor. Ama her geçen gün azalan yardımlar, artan nüfus ve büyüyen belirsizlikle birlikte Adre, yavaş yavaş bir sığınaktan insani felaketin eşiğindeki bir “kırılma noktası”na dönüşüyor.