Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Merkezi’nin yeni raporu, Sudan’daki savaşta çocukların “bilinçli olarak hedef alındığını” ortaya koydu. Araştırma, Sudan Silahlı Kuvvetleri (SAF) ile rakibi paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri’nin (HDK) çocuklara yönelik yaygın suçlar işlediğini, bu suçların cinayet, cinsel şiddet, zorla askere alma ve hastane ile okul gibi hayati altyapıların yok edilmesini kapsadığını belgeledi.
Middle East Eye haberlerine atıf yapılan raporda, savaştaki dış aktörlerin rolünü özellikle Birleşik Arap Emirlikleri’ni (BAE) işaret ediyor.
“HDK’nın içindeki muhbirlerden alınan bilgiler de dahil olmak üzere önemli kanıtlar, BAE’nin RSF ve müttefik milislere ağır silah, zırhlı araç, mühimmat ve insansız hava aracı tedarikinde, ayrıca finansman ve siyasi koruma sağlamada başlıca kaynak olduğunu doğruluyor.” denildi.
Sadece savaşın ilk yılında, Sudan genelinde 10 milyondan fazla çocuğun şiddete maruz kaldığı belirtildi.
“ÇOCUK KÖLELER, CİNSEL ŞİDDET VE ZORUNLU ASKERLİK”
Eski BM Sudan Daimi Temsilcisi ve insani yardım koordinatörü Mukesh Kapila, raporun önsözünde, yaşanan vahşetin “çocukları hedef alan köleleştirme, cinsel şiddet ve zorla askerlik” uygulamalarını en aşağılık biçimlerde uygulandığını belirtti.
Raoul Wallenberg Merkezi, çocukların ailelerinden koparıldığı, tecavüze uğradığı, aç bırakıldığı ve köleleştirildiği yönünde sistematik ihlallere dair “dehşet verici” raporlar aldığını bildirdi.
UNICEF Sudan Temsilcisi Sheldon Yett:
“Çocuklar açlıktan, hastalıktan ve şiddetten ölüyor. Hayatta kalmalarını sağlayabilecek hizmetlerden tamamen koparılıyorlar.”
UNICEF’e göre, Sudan’da 12 milyondan fazla sivil, toplumsal cinsiyete dayalı şiddet riski altında. Raporda, cinsel şiddetin özellikle çocuklar söz konusu olduğunda, “toplumsal damgalanma, misilleme korkusu ve sağlık, bildirim ve iletişim sistemlerinin çökmesi nedeniyle” büyük oranda rapor dışı bırakılmaya çalışıldığı vurgulandı.
”DOĞRUDAN ÇOCUKLARA KARŞI BİR SAVAŞ”
“A War on Children, a World Complicit” (Çocuklara Karşı Bir Savaş, Suç Ortağı Bir Dünya) başlıklı rapor, Roma Statüsü, Cenevre Sözleşmeleri, Soykırım Sözleşmesi, Irk Ayrımcılığının Kaldırılması Sözleşmesi, Çocuk Hakları Sözleşmesi ve gelecekteki İnsanlığa Karşı Suçlar Anlaşması gibi uluslararası hukuk belgelerine atıfta bulunuyor. Rapor:
“Mevcut kanıtlar, BAE’nin HDK’ya destek sağlayarak soykırımda suç ortaklığı yaptığını ve Soykırım ile Irk Ayrımcılığının Kaldırılması Sözleşmeleri’ni ihlal ettiğini gösteriyor.” ifadesine yer verdi.
Bu bulgular, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin ilk başsavcısı Luis Moreno Ocampo dahil olmak üzere birçok hukuk uzmanı tarafından incelendi ve onaylandı.
”BENZERİ GÖRÜNMEYEN BİR ÇOCUK KRİZİ”
Yaklaşık 50 milyon nüfusa sahip Sudan’da halkının yüzde 42’si 14 yaşın altında. Nisan 2023’te başlayan savaş, 16 milyon Sudanlı çocuğun acil insani yardıma ihtiyaç duymasına yol açtı. 17 milyon çocuk okula gidemiyor, çocukların yüzde 90’ı resmi eğitime erişemiyor. Save the Children örgütüne göre, çocuk aşılamasında 40 yıllık ilerleme tersine döndü, kolera yaygınlaştı ve önlenebilir hastalıklar hızla artıyor.

Beş yaş altı 4 milyon çocuk, şiddetli yetersiz beslenmeden muzdarip. Kuzey Darfur’un başkenti El-Faşir, HDK kuşatması altında 500 günü aşkın süredir kıtlık koşullarında yaşıyor. Raoul Wallenberg Merkezi’ne göre, zorunlu yerinden edilme en çok çocukları vurdu. 12 milyondan fazla yerinden edilmiş kişinin yüzde 53’ü çocuk. Bu da dünyanın en büyük çocuk göç krizini oluşturuyor.
BM, Nisan 2025’te “çocuklara karşı ciddi ihlallerin hızlı şekilde arttığını” doğruladı. Özellikle Darfur bölgesinde, “çocukların eşi benzeri görülmemiş düzeylerde öldürüldüğü ve sakatlandığı” bildirildi.
BİR MİLYAR DOLARLIK YARDIM AÇIĞI
Raoul Wallenberg Merkezi, 15 milyon çocuğun acil yardıma ihtiyaç duyduğunu fakat UNICEF’in Sudan’daki faaliyetleri için 1 milyar dolarlık bütçe açığıyla karşı karşıya olduğunu belirtti.
UNICEF Temsilcisi Sheldon Yett :
“Bir nesil çocuk, açlık, hastalık ve şiddet nedeniyle geri dönülmez bir yıkımın eşiğinde. Bu, önlenebilir bir felaket. Bilgimiz ve araçlarımız var, ama harekete geçmiyoruz.”
Kaynak: Middle East Eye