Sudan’daki paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK), Batı Darfur’daki Zemzem mülteci kampının kontrolünü ele geçirdiğini duyurdu. Grup, kampın ordu birliklerinden “tamamen kurtarıldığını” ve sivilleri korumak amacıyla askeri birliklerin konuşlandırıldığını belirtti.
HDK, Cuma günü hem kara hem hava saldırıları düzenlediğini, ardından kampın kontrolünü aldığını ifade etti.
ÇATIŞMALARDA 300’DEN FAZLA CAN KAYBI YAŞANDI
Birleşmiş Milletler, HDK’nın saldırılarında 320’den fazla kişinin hayatını kaybetmiş olabileceğini açıkladı. Ancak Darfur Valisi Minni Minnawi’nin liderliğindeki ordu destekli grup, ölü sayısının bunun dört katı olabileceğini ileri sürdü. Hayatını kaybedenler arasında sivillerin, çocukların ve yardım görevlilerinin de bulunduğu bildirildi.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ve bölgesel aktörler Suudi Arabistan, Mısır, BAE, Katar ve Sudan Ulusal Ümmet Partisi, HDK’nın hem Zemzem hem de Ebu Şuk kamplarına düzenlediği saldırıları kınadı.
BM, Zamzam kampında görevli son sağlık ekibinin de saldırılarda hayatını kaybettiğini açıkladı. HDK ise sivilleri hedef aldığı yönündeki suçlamaları reddetti ve sosyal medyada dolaşan görüntülerin “itibar sarsmaya yönelik dezenformasyon” olduğunu savundu.
GÖÇ YENİDEN BAŞLADI
Yerel yetkililer ve yardım görevlileri, çatışmaların şiddetlenmesiyle birlikte binlerce ailenin, yarım milyondan fazla yerinden edilmiş kişiyi barındıran Zamzam Kampı’ndan kaçtığını doğruladı. Sudanlı muhalif kaynaklara göre, HDK Komutanı Jedo Abenchok liderliğinde gerçekleştirdiği saldırılar yüzlerce kişinin ölümüne ve yaralanmasına yol açtı. BM’ye bağlı Uluslararası Göç Örgütü (IOM), 3 binden fazla ailenin El Faşir ve çevresine sığındığını belirtirken, Kuzey Darfur İnsani Yardım Komiseri Abbas Yousif Adam, yerinden edilen aile sayısının 70 bini bulduğunu açıkladı.
KAMPIN ASKERİ ÜS OLDUĞU İDDİASI
HDK, sivilleri hedef aldığı yönündeki suçlamaları reddetti. Grup, Sudan ordusunun kampı askeri üs haline getirdiğini ve sivilleri “canlı kalkan” olarak kullandığını öne sürdü.
EL-FAŞİR ÇEVRESİNDE ÇATIŞMALAR ARTIYOR
HDK son haftalarda, Darfur’daki ordu kontrolündeki son eyalet başkenti olan El-Faşir’e yönelik baskısını artırdı. Kuzey Darfur’un başkenti çevresindeki Zemzem ve Ebu Şuk kamplarına yönelik saldırılar da bu çerçevede gerçekleşti.
El-Faşir’in yaklaşık 180 kilometre doğusundaki Um Kadadah kasabasında, HDK’nın saldırıları sonucu 56 sivilin öldüğü bildirildi.
HDK aynı zamanda, insan hakları örgütleri tarafından sivillere karşı sistematik cinsel şiddet uygulamakla suçlanıyor. Bu suçlamalar, örgütün savaş suçu işlediğine dair uluslararası tepkileri artırmış durumda.
Geçtiğimiz ay Sudan ordusu, başkent Hartum’un kontrolünü yeniden ele geçirmişti. Çatışmalar bu gelişmenin ardından şiddetlendi.
Ülke fiilen ikiye bölünmüş durumda. Ordu, kuzey ve doğu bölgeleri kontrol ederken, RSF Darfur’un büyük bölümünde ve güneyin bazı bölgelerinde hâkimiyet kurdu.
ZAMZAM KAMPI KITLIKLA MÜCADELE EDİYOR
Zemzem ve Ebu Şuk, Sudan’da kıtlığın resmi olarak tespit edildiği beş bölgeden ikisi. Entegre Gıda Güvenliği Faz Sınıflandırması (IPC), bölgede açlık seviyesinin kritik düzeyde olduğunu bildirdi.
Yaklaşık 25 milyon insanın ( ülke nüfusunun yarısının ) şiddetli gıda güvensizliği yaşadığı tahmin ediliyor. Savaş, şimdiye dek on binlerce kişinin ölümüne ve 12 milyondan fazla insanın yerinden edilmesine neden oldu.
SUDAN’DA SİVİLLER ÖLÜM VE YIKIMIN ORTASINDA
Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) Başkanı Mirjana Spoljaric Egger, Sudan’daki çatışmaların ülkenin geneline yayıldığını belirterek, “Siviller, acımasız bir ölüm ve yıkım kabusuna hapsolmuş durumda.” ifadesini kullandı. Egger, Sudan’da ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında devam eden çatışmalara ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Nisan 2023’ten bu yana devam eden yıkıcı çatışmaların milyonlarca Sudanlının hayatını etkilediğini vurgulayan Egger, “Çatışma ülke genelinde alevlendi, kentsel alanları ve kent merkezlerini sardı. Siviller, acımasız bir ölüm ve yıkım kabusuna hapsolmuş durumda.” ifadelerine yer verdi.
Egger, son iki 2 yılda “insanlık dışı” çatışmalara şahit olduklarının, sivillerin öldürüldüğünün ve yaralandığının, evlerinin yağmalandığının ve geçim kaynaklarının yok edildiğinin altını çizdi.
Sudan’da, insani yardım ve ilk yardım ekibi çalışanlarının da kasıtlı olarak saldırıya uğradığına değinen Egger, “Çatışma, hastaneler, su istasyonları ve elektrik santralleri gibi sivil altyapılara yönelik kasıtlı saldırılarla daha ölümcül hale geliyor. Siviller çatışmada öldürülmezse, işleyen bir hastane olmadığı veya güvenli içme suyuna erişimleri olmadığı için ölebilir.” değerlendirmesinde bulundu.
Egger, Sudan’daki sivillere uygulanan dehşetin “savaşın kaçınılmaz sonuçları olarak” görülmemesi gerektiğini vurgulayarak, ateşkesin, insanlara ihtiyaç duydukları rahatlama fırsatını vereceğini kaydetti. Ateşkes öncesi savaş yasalarına saygı gösterilmesi çağrısında da bulunan Egger, “Son 2 yıldır yaşanan acıların çoğu, savaş kurallarına uyulmuş olsaydı önlenebilirdi. İnsani yardım fonlarındaki kesintiler bu sefaleti derinleştiriyor.” ifadelerini kullandı.
BM GENEL SEKRETERİ GUTERRES’TEN ÇAĞRI
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Sudan’da iki yılı aşkın süredir devam eden iç savaşın siviller üzerindeki yıkıcı etkisini vurgulayarak uluslararası topluma acil müdahale çağrısı yaptı. Guterres, pazar yerleri, hastaneler, okullar ve yerinden edilmiş kişilerin kaldığı kamplara yönelik ayrım gözetmeksizin yapılan saldırıları kınadı. BM verilerine göre yaklaşık 12 milyon kişi evlerini terk etmek zorunda kaldı; 3,8 milyonu komşu ülkelere sığındı. 30 milyondan fazla kişi insani yardıma muhtaç durumda, 25 milyon kişi ise akut açlıkla karşı karşıya. Kıtlık en az beş bölgede tespit edildi ve yayılma riski taşıyor.
Guterres, 2023’te başlayan çatışmalarda en az 90 yardım çalışanının hayatını kaybettiğini, insan hakları ihlallerine karşı bağımsız ve şeffaf soruşturmaların başlatılmasının şart olduğunu belirtti. Dış destek ve silah sevkiyatının durdurulması gerektiğini vurgulayarak, “Sivillerin korunmasının tek yolu bu anlamsız çatışmayı sonlandırmaktır,” dedi. BM’nin Sudan Özel Temsilcisi Ramtane Lamamra liderliğindeki barış çabalarına desteğini yineleyen Guterres, savaş nedeniyle ülkenin dünyanın en ağır insani krizlerinden biriyle karşı karşıya olduğunu ifade etti. BM ve yerel kaynaklara göre şimdiye kadar 20 binden fazla kişi hayatını kaybetti, 15 milyon kişi yerinden edildi. Bağımsız araştırmalar ise ölü sayısının 130 bini bulabileceğini öne sürüyor.
IOM’DAN KÜRESEL EYLEM ÇAĞRISI
BM Göç Ajansı (IOM), Sudan’daki savaşın üçüncü yılına girerken acil küresel eylem çağrısı yaptı. IOM’ye göre, Sudan’da 11,3 milyon kişi yerinden edilmiş, 8,6 milyon insan çatışmaların patlak vermesinden bu yana zorla göç etmek zorunda kalmış durumda. Ayrıca, 3,9 milyon Sudanlı komşu ülkelere sığınmış durumda. IOM, Sudan’da 30 milyondan fazla insanın acil yardıma ihtiyaç duyduğunu ve Darfur bölgesindeki insani koşulların her geçen gün daha da kötüleştiğini belirtti. Küresel müdahale fonlarının eksikliği, milyonlarca insanı yardımsız bırakabilir ve bölgesel istikrarı tehlikeye atabilir. IOM, uluslararası toplumun bu konuda daha fazla destek sağlaması gerektiğini vurguladı.
UNICEF’TEN SUDAN’A ACİL YARDIM ÇAĞRISI
UNICEF, Sudan’daki çatışmaların üçüncü yılına girerken insani yardıma muhtaç çocuk sayısının 15 milyonu aştığını ve toplamda 30 milyon insanın desteğe ihtiyaç duyduğunu açıkladı. Çocukların yarısı beş yaş altında, %90’ı ise eğitim dışında. Yerinden edilen 15 milyon kişinin çoğunu da çocuklar oluşturuyor. Kurum, cinayet, kaçırma ve okul-hastane saldırıları gibi ağır ihlallerin ülke geneline yayıldığını, Darfur, Hartum ve Güney Kordofan gibi bölgelerde ihlallerin arttığını bildirdi. Yardım teslimatlarının %60’tan fazlası güvenlik nedeniyle gecikiyor. UNICEF, yetersiz fon ve kötüleşen koşullar nedeniyle uluslararası toplumu 1 milyar dolarlık yardım çağrısıyla harekete geçmeye çağırıyor. “Sudan’ın çocuklarını terk edemeyiz” diyen UNICEF Direktörü Russell, yaklaşan yağmur mevsimiyle birlikte çocuklara ulaşmanın daha da zorlaşacağını vurguladı.
SUDAN’DA ÇATIŞMALAR 3. YILINA GİRDİ
Başkent Hartum’da başlayan ve ülkenin birçok bölgesine sıçrayan çatışmalar, 3. yılına girdi. Dünyanın en büyük yerinden edilme krizine sebep olan çatışmalar nedeniyle de ülkede halk, türlü zorluklarla karşı karşıya kaldı.

Ordu güçleri, 26 Mart’ta, çatıştıkları HDK’nin yaklaşık 2 yıldır elinde bulundurduğu Cumhurbaşkanlığı Sarayını geri aldı. Bu gelişme, çatışmaların seyrini değiştiren bir adım olarak değerlendirilirken, bunun çatışmaların bittiği anlamına gelmediği vurgulanıyor.
SUDAN İÇ SAVAŞI NEDEN VE NE ZAMAN BAŞLADI?
Sudan, 2023 yılı Nisan ayının ortasından bu yana, ülkenin fiili yöneticisi olan Egemenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan komutasındaki Sudan Silahlı Kuvvetleri ile paramiliter yapı olan Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında yoğun çatışmalara sahne oluyor.
Çatışmalar, geçmişe dayanan siyasi ve askeri gerilimlerin sonucu olarak ortaya çıktı. 2019 yılında, yaklaşık 30 yıl boyunca ülkeyi yöneten Ömer el-Beşir’in devrilmesinin ardından kurulan geçici hükümette, hem ordu hem de HDK yer aldı. Ancak 2021 yılında iki yapı, sivil yönetime karşı birlikte darbe düzenledi. Sonrasında ise ülkedeki geçiş süreci askıya alındı ve ordu ile HDK arasında güç mücadelesi belirgin hale geldi.
İç savaşın doğrudan tetikleyicisi, ordu ve HDK arasında yaşanan “entegrasyon” kriziydi. Askeri ve güvenlik reformları kapsamında HDK’nin düzenli orduya entegre edilmesi gündeme geldi. Ancak iki taraf arasında entegrasyonun süresi, yöntemleri ve komuta kademesi konusunda derin görüş ayrılıkları yaşandı.
Yaşanan anlaşmazlıklar taraflar arasında güven bunalımına yol açtı. Gerginliğin tırmanması sonucunda Nisan 2023’te başkent Hartum başta olmak üzere ülke genelinde silahlı çatışmalar başladı.