Sudan’da çatışmalar yeniden şiddetlenirken insani kriz giderek büyümeyi sürdürüyor. Batı Kordofan’daki Babanusa’da Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki çatışmalar yeniden alevlendi. Aynı gün Afrika Birliği’nin soykırım önleme elçisi Port Sudan’a gelerek yerel yetkililerle görüşmeler yaptı. Birleşmiş Milletler ise El Feşir’de, HDK kuşatması ve sivillere yönelik saldırılar nedeniyle ülkenin en ağır insani krizlerinden birinin yaşandığını duyurdu. Diğer yandan Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) bir Sudanlı direniş komitesi sözcüsünü gözaltına alması, uluslararası tepkilere yol açtı.
AFRİKA BİRLİĞİ GÖREVLİSİ PORT SUDAN’DA
16 Kasım’da Afrika Birliği’nin Soykırımın Önlenmesi Özel Danışmanı Adama Dieng, dört günlük resmi ziyaret için Port Sudan’a ulaştı. Ziyaret kapsamında Dışişleri, Adalet, Din İşleri Bakanlıkları ve Cumhuriyet Savcılığı ile bir dizi toplantı yapması planlandı. Dieng’in temaslarında, HDK’nin birçok bölgede sivillere yönelik ağır ihlalleri, El Feşir ve Darfur’daki saldırılar ile Sudan’ın birliğini tehdit eden dış müdahaleler hakkında bilgilendirme yapılacağı açıklandı.

Dieng Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi’nde yaptığı konuşmada, özellikle El Feşir, Darfur ve Büyük Kordofan’da durumun “kritik ve trajik bir aşamaya ulaştığını” belirtti. Zamzam kampından kaçanların tanıklıkları, kuşatma koşullarını, sistematik öldürmeleri ve etnik temelli saldırıları ortaya koydu. Bunun “insanlığa karşı suç ve soykırım” niteliğinde olduğunu ifade etti.
HDK, Nisan 2024’te Zamzam kampını ele geçirmiş; BM, kamp baskınında yaygın öldürme, cinsel saldırı, yağma ve bir milyondan fazla insanın yerinden edilmesi gibi ağır ihlaller kaydetmişti. Ayrıca HDK’nin ikinci komutanı Abdel Rahim Dagalo’nun operasyon sırasında bölgede bulunması, liderliğin ihlalleri onayladığı yönündeki iddiaları güçlendirdi.
Sudan hükümeti ise BAE’nin komşu ülkeler üzerinden HDK’ye silah ve paralı savaşçı sağladığına dair kanıtları olduğunu belirterek, bu akış durdurulursa savaşın büyük ölçüde sona ereceğini savundu.
BABANUSA’DAKİ ÇATIŞMA
Aynı gün Batı Kordofan’ın stratejik Babanusa şehrinde Sudan ordusu ve HDK arasında yoğun çatışmalar yaşandı. HDK, şehri ele geçirme girişimlerinin başarısız olmasının ardından aylar önce geri çekilmiş, fakat 2024’ten bu yana şehri kuşatma altında tutmuştu. Yerel arabuluculuk girişimlerinin sonuçsuz kalması üzerine HDK, Darfur’dan geniş çaplı askeri takviye göndererek Babanusa’ya yeni bir saldırı başlattı. Arabuluculuk önerisi, ordunun hem şehirden hem de Heglig’den çekilmesini ve güvenli çıkışın sağlanmasını içeriyordu ancak ordu bu koşulları reddederek direnme kararlılığını duyurdu.

Askeri kaynaklar, HDK’nin şafak saatlerinde 22. Piyade Tümeni ile 89. Tugay’ın çevresindeki mevzilere yoğun topçu ve İHA saldırılarıyla geniş çaplı bir harekât başlattığını aktardı. HDK’ye yakın platformlar, güçlerinin ordu üssünü ele geçirmeye yakın olduğunu iddia eden görüntüler paylaştı. Buna karşılık ordu da çok sayıda HDK aracının imha edildiğini gösteren videolar yayımladı. HDK, Batı Kordofan’daki birçok şehri kontrol ederken, ordu Babanusa ile Heglig’deki petrol sahalarını elinde tutuyor.
BAE SUDANLI DİRENİŞ KOMİTESİ ÜYESİNİ TUTUKLADI
BAE güvenlik güçleri, Omdurman’ın güneyindeki El-Saliha direniş komiteleri sözcüsü Nader Maryoud’u gerekçe açıklamadan gözaltına aldı. Ailesi, Maryoud’un iki haftadan uzun süredir temasa kapalı şekilde tutulduğunu ve durumunun ciddi insan hakları ihlali teşkil ettiğini belirtti.
Direniş komiteleri, tutuklamanın, BAE’nin HDK’ye verdiği desteği eleştiren bir açıklama yayımlamalarından saatler sonra gerçekleştiğini söyledi. Komiteler, Maryoud’un suçlama olmaksızın zorla Sudan’a sınır dışı edilmek istendiğini, bunun uluslararası hukuka aykırı olduğunu vurguladı.

Activistlere göre yüzlerce Sudanlı, HDK’ye karşı ordudan yana tavır aldıkları için BAE hapishanelerinde tutuluyor. Bu durum, BAE’nin Sudan’daki iç savaşa aktif müdahale ettiği iddialarını yeniden gündeme taşıdı.
BM: EL FEŞİR’DEKİ DURUM EN AĞIR İNSANİ KRİZLERDEN BİRİ
BM İnsani İşler Genel Sekreter Yardımcısı Tom Fletcher, 560 günü aşan kuşatma ve 26 Ekim’de HDK tarafından ele geçirilmesinin ardından El Feşir’in “ülkenin en kötü insani felaketlerinden biriyle” karşı karşıya olduğunu söyledi. HDK’nin şehre yardım girişlerini engellemesi uzun süreli kıtlığa yol açtı. BM, halkın hayvan yemi yemek zorunda kaldığını, pazarların tamamen yıkıldığını belirtti. Şehirden kaçanlar, yolların kapatıldığını ve sivillerin öldürüldüğünü anlattı.
Tawila’da yerinden edilmiş binlerce kişiyle görüşen Fletcher, uydu görüntüleri ve tanıklıkların “cinsel saldırı, işkence ve gasp dahil korkunç olayları” doğruladığını söyledi.
BM, El Feşir’e güvenli geçişler açılması, yaralıların tahliyesi ve şehrin içinde ihtiyaçların haritasını çıkaracak bir ekibin gönderilmesi için çalışıyor. Ancak fon yetersizliği büyük bir kriz oluşturuyor; yardım çağrısının yalnızca üçte biri karşılandı. Fletcher, önümüzdeki üç ay için acilen 500 milyon dolar gerektiğini vurguladı. Tawila’da 655 binden fazla yerinden edilmiş kişi bulunuyor; ailelerin %98’inin temel uyku gereçlerinden yoksun olduğu, çocukların %30’unun ise ciddi yetersiz beslenme yaşadığı raporlandı.
Fletcher, uluslararası topluma baskıyı artırma çağrısı yaparak “Dünya onları bir kez daha yüzüstü bırakamaz.” ifadelerine yer verdi.
Kaynak: Ajanslar

