İHH İnsani Yardım Vakfı ve İNSAMER (İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani ve Sosyal Araştırmalar Merkezi) iş birliğiyle 22 Şubat 2025 tarihinde İstanbul’da düzenlenen “Sudan Krizi ve Çözüm Önerileri Çalıştayı”, savaşın insani dramını ve çözüm yollarını ele almak amacıyla gerçekleştirildi.
Çalıştaya Sudanlı düşünce kuruluşları temsilcileri, Türk ve yabancı akademisyenler, insani yardım uzmanları ve medya mensupları katıldı. Katılımcılar, hem sahadan gözlemlerini hem de çözüm önerilerini paylaşarak çok katmanlı bir krize karşı ortak çözüm geliştirmeye çalıştı.
ÇALIŞTAYIN AMACI VE KATILIMCILAR
Çalıştay, Sudan’da 2023’ten bu yana devam eden iç savaşın neden olduğu insani felaketin, siyasi ve sosyal etkilerinin analiz edilmesi, barışa dair senaryoların tartışılması ve ulusal entegrasyon çerçevesinde çözüm önerilerinin geliştirilmesi amacıyla gerçekleştirildi.
Katılımcılar arasında Carter Center temsilcisi Muhammed Osman Al-Baroudi, AA Afrika Masası’ndan Dr. Gökhan Kavak ve İNSAMER’den çalıştayın yürütücüsü Dr. Serhat Orakçı, çeşitli sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, gazeteciler, akademisyenler ve Türkiye’deki Sudan diasporası yer aldı.
BARIŞ PERSPEKTİFİ: ASKERİ SÖYLEMİN ÖTESİNE GEÇİLMELİ
Muhammed Osman Al-Baroudi, Sudan’daki çatışmanın askeri değil diplomatik yöntemlerle çözülebileceğini belirtti.

Barışa ulaşmanın ön koşulunun, askeri söylemin geride bırakılması olduğunu vurgulayan Al-Baroudi, tarafların ayrı müzakere kanallarıyla diyalog kurması gerektiğini söyledi. Vestfalya Barışı modelinin Sudan’da da uygulanabileceğini belirten Al-Baroudi, çatışan tarafların doğrudan değil, ayrı masalarda uzlaşabileceğine işaret etti.
HDK’NIN YAPISI VE DIŞ BAĞLANTILARI
Çalıştayda, HDK’nin (Hızlı Destek Kuvvetleri) sadece iç dinamiklerden değil, dış aktörlerden de beslendiği vurgulandı. Özellikle BAE’nin HDK üzerindeki etkisi ve Kenya gibi bazı ülkelerden aldığı dolaylı destek tartışıldı. Bu nedenle Sudan krizinin yalnızca iç savaş olarak değil, aynı zamanda bölgesel güç mücadelesi olarak da değerlendirilmesi gerektiği ifade edildi.
HARTUM MERKEZLİ SAVAŞIN DİNAMİKLERİ
Çalıştayda, savaşın başkent Hartum merkezli olduğu, çatışmaların genellikle şehir içi sokak savaşları şeklinde yaşandığı dile getirildi. Dr. Gökhan Kavak, savaşın sivilleri doğrudan hedef aldığına dikkat çekti. Hartum’un doğusunda HDK güçlerinin sivil yerleşim alanlarına girmesiyle yaşanan hak ihlalleri anlatıldı.
ENTEGRASYON VE MEŞRUİYET: SUDAN’IN GELECEĞİNE DAİR KİLİT BAŞLIKLAR
Dr. Serhat Orakçı, barış sürecinin başarılı olabilmesi için siyasi, ekonomik ve sosyal entegrasyonun şart olduğunu vurguladı. Meşru ve halkın temsilini esas alan bir yapı oluşturulmadığı sürece Sudan’ın istikrara kavuşamayacağı ifade edildi. Ordu destekli teknokrat bir hükümet planına değinilirken, HDK’ye yakın çevrelerin Nairobi’de paralel hükümet ilan etmeye çalıştıkları belirtildi. Bu gelişmenin Sudan’ın bölünme riskiyle karşı karşıya olduğunu gösterdiği belirtildi.
TÜRKİYE’NİN ROLÜ: TARAFSIZ AMA AKTİF BİR ARABULUCU OLABİLİR
Katılımcılar, Türkiye’nin Sudan krizinde daha aktif bir rol oynayabileceği görüşünde birleşti. Özellikle Suudi Arabistan ve ABD’nin başını çektiği Cidde sürecinin başarısız olduğu vurgulanırken, Türkiye’nin İsviçre gibi tarafsız ülkelerle koordinasyon içinde çalışarak yeni bir barış süreci başlatabileceği ifade edildi. Sudan halkının Türkiye’ye duyduğu güven de bu görüşü destekleyen en önemli unsur olarak öne çıktı.
İNSANİ DURUM: ACİL YARDIM KORİDORLARI OLUŞTURULMALI
İHH ve diğer yardım kuruluşları, HDK’nin kontrolündeki bölgelerde insani yardımların ulaştırılmasında ciddi sorunlar yaşandığını rapor etti.

Yardım koridorlarının açılması ve uluslararası insani hukuk çerçevesinde taraflara baskı yapılması gerektiği dile getirildi. İnsani krizin çözümü için güvenli erişim öncelikli adım olarak belirlendi.
SİVİL SİYASET VE GENÇ NESİLLER
Çalıştayda birçok konuşmacı, mevcut siyasi yapının çözümsüzlüğe mahkûm olduğunu savunarak genç ve eğitimli nesillerin yönetime dâhil edilmesi gerektiğini belirtti. Sudan halkının artık hesap verebilir, sivil yönetimler talep ettiği ve askeri yönetimlerin uzun vadeli çözüm sunamayacağı vurgulandı.
ÇALIŞTAYIN SONUCU: BİRLEŞİK VE ENTEGRE BİR BARIŞ VİZYONU
Çalıştayın sonunda ortaya çıkan ortak kanaat, Sudan’daki çatışmaların sadece askeri yöntemlerle değil; diplomatik, insani ve toplumsal entegrasyonla çözülebileceği yönünde oldu. Katılımcılar, barış sonrası dönemde anayasa süreci, mültecilerin geri dönüşü, sosyal yeniden yapılanma ve medya desteği gibi başlıkların da mutlaka ele alınması gerektiğini belirtti.
Sudan krizinin çözümü için sadece barışı konuşmak değil, barışın topluma ne kazandıracağını somut olarak göstermek gerektiği vurgulandı.
Raporun tamamına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
https://www.insamer.com/tr/sudan-krizi-ve-cozum-onerileri-calistay-raporu.html