Rusya’nın paramiliter yapılanmaları, Wagner Grubu’ndan Afrika Kolordusu’na uzanan süreçte Kremlin’in dış politikada en etkili araçlarından biri haline geldi. Star Açık Görüş yazarı Cihad İslam Yılmaz’ın değerlendirmesine göre, stratejinin nihai amacı Batı’nın etkisini sınırlamak, Rusya’nın jeopolitik nüfuzunu kalıcılaştırmak ve yaptırımların neden olduğu ekonomik izolasyonu aşacak yeni ortaklık ağları kurmak.
Wagner Grubu 2010’lu yılların başında ortaya çıktı. Resmi olarak Rusya devletine bağlı olmayan ancak Kremlin ile güçlü bağlara sahip bu yapı, kurucu figürlerden Dmitri Utkin’in savaş çağrı kodundan adını aldı. Wagner, doğrudan Savunma Bakanlığı’na bağlı olmadığını öne sürse de askeri teçhizat, eğitim ve operasyonel kapasite bakımından Rus devletinden beslendi. Bu durum, onu “inkâr edilebilirlik” ilkesine dayalı esnek bir dış politika aracı haline getirdi.
Wagner’in ilk faaliyetleri 2014’te Ukrayna’nın doğusundaki Donbas bölgesinde görüldü. Grup, Moskova’nın resmen üstlenmediği askeri müdahalelerde öncü rol oynayarak Rusya’nın doğrudan sorumluluk almadan askeri baskı kurmasına imkân tanıdı. 2015’te Suriye’de sahneye çıkan Wagner, Esad rejiminin kritik bölgeleri ele geçirmesinde aktif görev aldı ve karşılığında enerji ile doğal kaynak imtiyazları elde etti.
WAGNER: RUSYA’NIN AFRİKA AÇILIMININ GÜVENLİK AYAĞI
Afrika’daki varlığı ise 2017’den itibaren belirginleşti. Wagner, Rusya’nın Afrika açılımının güvenlik ayağını üstlendi; askeri danışmanlık, güvenlik hizmetleri ve doğrudan operasyonlara katıldı. Orta Afrika Cumhuriyeti’nde hükümetin kırsaldaki kontrolünü artırdı, Mali’de sahaya indi, Sudan’da altın madenlerinin güvenliğini sağladı, Libya’da General Halife Hafter’e destek verdi. Bunun yanı sıra bilgi savaşı, medya kontrolü, seçimlere müdahale ve siyasi danışmanlık faaliyetleriyle Rusya’nın kıtadaki etkisini pekiştirdi.
Ancak 2023’teki Prigojin krizi bu yapının risklerini açığa çıkardı. Wagner lideri Yevgeni Prigojin, 23–24 Haziran 2023’te “adalet yürüyüşü” adını verdiği bir isyan başlatarak Güney Askerî Bölge Karargâhı’nı ele geçirdi ve Moskova’ya yöneldi. Krizin temelinde Savunma Bakanı Sergey Şoygu ve Genelkurmay Başkanı Valeriy Gerasimov ile yaşanan yetki çatışmaları, ayrıca Ukrayna’daki lojistik ve mühimmat sorunları vardı. Bu olay, Kremlin’in paramiliter güçler üzerindeki denetim kapasitesini sorgulatırken, Wagner’in yarı-özerk konumu onu potansiyel bir tehdit haline getirdi.
Prigojin’in 24 Ağustos 2023’teki uçak kazasında hayatını kaybetmesi ise Kremlin için hem güç gösterisi hem de paramiliter alanın yeniden düzenlenmesi açısından dönüm noktası oldu. Bu tarihten sonra Rusya, Wagner’in Afrika’daki faaliyetlerini doğrudan Savunma Bakanlığı kontrolüne almak için “Afrika Kolordusu” (Africa Corps) adlı yeni bir yapı kurdu.
AFRİKA KOLORDUSU, HEM ASKERİ HEM DE EKONOMİK VE SİYASİ GÜÇ
Afrika Kolordusu, Wagner’in aksine bakanlığa bağlı merkezi bir komuta zincirine sahip. Kadroları hem eski Wagner unsurlarından hem de yeni sözleşmeli askerlerden oluşturuldu. Bu sayede Kremlin, Afrika’daki müttefiklerine güvenlik desteğini kesintisiz sürdürürken yarı-özerk yapıların doğurabileceği riskleri minimize etmeyi hedefledi.
Kolordunun faaliyetleri yalnızca askeri değil; aynı zamanda maden güvenliği, altyapı projeleri, bilgi operasyonları ve diplomatik anlaşmalarla ekonomik ve siyasi boyutlar da içeriyor. Altın, elmas ve uranyum gibi stratejik kaynakların kontrolü, Rusya’nın yaptırımlara karşı ekonomik direncini artırıyor. Ayrıca yerel medya ve sosyal ağlarda yürütülen propaganda faaliyetleriyle Rusya’nın meşruiyeti güçlendirilirken, Batı karşıtı söylemler öne çıkarılıyor.
Afrika Kolordusu’nun faaliyetleri genellikle resmi güvenlik iş birliği anlaşmalarıyla çerçeveleniyor. Askeri eğitim, silah tedariki ve lojistik destek bu anlaşmalar kapsamında sunuluyor. Böylece Rusya’nın paramiliter varlığı uluslararası platformlarda daha meşru bir zemine taşınıyor.
KREMLİN’İN “KURUMSALLAŞMIŞ DEVLET KONTROLÜ” MODELİ
Uzmanlara göre, bu dönüşüm Kremlin’in paramiliter alanda “lider odaklı gayriresmî model”den “kurumsallaşmış devlet kontrolü” modeline geçtiğinin göstergesi. Böylece Rusya, hem operasyonel sürdürülebilirliği artırmayı hem de uluslararası alanda daha savunulabilir bir konum elde etmeyi amaçlıyor.
Sonuç olarak, Afrika Kolordusu Kremlin’in kıtada sert güç unsurlarını yumuşak güç enstrümanlarıyla harmanlayan hibrit stratejisinin merkezine yerleşmiş durumda. Bu strateji, Batı’nın etkisini sınırlandırmayı, Rusya’nın nüfuzunu kalıcılaştırmayı ve yaptırımların yarattığı ekonomik izolasyonu yeni ortaklık ağlarıyla aşmayı hedefliyor.