Ellie Zanziman, 1999 yılında Ruanda’da dünyaya geldi. Doğduğunda kafası yaşıtlarına göre oldukça küçüktü. Bunun sebebi mikrosefali adı verilen, nadir görülen bir durumdu.

Fiziksel görünümü nedeniyle köydeki insanlar onunla alay etti. Ona “maymun” dediler, okuldan uzak tuttular. Eğitim alacak kapasitede olmadığını düşündüler. Ellie de insanların arasından uzaklaşıp ormana sığındı.
MİKROSEFALİ NEDİR?
Mikrosefali, doğuştan gelen ya da erken yaşta ortaya çıkan bir hastalıktır. Bu durumda çocuğun başı normalden küçük olur ve bu da genellikle zihinsel ve fiziksel gelişim sorunlarına yol açar. Tedavisi olmasa da özel eğitim ve destekle yaşam kalitesi artırılabilir.
YILLARCA İNSANLARDAN UZAKTA YAŞADI
Ellie yıllar boyunca ormanda tek başına yaşadı. Ot ve muz gibi doğal yiyeceklerle beslendi. Zamanla insanlarla bağ kurmayı bıraktı ve konuşmayı unuttu. Onun sessizliği, yalnızlığı ve görünmezliği kimseyi rahatsız etmedi çünkü kimse onu aramadı.
BELGESEL HAYATINI DEĞİŞTİRDİ
Bir gün bir belgesel ekibi Ellie’yi fark etti. Afrimax TV onun hikayesini dünyaya duyurdu. Yayınlanan video kısa sürede büyük yankı uyandırdı. İnsanlar onun yaşadıklarına kayıtsız kalmadı.

Dünyanın dört bir yanından insanlar Ellie için bağış yaptı. Yeni bir ev inşa edildi. En önemlisi de eğitim hayatı başladı.
ELLIE ARTIK OKULDA

Ellie şimdi yaşıtlarıyla birlikte bir okulda eğitim görüyor. Özel gereksinimli çocuklara destek veren bir merkezde ders alıyor. Üzerinde okul kıyafeti, yüzünde umut var.
Eskiden ormanda tek başına gezen, korkan, kaçan bir çocuktu. Şimdi okulunda seviliyor, destekleniyor ve öğreniyor.
ANNESİ: “BU BİR MUCİZE”
Annesi oğlunun bu dönüşümünü mucize olarak tanımlıyor. “Onun için hep korkuyordum, insanlar ona kötü davranıyordu. Şimdi okulda ve çok mutlu” diyor.

Artık onunla tanışmak, fotoğraf çektirmek isteyen insanlar var. Ellie yalnız değil.
BİR SEMBOL HALİNE GELDİ
Ellie Zanziman, sadece bir çocuk değil. Toplumun dışladığı, susturduğu ama sonra kendi sesiyle geri dönen biri. O, farklı olanların da sevilmeye, öğrenmeye ve yaşama hakkı olduğunu gösteren güçlü bir örnek.

Bu hikâye, önyargıların neler alıp götürebileceğini ama sevgi ve destekle nelerin değişebileceğini hatırlatıyor.