ABD Başkanı Donald Trump ile Güney Afrika Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa, 21 Mayıs 2025 Çarşamba günü Beyaz Saray’daki Oval Ofis’te bir araya geldi. Bu görüşmeden yalnızca birkaç hafta sonra ikili, Kanada’nın Kananaskis kentinde 16 Haziran’da başlayacak G7 Zirvesi kapsamında tekrar buluşacak.
OVAL OFİS’TEKİ GERGİN GÖRÜŞME
Üç hafta önce Beyaz Saray’da yapılan ilk görüşme, birçok kişi tarafından “Ramaphosa’ya kurulmuş bir pusu” olarak tanımlandı ve medyada geniş yankı uyandırdı. Güney Afrikalı yetkililere göre Trump, planlanan gündemin dışına çıkarak Ramaphosa’ya toprak reformu, göçmenlik ve ticaret gibi konularda sert bir üslupla sorular yöneltti. Görüşmedeki gerilim açıkça hissedildi ve yaşananlar şimdiden diplomasi kulislerinde birer efsane haline geldi.
Ramaphosa, bu olaydan sonra yaptığı açıklamada G7 Zirvesi’nde Trump ile yeniden görüşeceğini doğruladı. Pretoria’da basın karşısına geçen Ramaphosa, “Almanya Şansölyesi, Kanada Başbakanı ve elbette Beyaz Saray’da görüştüğümüz Başkan Trump ile ikili görüşmeler gerçekleştireceğim” dedi. Amacının Beyaz Saray ile ilişkileri “rayına oturtmak” istediğini belirtti.
İKİNCİ KARŞILAŞMA
Bu ikinci görüşme, Washington ile Afrika Birliği arasındaki gerginliğin gölgesinde gerçekleşecek. Trump’ın bazı Afrika ülkelerine yönelik seyahat yasakları ve Afrika ihracatına getirilen yeni gümrük vergileri, kıtada ciddi tepki toplamış durumda. Afrika kıtasının küresel ölçekte en görünür liderlerinden biri olan Ramaphosa, bir yandan bu politikalara karşı dururken, diğer yandan diplomasiyi sürdürmeye çalışıyor.
İlk buluşmalarında Trump, Güney Afrika’nın ekonomik dayanıklılığını överken; Ramaphosa, ilişkilerin karşılıklı saygı temelinde yürütülmesi gerektiğini söylemişti. Bu kez ise ikili, daha karmaşık bir dünya gündemiyle karşı karşıya. Trump hâlâ dış ilişkilerde “önce çıkar” anlayışını benimserken, Ramaphosa çok taraflı iş birliklerine (Özellikle Afrika Birliği, BRICS ve şu anda başkanlığını yürüttüğü G20 gibi platformlara) öncelik veriyor.
SOSYAL MEDYA İKİYE BÖLÜNDÜ
Ramaphosa’nın G7 Zirvesi kapsamındaki bu görüşmeyi, ABD-Afrika ilişkilerini iyileştirme fırsatına çevirmesi bekleniyor. Ticarette adil anlaşmalar, vize kolaylığı, dijital ve yeşil altyapıya yatırım gibi başlıklar masada olacak.
Ancak sosyal medya ikiye bölünmüş durumda. Bazıları Ramaphosa’nın bu yaklaşımını pragmatik liderlik olarak değerlendirirken, bazıları Trump ile yapılan tekrar görüşmelerini “fazla ödün verici” buluyor. Destekleyici yorumların yanı sıra bu görüşmeyi alaya alan karikatürler ve esprili içerikler de yayılıyor.
İKİNCİ GÖRÜŞMENİN ÖNEMİ
Görüşmenin sembolik yanı kadar, küresel diplomasi açısından taşıdığı anlam da büyük. Bu buluşma, Afrika’nın yükselen diplomatik etkisini ve Ramaphosa’nın Küresel Güney’in sesi olma çabasını gözler önüne seriyor.
Ancak bu yeniden kurulan diyalogun somut sonuçlar getirip getirmeyeceği, yoksa yalnızca eski senaryoları tekrar mı sahneleyeceği şimdilik belirsiz. Net olan şu ki dünyanın giderek kutuplaştığı bir dönemde, Trump-Ramaphosa görüşmesi yalnızca iki liderin değil, Afrika’nın uluslararası sistemdeki yerinin yeniden tanımlanma çabasının bir yansıması.