Paris’teki Pompidou Merkezi, 19 Mart–30 Haziran tarihleri arasında 150 Afrikalı sanatçının eserlerine ev sahipliği yapan “Siyah Paris” sergisine kapılarını açtı. Sergi, 1950’lerden 2000’lere kadar siyah sanatçıların Paris’teki varlığını, etkisini ve bu dönemin siyasal-toplumsal atmosferindeki yerlerini inceliyor.
EŞSİZ VE KAPSAMLI BİR DERLEME
Sergide, pek çoğu daha önce Fransa’da hiç sergilenmemiş ya da nadiren görülebilmiş 300’ü aşkın eser yer alıyor. Küratör yardımcısı Éva Barois De Caevel’e göre bu sergi “benzeri görülmemiş” bir sanat buluşması niteliğinde. Eserler, Afo-Amerikalı, Karayipli, Afrikalı ve Afro-Fransız sanatçılara ait.

Serginin temelinde, sanatçıların coğrafi ya da etnik kökeninden ziyade kölelik tarihi ve ırkçılık deneyimiyle şekillenen ortak “siyah bilinç” kavramı yer alıyor.
PARİS’İN ÖZGÜRLÜK VAADİ VE GERÇEKLER
II. Dünya Savaşı sonrasında birçok Afr0-Amerikalı sanatçı, müzisyen ve düşünür, ABD’de bulamadıkları özgürlük ortamını Paris’te aradı. Paris onlar için ırk ayrımcılığından bir kaçıştı.

Ancak yazar James Baldwin’in de yazılarında belirttiği gibi, Fransa’da da özellikle Afrikalılar özellikle Cezayirlilere karşı ırkçılık çok üst safhadaydı. Bu nedenle Paris ile kurulan bağ, çoğu sanatçı için çelişkilerle dolu bir deneyim oldu.
SİYASİ VE ENTELEKTÜEL HAREKETİN PARÇASI OLDULAR
Sergi aynı zamanda, eski Fransız kolonilerinden gelen sanatçıların nasıl siyasal hareketlere katıldığını ve Karayipler’den gelen sanatçıların bağımsızlık mücadelelerini nasıl desteklediğini de gözler önüne seriyor.

Serginin baş küratörü Alicia Knock, Paris’in bu süreçte “Pan-Afrikanizm için bir laboratuvar” ve “sömürgecilik karşıtı bir atölye” işlevi gördüğünü vurguluyor.
MODERNİZME YENİ BİR PENCERE
Ziyaretçiler, siyah sanatçıların modernizm ve postmodernizmi nasıl yeniden tanımladıklarını, soyutlama ve gerçeküstücülüğe nasıl katkı sunduklarını keşfedecek.

Knock, bu sanatçıların yalnızca yaratıcı değil; aynı zamanda öğretmen, düşünür ve kültürel temsilciler olduğunu belirtiyor.
AFRİKA’YA AÇILAN KAPI: PARİS
Bazı sanatçılar için Paris, Afrika’ya giden yolun başlangıcı oldu. Knock’un aktardığına göre, bazı sanatçılar Paris’e Afrika’yı bulmak için geldiklerini ve sonunda burada Afrika’yla yeniden bağ kurduklarını söyledi.
ÇAĞDAŞ SANATÇILAR VE KALICI KATKI
Sergide çağdaş sanatçılara da yer veriliyor. Karayipler’den Guadeloupe’lu sanatçı Shuck One gibi isimlerin enstalasyonları, geçmiş ile günümüz arasındaki bağları güncelleyen bir perspektif sunuyor.

Pompidou Merkezi ayrıca sergideki yaklaşık 40 eseri kalıcı koleksiyonuna dahil ederek, bu sanatçıların eserlerine uzun vadeli bir yer açmayı planlıyor. Alicia Knock, bu serginin yalnızca bir başlangıç olduğunu belirterek, Fransız kültür kurumlarının bu sanatçılara daha fazla alan açmasının önemine dikkat çekti.
Kaynak: Fotoğraflar/Slash-Paris