Orta ve Batı Afrika’nın sık ormanlarında binlerce yıldır varlıklarını sürdüren Pigmeler, modern dünyaya karşı kapalı yaşam biçimleri ve eşsiz kültürel yapılarıyla dikkat çekiyor. Atlas Okyanusu kıyısına yakın bölgelerde yaşayan bu topluluk, günümüzde hâlâ “ilkel” sayılabilecek yaşam tarzlarıyla, adeta tarih öncesinden günümüze uzanan bir tabloyu andırıyor.
KÖKENLERİ BELİRSİZ, TARİHLERİ KÖKLÜ
Yaklaşık beş bin yıldır aynı bölgede yaşamını sürdüren Pigmelerin kökenlerine dair kesin bir bilgi bulunmasa da, antropologlar onları Afrika’nın en eski halkları arasında gösteriyor. “Pigme” adı ise Yunanca’da “cüce” anlamına gelen bir kelimeden türemiş ve ilk olarak Avrupalılar tarafından kullanılmış. Ortalama boyları 120 santimetreyi geçmeyen bu topluluğun erkekleri kadınlardan bir miktar daha uzun.

GÖZLERDEN UZAK, ORMANLA BÜTÜNLEŞEN BİR YAŞAM
Kamerun başta olmak üzere, Ruanda, Burundi, Orta Afrika Cumhuriyeti, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Gabon ve Angola gibi birçok ülkede küçük topluluklar halinde yaşayan Pigmeler, ormanın derinliklerinde kurdukları bambu ve yapraklardan oluşan barınaklarda yaşıyor. Tarım yapmayan, evcil hayvan olarak yalnızca köpek besleyen bu topluluk, avcılık ve toplayıcılıkla hayatını sürdürüyor.

MODERN HAYATA KAPALI DURUŞ
Gözlerden uzak yaşamayı tercih eden Pigmeler, fotoğraf çektirmekten ya da yabancılarla doğrudan iletişim kurmaktan hoşlanmıyor. Para kullanmayan topluluk, avladıkları hayvanları ve topladıkları ürünleri çevre halklarla takas yöntemiyle değiş tokuş ederek ihtiyaçlarını karşılıyor. Erkekler avcılıkla uğraşırken, kadınlar hem barınak inşa ediyor hem de balık tutuyor.
Kamerun hükümeti, son yıllarda Pigmeleri yerleşik hayata adapte etmek amacıyla sosyal entegrasyon programları başlattı. Bu kapsamda topluluğa tarım, arıcılık ve hayvancılık gibi konularda eğitimler veriliyor. Ancak birçok Pigme, hâlâ temel sağlık hizmetleri dahil olmak üzere çeşitli sosyal haklardan yoksun.
GELENEKLERİ VE İNANÇLARIYLA YAŞIYORLAR
Toplumsal kuralları kendi içlerinde sıkı şekilde uygulayan Pigmelerde, çok eşlilik yasak değil ancak nadiren görülüyor. Evliliklerini genellikle kabile dışından yapan bu halk, “Komba” adını verdikleri tek tanrılı bir inanca sahip. Ölümden sonra hayata inanan Pigmeler, ölülerini ağaç kabuklarına sararak ya da mağaralarda saklayarak geleneklerini yaşatıyor.

Pigmelerin ormanlardaki yaşam alanları, kereste üretimi ve madencilik faaliyetleriyle hızla daralıyor. Milli park ilan edilen bölgelerde ikamet etmeleri yasaklandığı için birçok Pigme ailesi yaşadığı topraklardan uzaklaştırılma tehlikesiyle karşı karşıya.
MÜSLÜMAN BİR PİGME KÖYÜ: MAKURE-1
Pigmeler arasında az bilinen bir topluluk da Kamerun’un Kribi şehri yakınlarındaki Makure-1 köyünde yaşayan Müslüman Pigmelerdir. 2004’te Katarlı din adamlarının ziyaretiyle İslam’la tanışan köy halkı, 2009’da Türk sivil toplum kuruluşlarının katkısıyla topluca Müslüman olmuştur.
DİL, KÜLTÜR VE DESTANLARLA YAŞAYAN BİR MİRAS
Kendilerine özgü “Mabea” adlı dili konuşan Pigmeler, nesilden nesile aktarılan şiirleri ve destanlarıyla zengin bir sözlü kültüre sahiptir. Bölgede yaşayan Bantu halklarıyla hem ticaret hem de kültürel etkileşim içinde olan Pigmeler, aynı zamanda Bantu dilini de konuşabiliyor.