Namibya’nın enerji alanındaki yükselişi 2022 yılında Shell ve TotalEnergies’in Orange Havzası’nda çok milyar varillik petrol rezervlerini keşfetmesiyle başladı. TotalEnergies, halen günde 150 bin varilin üzerinde üretim hedefiyle Venus sahasındaki faaliyetlerini sürdürüyor. Ancak bu derin deniz sahalarının getirdiği teknik zorluklar ve yüksek maliyetler, projelerin dikkatli bir şekilde değerlendirilmesini ve ciddi altyapı yatırımlarını gerektiriyor.
Petrolün yanı sıra Namibya’nın doğal gaz potansiyeli de enerji denkleminde kilit rol oynayabilir. Uzun süredir atıl durumda olan Kudu gaz sahası, BW Energy ve Namibya Ulusal Petrol Şirketi (Namcor) tarafından yeniden geliştirilmekte. Sahadan sağlanacak 800 megavatlık gazdan elektriğe dönüşüm kapasitesi, ülkenin elektrik ithalatına olan bağımlılığını azaltarak sanayileşme sürecine güç katabilir.
YEŞİL HİDROJENDE GLOBAL VİZYON
Namibya’nın geniş güneş ve rüzgâr kaynaklarına dayanan yeşil hidrojen stratejisi, ülkeyi küresel temiz enerji tedarikçisi haline getirme potansiyeli taşıyor. Bu vizyonun somut örneği olan Hyphen projesi, Namibya’yı yeşil yakıt ihracatında öncü ülkelerden biri yapabilir. Proje, Afrika’nın enerji dönüşümündeki en iddialı girişimlerinden biri olarak görülüyor. Haziran 2025’te Afrika’nın en büyük sanayicilerinden Aliko Dangote’nin Namibya Cumhurbaşkanı Nangolo Mbumba ile enerji yatırımlarını görüşmesi, kıtadaki yatırımcı güveninin artmakta olduğunun önemli bir göstergesi. Bu tür iş birlikleri, Namibya’nın projelerine uluslararası düzeyde ciddiyet kazandırıyor.
KALICI BAŞARI İÇİN GÜÇLÜ YÖNETİŞİM
Ancak enerji zenginliği otomatik olarak kalkınma getirmiyor. Geçmişte benzer kaynak zenginliğine sahip birçok Afrika ülkesinin yaşadığı yolsuzluk, gelir eşitsizliği ve zayıf kurumsallaşma sorunlarının tekrar etmemesi için Namibya’nın güçlü ve şeffaf bir yönetişim sistemi kurması kritik. Elde edilen gelirlerin toplumsal faydaya dönüştürülmesi, ülkenin yalnızca Afrika’da değil, küresel enerji arenasında da kalıcı bir aktör haline gelmesini sağlayabilir.