Afrika’nın ” mülteci dostu” ülkesi olarak bilinen Uganda’nın, Bidi Bidi mülteci kampı sanatsal bir dönüşüme ev sahipliği yapıyor. Uganda’nın Yumbe bölgesinde bulunan kampta bir sanat merkezi inşa edildi. Hassel ve Localworks mimarlık şirketleri ortaklığıyla inşa edilen Bidi Bidi Sanat Merkezi, sürdürülebilir mimari örneği olarak dikkat çekiyor. Merkezin fikir ve inşa süreci 2019 yılında başladı. 2024 yılında tamamlanan Bidi Bidi Sanat Merkezi, bölge sakinleri için motivasyon kaynağı haline geldi.

Bidi Bidi mülteci kampı 2016 yılında kuruldu. Güney Sudan’dan kaçan insanlar için kurulan kamp, günümüzde Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nden de çok sayıda mülteci kabul ediyor. Mültecilerin büyük bir kısmı kadın ve çocuklardan oluşuyor. 18 yaş altı gençler ise nüfusun %65’ini oluşturuyor. Uganda her ne kadar ılımlı bir mülteci politika izlese de, kamplarda eğitim konusu birçok engelle karşılaşıyor. Gençlerin kötü alışkanlar edinme ve illegal alanlarda faaliyet gösterme ihtimali yüksek olarak değerlendiriliyor.

İnşa edilen sanat merkezi bu durumu tersine çevirmek adına önemli bir araç olarak görülüyor. Gençlerin buradaki varlığı, çeşitli alanlarda kendilerini geliştirmeleri için imkan sunuyor. Sanat merkezi içerisinde performanslar ve etkinlikler için bir sahne ve müzik grupları için bir kayıt stüdyosu yer alıyor. Açılışından itibaren büyük ilgi gören merkez, küçük müzik gruplarının kurulmasına ev sahipliği yapıyor.

Kampın büyük çoğunluğu Güney Sudanlılardan oluşuyor. Sanat merkezini ziyaret eden bir kamp sakini “Bize hikayelerimizi yeniden canlandırabileceğimiz, kültürümüzü kutlayabileceğimiz, travmalarımızı iyileştirebileceğimiz ve birbirimizle bağlantı kurabileceğimiz bir alan sağlıyor.” ifadelerini kullandı.
DÖNÜŞÜMÜN İLK ADIMLARI
Sanat merkezi açılışından itibaren büyük ilgi görüyor. Her gün binlerce ziyaretçi ağırlayan bu merkez, gençlerin topluma yeniden kazandırılması için bir basamak işlevi görüyor. Müziğin evrenselliği ve Afrika kültüründeki yerine dikkat çeken Güney Sudanlı sanatçı Moses Modi, “Bidi Bidi sanat merkezine katıldım çünkü müzik evrensel bir dil. Kavga etmek yerine dans yarışmaları düzenliyoruz. İnsanlar kültürlerini sergiliyor ve mutlu oluyorlar. Değişime yol açabilir ve mutlu olabiliriz.” sözlerine yer verdi.

İnsanın olduğu her yerde çatışma da vardır. Mülteci kampları da bu çatışmaların merkezleri haline gelebiliyor. Bidi Bidi mülteci kampında yaşayan Modi, bu durumu engellemek ve dayanışma ruhunu canlandırmak için sanatın önemine vurgu yapıyor. “Barış yoksa, barış hakkında şarkı söyleyeceğim. Sevgi yoksa, sevgi hakkında şarkı söyleyeceğim. Nefret varsa, nedenini sormak için müziğimi cesurca kullanacağım.” ifadelerine yer verdi.
SÜRDÜRÜLEBİLİR MİMARİ ÖRNEĞİ
Fikir ve inşa süreci yedi yıl süren Bidi Bidi Sanat Merkezi, Uganda ve Güney Sudan mimarisinden izler taşıyor. Yapı kullanılan malzeme ve duvar örme tekniği ile kültürel bir temsil görevi üstleniyor.

Yarı açık hava amfi tiyatrosu, derslikler, kayıt stüdyosu, fidanlık ve tatlı su tesislerine sahip olan bu yapının inşasında düşük maliyetli malzemeler kullanıldı. Duvarlar, sahadaki toprağın tuğlalara dönüştürülmesiyle işlendi. Toprak elle preslenerek güneşte kurutuldu, bu şekilde toprak tuğlalar elde edildi. Merkezin inşasında kamplardaki mültecilerde çalıştı.

Merkezin çatısı, yağmur suyunu toplayabilecek şekilde tasarlandı. Bu sayede hem topluluğun su ihtiyaçlarını hem de merkezin sebze ve meyve bahçesinin su ihtiyacı bu şekilde karşılanabilecek. Bu tasarım sayesinde 200.000 litre kapasiteli su tankının yılda 1,2 milyon litre su sağlaması öngörülüyor. Merkez, hem mülteci hem de mülteci olmayan topluluklara hizmet veriyor.
MÜLTECİ DOSTU ÜLKE UGANDA
Uganda, uyguladığı mülteci politikası nedeniyle uluslararası toplum tarafından pek çok kez takdir edildi. Mültecilere tanıdığı geniş haklar nedeniyle işlevsiz bir insan yığınından, ülke ekonomisine katkı sağlayan bir topluluk oluşturdu. Mülteciler, kendileri için ayrılan tarım arazileri sayesinde geçimlerini sağlayabiliyor. Ülkede serbest dolaşım, iş sahibi ve yerel okullardan eğitim alabilme gibi geniş imkanlar nedeniyle ”insancıl mülteci politikaları” ile dikkat çekiyor.
Mültecilere tanınan pek çok hakkın yanı sıra ülkede bir vatandaşlık uygulaması bulunmuyor. Mültecilerin, ülkelerindeki güvensizlik ortamı sona erdiğinden geri dönmeleri bekleniyor. Bölgedeki ülkelerde artan çatışma nedeniyle son üç yılda ülkedeki mülteci sayısında büyük bir artış yaşandı. Kamplar kapasitenin üstünde insanı ağırlamak durumunda kalıyor. Bu durum Uganda hükümetinin yeni düzenlemeler yapmasını zorunlu hale getiriyor.