Mülteci koruma yöntemleri artık sadece geleneksel yerleştirmeyle sınırlı değil. Çalışma, eğitim ve aile birleşimi gibi yasal yollar, yerinden edilmiş insanlara onurlu ve bağımsız bir hayat kurma fırsatı sunuyor. Yerinden edilmiş Somalili Amina Yusuf, yıllar boyunca Kenya’daki bir mülteci kampında, kız kardeşini bir daha hiç göremeyeceği düşüncesiyle yaşamanın acısını hissetti. 2022 yılında aldığı aile birleşimi vizesi onun için “dua ettiğimiz mucize” oldu.
Amina’nın on yılı aşkın bir sürenin ardından kardeşiyle kavuşması ve kampın sınırlarının ötesinde bir hayat kurma imkânı bulması, mülteci koruma yaklaşımlarının insani yerleştirmeden daha geniş kapsamlı bir rehabilitasyona evrildiğini gösteriyor.
2019 ile 2023 yılları arasında, çatışma bölgesi olan sekiz ülkeden yaklaşık bir milyon mülteci, 38 ev sahibi ülkeye çalışma vizeleri, üniversite kabulleri ve aile birleşimi programları gibi yasal ve düzenli göç yolları aracılığıyla yerleştirildi.
TRT Afrika’ya konuşan Amina:
“(Vize haberini aldığımda) saatlerce ağladım. On yılı aşkın süredir kardeşimi görmemiştim, şimdi yeniden birlikteyiz. Çocuklarım okula gidiyor, işim var ve güvendeyiz.”
HAYATLARI YENİDEN DÖNÜŞÜYOR
Amina, 2023 yılında izin alan 255 bin mülteci arasındaydı. Bu sayı, salgın öncesi seviyelerin %14 üzerine çıkarak 2010’dan bu yana kaydedilen en yüksek rakama ulaştı. Bu veriler, 10 Haziran’da yayımlanan ve BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) ile Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) tarafından hazırlanan yeni raporda yer aldı.
“Mülteciler İçin Güvenli Yollar” başlıklı rapor, dünya genelinde milyonlarca insanın kullandığı düzenli göç sistemlerinin mülteciler için nasıl bir can simidi haline geldiğini ortaya koyuyor.
UNHCR Koruma Yüksek Komiser Yardımcısı Ruvendrini Menikdiwela:
“Bu rakamların arkasında, her gün iş, eğitim ya da aile birleşimi için seyahat eden milyonlarca insanın kullandığı sistemlerden faydalanan mülteciler var.” Menikdiwela, “Ayrı yapılara ihtiyacımız yok; sadece mültecilerin mevcut yasal yollara güvenli şekilde erişimini sağlamalıyız.”
Veriler, aile birleşiminin %63 ile en yaygın yol olduğunu gösteriyor. Bunu %19 ile çalışma vizeleri ve %18 ile eğitim fırsatları izliyor. Almanya, Kanada, ABD, İngiltere ve İsveç bu konuda en fazla ilerleme kaydeden ülkeler arasında yer alıyor.
YENİDEN BİR UMUT DOĞDU
Kongolu mülteci Jean-Claude Niyomugabo*, 2021 yılında İsveç’ten aldığı çalışma vizesiyle Uganda’daki yıllar süren belirsizliğe son vermiş.
“Kampta yetenekliydim ama fırsat yoktu” diyor. “İş teklifini aldığımda gerçek gibi gelmedi. Şimdi ailemi geçindiriyorum ve başka mültecilere de iş bulmalarında yardımcı oluyorum.”
Stockholm’de BT teknisyeni olarak çalışan Jean-Claude, engeller kaldırıldığında profesyonel yeteneklerin nasıl gelişebileceğini gösteriyor. Eğitim de dönüştürücü bir rol oynuyor. Sudanlı öğretmen Fatima Abdallah, bir üniversite ortaklık programı aracılığıyla Almanya’da burs kazanmış.
“Eğitim hayalimdi, ama savaş her şeyimi elimden aldı. Bu vize bana geleceğimi geri verdi.”
DEVAM EDEN ZORLUKLAR
Amina, Jean-Claude ve Fatima’nın hikâyeleri kaydedilen ilerlemeyi gösterse de, hâlâ birçok mülteci, belgelerin eksikliği, yüksek başvuru ücretleri ve karmaşık vize süreçleri nedeniyle bu fırsatlara ulaşmakta zorlanıyor. Mesleki yeterlilik belgelerinin tanınmaması ise süreci daha da zorlaştırıyor.
UNHCR, hükümetlere, süreçleri sadeleştirme, mülteci niteliklerini tanıma ve dijital seyahat belgeleri sağlama çağrısı yapıyor. Uzmanlara göre bu tür pratik reformlar, yeni kurumlar oluşturulmadan erişimi artırabilir.
Menikdiwela: “Ülkeler, örneğin mesleki yeterlilik konusundaki engelleri kaldırırsa, daha fazla mülteci hayatını bağımsız şekilde kurabilir.”
SEÇEBİLME ÖZGÜRLÜĞÜ
Yerinden edilme rakamlarının küresel çapta rekor kırdığı günümüzde, alternatif çözümlere duyulan ihtiyaç da artıyor. Geleneksel yerleştirme programları önemini korurken, çalışma, eğitim ve aile birleşimi gibi yasal yolların genişletilmesi, milyonlarca kişiye umut olabilir. Amina:
“Yasal yollar yalnızca güvenlik sunmaz, aynı zamanda onur kazandırır. Kimse mülteci olmayı seçmez. Ama bir şans verilirse, gelişebiliriz.”
Bu sözler, UNHCR-OECD raporunun ortaya koyduğu gerçeği yansıtıyor. İlerleme sadece rakamlarda değil, insan onurunun yeniden inşasında ve yeni bir hayata atılan adımlarda da saklı.
Kaynak: TRT Afrika