Suudi Arabistan, Kamerun’un İslam Ülkeleri Terörle Mücadele Koalisyonu’na katıldığını duyurarak, bu hamlenin uluslararası terörle mücadele çabalarına önemli bir katkı sağladığını vurguladı. Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’nın aktardığına göre, Kamerun’un katılımı dolayısıyla başkent Riyad’da yer alan koalisyon merkezinde resmi bir tören düzenlendi.
ÜST DÜZEY TEMSİL VE İŞ BİRLİĞİ MESAJI
Törene Koalisyon Genel Sekreteri Pilot Tümgeneral Muhammed bin Said el-Muğidi, Kamerun’un Riyad Büyükelçisi Iya Tidjani, ülkenin koalisyondaki daimi temsilcisi ve diğer üye ülkelerin yetkilileri katıldı. Tümgeneral el-Muğidi, Kamerun’un üyeliğini memnuniyetle karşıladıklarını belirterek, bu katılımın koalisyonun düşünce, medya, mali ve askeri alanlardaki koordinasyon kapasitesini artıracağını ifade etti. Koalisyon Genel Sekreteri el-Muğidi, Kamerun’un özellikle bölgesel ve uluslararası düzeyde terör örgütlerine karşı yürüttüğü aktif mücadeleyle tanındığını hatırlattı. Bu çerçevede ülkenin üyeliğinin koalisyonun etkinliğine nitelikli katkılar sunacağını kaydetti.
TİDJANİ: “BU GURUR VERİCİ BİR ADIM”
Kamerun’un Riyad Büyükelçisi Iya Tidjani ise ülkesinin koalisyona katılmasından duyduğu memnuniyeti dile getirerek, terörle mücadelede uluslararası iş birliğinin ve ortak stratejilerin önemine dikkat çekti. İslam Ülkeleri Terörle Mücadele Koalisyonu, 2017 yılının sonlarında Riyad’da düzenlenen savunma bakanları toplantısıyla resmi olarak faaliyetlerine başlamıştı. Koalisyon Komutanı Rahil Şerif, açılış konuşmasında, ittifakın herhangi bir ülkeye, gruba ya da dine karşı değil, yalnızca terörle mücadele amacıyla kurulduğunun altını çizmişti. Kamerun’un katılımıyla birlikte koalisyonun üye sayısı 43’e yükselmiş oldu.
KAPSAYICI VE STRATEJİK BİR GÜÇ BİRLİĞİ
Aralarında Körfez ülkeleri, Türkiye, Pakistan, Nijerya, Mısır, Fas ve Malezya’nın da bulunduğu koalisyon, İslam dünyasını kapsayan geniş katılımlı bir yapı olarak dikkat çekiyor. Koalisyonun temel hedefi ise terörle mücadelede ortak stratejiler geliştirmek, üye ülkeler arasında bilgi ve kaynak paylaşımını artırmak ve bölgesel ile küresel güvenliğe katkı sunmak olarak tanımlanıyor.