Göç ve Diaspora Vakfı ile Afrika Kadını Kalkındırma Derneği, Sudan’da sivillerin maruz kaldığı ağır insan hakları ihlallerine dikkat çekmek ve uluslararası dayanışmayı güçlendirmek amacıyla “Sudan’a Ses Ver” eylemi başlattı.
Fatih’te düzenlenen basın toplantısına Afrika ülkelerinden temsilciler, akademisyenler ve hukukçular katıldı. Toplantıda konuşan Göç ve Diaspora Vakfı Kadın İletişim Başkanı Müzeyyen Taşçı, yalnızca bir basın açıklaması yapmak için değil, insanlığın göz ardı ettiği büyük bir acıyı hatırlatmak ve unutturulmaya çalışılan bir çığlığı duyurmak için bir araya geldiklerini söyledi.
Taşçı, “Afrika’nın kalbinde bir halk sessizce yok oluyor. Sudan, kameraların çoğu zaman görmediği ama acının en derin yaşandığı bir coğrafya haline geldi. Ülke paramparça durumda, toplum nefessiz bırakıldı. Tarihin en büyük insani krizlerinden biri yaşanıyor. Biz burada milyonlarca insanın sesi olmak için toplandık.” ifadelerini kullandı.
“EN AĞIR SUÇLAR İŞLENİYOR”
Sudan’daki çatışmaların yalnızca bir iç savaş olarak görülmemesi gerektiğini vurgulayan Taşçı, kadınlara yönelik sistematik cinsel saldırıların, etnik temizlik niteliğindeki infazların ve şehirlerin kuşatma altında aç bırakılmasının uluslararası hukuk açısından “en ağır suçlar” arasında yer aldığını belirtti.
Taşçı, “Bugün Sudan’da 15 milyon insan mülteci durumuna düştü, 25 milyon kişi açlıkla mücadele ediyor. Bu, Birleşmiş Milletler’e göre dünyadaki en büyük açlık krizlerinden biri. 12 milyon Sudanlı evini terk etti; yüz binlerce çocuk eğitimini kaybetti, okullar yıkıldı, sağlık sistemi tamamen çöktü. Hastaneler bombalandı, ilaç yok, doktorlar bölgeyi terk etmek zorunda kaldı,” dedi.
Sudan’da yaşananların sıradan bir iç savaş değil, Afrika’nın en stratejik ülkesi üzerinde yürütülen küresel bir güç mücadelesi olduğunu dile getiren Taşçı, Sudan halkının yıllardır demokrasi ve özgürlük mücadelesi verdiğini hatırlattı.
Basın açıklamasının ardından Afrikalı temsilciler, Sudan’daki güncel durumu ve gelişmeleri paylaştı. Kampanya kapsamında, Sudan halkının sesinin dünya kamuoyuna duyurulması, sivillerin maruz kaldığı insan hakları ihlallerine dikkat çekilmesi ve dayanışmanın artırılması hedefleniyor.

