İsrail’in İran’a yönelik son saldırıları, yalnızca Orta Doğu’yu değil, binlerce kilometre uzaktaki Afrika kıtasını da derinden etkiliyor. Artan petrol fiyatları, değer kaybeden yerel para birimleri ve tırmanan diplomatik gerilimler, İsrail ile Tahran arasındaki çatışmanın yankılarını Afrika genelinde hissettirmeye başladı.
TAHRAN’DA KAYIP OLDUKÇA BÜYÜK
Cuma sabahı İsrail, İran’ın nükleer ve askeri altyapısına yönelik kapsamlı hava saldırıları düzenledi. İran, saldırılarda üst düzey komutanların ve altı nükleer bilim insanının hayatını kaybettiğini doğruladı. İsrail başbakanı Binyamin Netanyahu, operasyonun İran’ın nükleer programını ve füze kapasitesini hedef aldığını açıkladı. İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney ise İsrail’e “acı ve ağır” bir karşılık vereceklerini söyledi.
DÜNYA PİYALARI SALDIRIYA SERT TEPKİ GÖSTERDİ
Saldırıların ardından küresel piyasalar sarsıldı. Asya borsaları ve ABD hisse senedi vadeli işlemleri düşüşe geçti; yatırımcılar güvenli limanlara yöneldi. Altının ons fiyatı %1’e yakın artarak 3.420 doların üzerine çıktı.
Petrol fiyatlarında da sert bir yükseliş gerçekleşti. 13 Haziran’da Brent petrolün varil fiyatı bir günde %5,8 artarak 73,38 dolara ulaştı. JPMorgan’dan Natasha Kaneva, çatışmanın büyümesi ve üretim veya sevkiyat rotalarının zarar görmesi halinde fiyatların varil başına 100 doları aşabileceğini söyledi.
SALDIRI GANA’DAKİ PETROL FİYATLARINI ETKİLEDİ
Körfez’deki gerilimin etkileri Afrika’da da hemen hissedildi. Aylardır yüksek akaryakıt fiyatlarıyla mücadele eden Gana’da enflasyonun düşüş eğilimi göstermeye başlaması umut yaratmıştı. Ancak saldırılar bu süreci sekteye uğrattı.
Ganalı Ekonomist Edem Kojo, “İsrail’in saldırısı, Gana’nın ekonomik toparlanmasını sekteye uğratabilir” diyor. “Petrol fiyatları sabah saatlerinde %7 yükseldi. Bu, büyük dağıtım şirketlerinin dolar temini için Merkez Bankası üzerindeki baskısını artıracaktır.”
Cedi’nin istikrarını koruması hâlinde bile, ülkede iki hafta içinde akaryakıt fiyatlarının %5-7 oranında artabileceği tahmin ediliyor. Hükümetin geçtiğimiz aylarda devreye aldığı yeni yakıt vergisi politikası da, mevcut tabloda kamuoyu tepkisiyle karşı karşıya kalabilir.
GÜNEY AFRİKA RAND’I DEĞER KAYBETTİ
Güney Afrika piyasaları da olumsuz etkilendi. Rand, cuma sabahı dolar karşısında %1,6 değer kaybederken, devlet tahvili getirileri yükseldi. Gelişmekte olan piyasalardan hızlı sermaye çıkışı, Afrika ekonomilerinde baskıyı artırdı.
TAHRAN’IN AFRİKA AÇILIMI TEHLİKEDE
İsrail’in saldırısı, İran’ın Afrika’da yıllardır sürdürdüğü diplomatik ve ekonomik hamleleri de sekteye uğratabilir. Mayıs 2024’te hayatını kaybeden İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, 2023’te Kenya, Uganda ve Zimbabve’yi kapsayan kıta turuyla İran’ın kıtadaki en ciddi diplomatik atağını başlatmıştı.
İran, Kenya ile çay ve petrol-kimyasallar etrafında şekillenen ticari ilişkilerini derinleştirmiş, Burkina Faso’da Batı’dan uzaklaşan askeri yönetimle yakın ilişkiler kurmuştu. Nijer’de ise ideolojik ve ekonomik ortaklıklar sessizce ilerliyordu. Ancak bu ilişkiler, artık daha fazla uluslararası denetim ve baskıyla karşı karşıya.
Jeopolitika uzmanı Lasisi Abara:“İran’la yakın ilişkiler kuran Afrika ülkeleri, özellikle Batılı bağışçılarla denge kurmaya çalışanlar için bu durum ciddi baskı anlamına geliyor” diyerek ekliyor: “Yeni bir Soğuk Savaş denklemine giriyoruz. Artık tarafsız kalmak kolay değil.”
KITA İÇİ FİKİR AYRILIKLARI YAŞANABİLİR
Bu kriz, Afrika ülkeleri arasındaki diplomatik dengeleri de etkileyebilir. İran’ın uzun süredir müttefiki olan Güney Afrika, Ekim 2024’teki İsrail saldırısını “İran’ın egemenliğine yönelik kabul edilemez bir ihlal” olarak nitelemişti. Ancak İsrail’in müttefikleriyle yakınlaşan Sudan gibi ülkeler, Tahran’a karşı daha sert bir çizgi izliyor. Bu da kıta içi bloklar arasında yeni çatlaklar yaratabilir.
GIDA VE AKARYAKIT TEDARİĞİ TEHLİKEDE
Finansal etkilerin ötesinde, gıda ve akaryakıt sorunlar da kapıda. Kızıldeniz ve Süveyş Kanalı gibi kilit rotalara bağımlı olan Doğu Afrika ülkeleri, gıda ve yakıt ithalatında ciddi sıkıntılar yaşayabilir.
Husilerin ticari gemilere yönelik saldırılarından dolayı Kızıldeniz zaten istikrarsız bir koridor hâline gelmiş durumda. Bu durum, gemilerin Ümit Burnu’na yönlendirilmesine yol açıyor. Sonuç ise daha uzun teslimatlar, daha yüksek fiyatlar ve zaten kırılgan olan Sudan, Etiyopya ve Somali ekonomileri üzerinde artan baskı. Lasisi Abara son noktayı şöyle koyuyor:
“Artık mesele sadece petrol ya da nükleer silahlar değil. Uzaklardaki krizler, Afrika’daki toparlanmayı durdurabilir, eşitsizlikleri artırabilir ve kıtadaki ülkeleri, başlamadıkları ve kazanamayacakları savaşların içine çekebilir.”
Kaynak: The Africa Report