Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri’nin (HDK) şiddeti tırmanırken, izleme kuruluşları İngiltere’nin grubun başlıca destekçisi olan Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) silah satışlarını artırdığına dikkat çekiyor.
13 Kasım 2025’te Kuzey Sudan’daki el-Dabba kasabasında yerinden edilmiş çocuklar, çadırlarının önünde beklerken çekilen görüntüler ülkenin yaşadığı felaketin sembollerinden biri.
20 YIL SONRA AYNI DÜŞMAN
Gazeteci Peter Oborne, yirmi yıl önce Darfur halkını hükümet destekli Cancavid milislerine karşı korumaya çalışan isyancı lider Minni Minawi ile ilk kez tanıştığını aktarıyor. Bugün ise Minawi, Darfur Valisi olarak Hartum’un düşmesinin ardından geçici merkez haline gelen Port Sudan’da “umut hükümeti”nin yanında yer alıyor.
Ancak düşmanı değişmedi: Minawi hâlâ yirmi yıl önceki aynı Cancavid unsurlarıyla – bugün HDK adıyla kurumsallaşmış hâliyle – mücadele ediyor.
HDK’NİN YÜKSELİŞİ
2013’te çatışmaların azalmasının ardından, dönemin Devlet Başkanı Ömer el-Beşir Cancavid’i resmileştirerek HDK’yi kurdu. 2017’de parlamento, HDK’yi orduya bağlayan yasa tasarısını onayladı. Ancak bu birliktelik uzun sürmedi.
2019’da Beşir’in devrilmesiyle kurulan sivil-asker ortak yönetim iki yıl içinde çöktü ve 2021 darbesi geldi. Darbe, Sudan ordusu komutanı General Abdulfettah el-Burhan ile HDK lideri Muhammed Hamdan Dagalo’nun (Hemedti) ortaklığında gerçekleşti. Ancak iki lider arasındaki güç mücadelesi 2023 Nisan’ında açık savaşa dönüştü. Aynı yılın Eylül’ünde Burhan, HDK’yi feshettiğini ilan etti.
O sırada HDK, artık BAE tarafından desteklenen, daha güçlü ve çok daha donanımlı bir silahlı yapıya dönüşmüştü. Ülke o tarihten beri bir vekâlet savaşının içinde.
“TERÖR SALTANATI”
En az 150 bin kişi öldü, yaklaşık 12 milyon Sudanlı evini terk etmek zorunda kaldı.
HDK kendisini “seküler demokrasi yanlısı” bir güç olarak sunuyor; 2024’te bazı sivil aktörlerle Sudan Kurucu İttifakı’nı bile kurdu. Ancak sahadaki uygulamaları bunun tam tersini gösteriyor.
HDK, toplu katliam, kaçırma, toplu tecavüz, cinsel köleleştirme, işkence ve etnik temizlikle suçlanıyor. Sudan’ın kültürel mirası yağmalanıyor, millî müze tahrip ediliyor.
Kadın Bakanı Süleima İshak, HDK mensuplarının kadınlara “falul” (eski rejim artığı) diyerek hakaret edip tecavüz ettiklerini anlatıyor.
Bu nedenlerle HDK’nin bir soykırım yürüttüğüne dair güçlü göstergeler bulunuyor. Örgütün yaptığı vahşet videoları sosyal medyada dolaşıyor; BM Sudan’ı dünyanın en kötü insani krizlerinden biri olarak tanımlıyor.
Sudan ordusu da şehirlerdeki hava saldırıları nedeniyle savaş suçu iddialarıyla karşı karşıya, ancak HDK’nin şiddet ölçeğine ulaşmadığı belirtiliyor.
İNGİLTERE’NİN ROLÜ
HDK saflarında Çad, Mali ve Libya gibi ülkelerden gelen paralı savaşçıların da bulunduğu bildiriliyor. Kurbanların çoğu, saldırganlarının konuştukları dili anlamadıklarını söylüyor.
Sudan Genelkurmay Başkan Yardımcısı Orgeneral Yasir el-Atta, HDK’yi “BAE’nin elindeki bir araç” olarak tanımlıyor ve uluslararası sessizliği “BAE’nin satın aldığı bir suskunluk” diye niteliyor. Özellikle de İngiltere’yi eleştiriyor:
- İngiltere, Sudan’da BM Güvenlik Konseyi faaliyetlerinin yürütülmesinde kilit ülke.
- 2024’te Guardian, İngiliz yetkililerin BAE’nin HDK’ye silah aktardığı iddialarına yönelik eleştirileri bastırmaya çalıştığını yazdı.
- Kampanyalara karşı Ticaret grubu, İngiltere’nin BAE’ye silah satışını artırdığını, buna rağmen BAE’nin bu silahları HDK’ye aktardığının bilindiğini bildirdi.
- HDK’nin kullandığı zırhlı araçlarda İngiltere yapımı motorlar bulundu.
Buna rağmen İngiliz bakanlar, Sudan’daki soykırım suçlamaları bağlamında BAE’yi açıkça eleştirmekten kaçınıyor.
“YENİ BİR GAZZE”
Oborne, sahadaki tabloyu “Gazze’de yaşananlarla ürkütücü bir şekilde benzer” olarak niteliyor: Sivillere yönelik yaygın katliamlar, kültürel mirasın yok edilmesi, uluslararası sessizlik ve BAE’nin desteklediği bir güç tarafından yürütülen sistematik şiddet.
Gazeteci, seyahatleri boyunca hükümete yakın rehberlerle çalıştığını, HDK kontrolündeki bölgelere gidemediklerini de not ediyor.
Sonuç olarak, HDK’nin sivillere ve kültürel kurumlara yönelik barbarca saldırılarının giderek daha net belgelendiğini, BAE’nin bu yapıyı desteklediğini ve İngiltere’nin ise buna göz yumduğunu belirtiyor.
Oborne’a göre Sudan’da, dünyanın gözü önünde, uluslararası güçlerin dolaylı katkısıyla yeni bir “Gazze” yaşanıyor.
Kaynak: Middle East Eye

