Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi öğretim üyesi Sudanlı araştırmacı Dr. Tarıg Mohamed Nour Ali, Hızlı Destek Kuvvetleri’nin (HDK) “İslami bir yapı” olarak tanıtılmasının gerçeği yansıtmadığını belirterek, “HDK, belli bir aile ve bazı kabileler etrafında örgütlenmiş, ırkçılıkla beslenen bir milistir” dedi.
AA muhabirine konuşan Nour Ali, Sudan’da 15 Nisan 2023’te başlayan çatışmaların arka planını değerlendirerek HDK’nin kökenlerine ve dış bağlantılarına dikkat çekti.
Nour Ali, HDK’nin köklerinin, 2003 yılında Darfur’daki çatışmalar sırasında dönemin Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir tarafından desteklenen Cancavid milislerine dayandığını, bu yapıların daha sonra Muhammed Hamdan Dagalo (Hemeti) liderliğinde “Hızlı Destek Kuvvetleri”ne dönüştüğünü ifade etti.
CANCAVİD’DEN HDK’YE
Akademisyen, Darfur bölgesinde uzun süredir tarım yapan yerleşik topluluklar ile göçebe çoban gruplar arasında gerginliklerin bulunduğunu, 1980’li yıllarda Sadık el-Mehdi döneminde bazı grupların silahlandırıldığını ve bunun milis yapılanmaların temelini oluşturduğunu anlattı.
“Beşir döneminde çok sayıda silahlı güç ortaya çıktı. Devlet, sınır güvenliğini sağlamak için Cancavid unsurlarını bünyesine kattı. Zamanla bu milisler büyüyerek etkili hale geldi ve Beşir’in himayesinde ‘Hızlı Destek Kuvvetleri’ adını aldı,” diyen Nour Ali, HDK’nin zamanla aile temelli bir yapıya dönüştüğünü söyledi.
HDK’nin lideri Hemeti’nin Rizeygat kabilesinden geldiğini, kardeşi Abdurrahim Hamdan Dagalo’nun da ikinci en önemli pozisyonda bulunduğunu belirten Nour Ali, örgütün büyük ölçüde Rizeygat kabilesine dayandığını ve “ailevi, kabilesel ve ırkçı” bir nitelik taşıdığını vurguladı.
YEMEN SAVAŞIYLA KURULAN BAĞ
Araştırmacı, 2015’te Yemen savaşına katılan HDK unsurlarının Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile güçlü ilişkiler kurduğunu, bu süreçte milisin finansman, eğitim ve silah desteği kazandığını belirtti.
“Yemen, HDK için dönüm noktası oldu. BAE ile kurulan temaslar, bu milisi devlet kurumlarından kopararak bağımsız bir güç haline getirdi,” ifadelerini kullanan Nour Ali, HDK’nin Beşir’in devrilmesinde ve Hemeti’nin başkan yardımcılığına yükselmesinde de önemli rol oynadığını hatırlattı.
Nour Ali, HDK’nin Hartum’un güneyinde, Cezira ve Sinnar bölgelerinde ciddi insan hakları ihlalleri işlediğini, doğuya doğru Kadarif’e kadar uzanan katliamlar gerçekleştirdiğini belirtti.
“HDK, kadınlara yönelik sistematik cinsel şiddet, yağma ve korku yayma yöntemlerini kullanıyor. Bu, 2003’ten bu yana Darfur’da görülen aynı şiddet modelidir,” dedi.
“İSLAMİ BİR GRUP DEĞİL, İSLAM’I ÇARPITIYOR”
HDK’nin “İslami bir grup” olarak lanse edilmesinin bir propaganda ürünü olduğunu belirten Nour Ali, “Sudanlıların çoğu Müslüman. HDK üyeleri ‘Allahu Ekber’ diyebilir ama bu, onları İslami bir örgüt yapmaz. Yağma, tecavüz ve cinayet İslam’a aykırıdır,” ifadelerini kullandı.
HDK’yi DEAŞ ve Boko Haram’la kıyaslayan Nour Ali, “HDK, İslam’ı çarpıtıyor ve ırkçılığı teşvik ediyor. Kültürel olarak şiddeti yücelten, kendi dışındakileri yok sayan bir zihniyet taşıyorlar,” dedi.
Nour Ali, BAE’nin HDK üzerinden Sudan’ın su, altın, petrol ve uranyum kaynaklarını ele geçirmeye çalıştığını, bu ağın İsrail’in çıkarlarına da hizmet ettiğini öne sürdü. “HDK kendini dokunulmaz sanıyor, tıpkı İsrail ordusunun Gazze’deki tavrı gibi. Aynı cezasızlık duygusuyla hareket ediyorlar,” diye konuştu.

