İnfazın gerçekleştiği alan, HDK’nin kontrolündeki Omdurman İslam Üniversitesi çevresindeki cephe hattının yaklaşık beş kilometre güneyinde yer alıyor. Sudan Silahlı Kuvvetleri (SAF) ise kampüsün kuzey ve batısında konuşlanmış durumda. HDK savaşçıları, infaz edilen sivilleri 2023’te başlayan çatışmalardan bu yana Sudan ordusu safında savaşan İslamcı Baraa Bin Malik Tugayı’na mensup olmakla suçladı. Kliplerden birinde infaz alanına giden bir HDK savaşçısı, esirleri “işbirlikçi” olarak tanımlıyor.
HDK ÖNCE REDDETTİ, SONRA KABUL ETTİ
Görüntülerin yayılmasının ardından HDK Merkez Komutanlığı bir açıklama yayımlayarak olayla ilgileri olmadığını, infazın SAF kontrolündeki Muhandisin bölgesinde gerçekleştiğini ve olayın bir ordu suçu olabileceğini iddia etti. HDK, uluslararası insani hukuka bağlılığını vurguladı ve “suç isnatlarında dikkatli olunması” çağrısı yaptı. Ancak bu açıklama kısa sürede çelişkilerle çöktü. El Cezire’ye konuşan HDK siyasi danışmanı Mustafa Muhammed İbrahim, infazların HDK güçleri tarafından gerçekleştirildiğini kabul etti. Ancak öldürülenlerin sivil değil, sivil kıyafetli SAF mensupları olduğunu öne sürdü.
“SAVAŞ, ORDUYLA TOPLULUKLAR ARASINA EVRİLDİ
“İbrahim, savaşın artık sadece ordu ile RSF arasında değil, HDK’nin dayandığı topluluklarla ordu arasında yaşandığını söyledi. Al-Burhan’ın Al-Dagalo ailesini ve HDK’ye destek veren toplulukları yok etmeye çalıştığını iddia etti. Meşhur Sudan atasözüne atıf yaparak “saldırıya uğramadan önce saldırmalıyız” dedi. İnfazlara bizzat katılan HDK saha komutanı Jar el-Nabi Abdullah (kod adı “Ostura”), bir video açıklaması yayımlayarak olayı üstlendi. Olay yerinde olduğunu, emrindeki birlikleri ve HDK kimlik numarasını doğrulayarak, doğrudan sorumluluğu kabul etti.
ULUSAL VE ULUSLARARASI TEPKİLER YAĞDI
Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinatörü Clementine Nkweta-Salami, Salha’daki saldırılarla ilgili “derin endişe” duyduklarını belirterek sivillerin hedef alınamayacağını vurguladı. Suçların soruşturulması ve faillerin cezalandırılması çağrısı yaptı. Sudan Kongre Partisi, infazları “masum sivillerin kasten öldürülmesi” olarak nitelendirerek HDK’yi en güçlü ifadelerle kınadı. Acil belgeleme ve yargılama çağrısında bulundu. Acil Avukatlar grubu da olayın savaş suçu ve insanlığa karşı suç teşkil ettiğini belirtti. Arap Sosyalist Baas Partisi (Ana Akım), HDK’nin infazlardan hukuki ve cezai olarak tamamen sorumlu olduğunu söyledi. Sudan Doktorlar Ağı ise aralarında çocukların da bulunduğu 31 sivilin öldürüldüğünü teyit etti ve olayın bölgedeki “en büyük belgelenmiş katliam” olduğunu bildirdi.
YEREL GRUPLARDAN HDK’YE TERÖR ÖRGÜTÜ TANIMI ÇAĞRISI
Sudan Direniş Komiteleri ve Devrimci Şart Güçleri, HDK’yi sistematik katliam, fidye karşılığı esir tutma ve sivilleri infaz etme suçlarıyla itham etti. HDK’nin terör örgütü olarak tanınması çağrısında bulundular. Gazeteci Osman Mirghani, Al-Salha’daki infazları detaylı şekilde kaleme aldı. Genç esirlerin yarı çıplak yürütülüp hakaret edilerek öldürüldüğünü yazdı. Cesetlerin üzerine lastik konulup yakıldığını belirterek belgelenmesi ve medyada geniş şekilde yer alması gerektiğini vurguladı. Demokratik Adalet İttifakı lideri Mübarek Ardol ise, milislerle ittifak yapan tüm siyasi aktörlerin de bu suça ortak olduğunu söyledi. Sudan Dışişleri Bakanlığı da HDK’nin Güney Kordofan, Sennar ve Cezire eyaletlerindeki köylere yönelik saldırılarını hatırlatarak HDK’yi “soykırım da dahil olmak üzere” çok sayıda ağır suçla itham etti. Uluslararası topluma acil müdahale çağrısı yaptı.