Birleşmiş Milletler’in 80. Genel Kurulu’nda konuşan Güney Sudan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Josephine Joseph Lagu, ülkesinin dünyanın en genç devleti ve BM’nin 193. üyesi olduğunu hatırlattı. Bağımsızlıktan sonra iç savaşla sarsılan ülkenin, 2018’de imzalanan anlaşma ile tarafların da yer aldığı bir koalisyon hükümeti kurarak barış yoluna girdiğini ifade etti. Lagu, çok sayıda Güney Sudanlının diasporadan ülkesine geri döndüğünü ve 2026’da ilk demokratik seçimlerin yapılacağını açıkladı.
Güney Sudan’ın küresel emisyonlara katkısı çok düşük olmasına rağmen iklim değişikliğinden orantısız şekilde etkilendiğini söyleyen Lagu, kuraklıklar, seller ve kitlesel göçlere dikkat çekti. Paris Anlaşması ve COP zirvelerinde verilen taahhütlerin yerine getirilmesi gerektiğini vurgulayan Lagu, öngörülebilir iklim finansmanına ihtiyaç duyduklarını belirtti. Ülkenin 2030’a kadar 100 milyon ağaç dikmeyi, yenilenebilir enerji ve su altyapısını geliştirmeyi taahhüt ettiğini aktardı.
Altyapı, sağlık ve güvenlik alanlarında sınırlı imkanlarla yola çıktıklarını kaydeden Lagu, hükümetin 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi doğrultusunda ilerlediğini söyledi. “Politikamız: ‘Ne yiyorsak onu üretelim’” diyen Lagu, bazı bölgelerde gıda üretiminde kendi kendine yeterliliğe ulaşıldığını, bunun da yoksulluğu azalttığını belirtti.
“YAPTIRIMLAR VE SİLAH AMBARGOSU KALDIRILSIN”
Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne ulaşmak için sadece sözlerin değil, somut adımların gerektiğini söyleyen Güney Sudan Cumhurbaşkanı Yardımcısı, adil ticaret, borçların silinmesi ve uluslararası finansal mimaride reform çağrısında bulundu. Ülkesine yönelik yaptırımların ve silah ambargosunun da kaldırılmasını istedi.
Komşu Sudan’daki çatışmalardan kaçanlara kapılarını açtıklarını belirten Lagu, bu insanlara tarım yapabilmeleri için toprak tahsis ettiklerini ve yerel topluluklara entegre ettiklerini ifade etti. Güney Sudan’ın kuzey komşusu ile sınır anlaşmazlıklarını 2005 barış anlaşması çerçevesinde çözmeye hazır olduğunu dile getiren Lagu, uluslararası toplumu ülkesinin istikrarlı ve güvenli bir devlet olarak dönüşüm sürecine destek olmaya çağırdı.