Close Menu
    Popüler Haberler

    Somali’deki ilk ve tek uluslararası banka: Ziraat Katılım’dan kalkınma desteği

    Eylül 27, 2025

    Somali’de faaliyette bulunan ilk ve tek uluslararası banka Ziraat Katılım, ülkenin ekonomisini güçlendirmek ve üretim…

    Afrikalı öğrenciler için Türkiye’de eğitim almanın yolları

    Eylül 27, 2025

    FBI’ın en çok arananlar listesindeki Assata Shakur hayatını kaybetti

    Eylül 26, 2025

    Botsvana elmasların ötesine geçiyor, ekonomiyi çeşitlendirecek

    Eylül 26, 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    SON DAKİKA:
    • Somali’deki ilk ve tek uluslararası banka: Ziraat Katılım’dan kalkınma desteği
    • Etiyopyalı Hristiyanlar Meskel Bayramı’nı kutladı
    • Afrikalı öğrenciler için Türkiye’de eğitim almanın yolları
    • Gana’da boks, 32 yaşındaki boksörün vefatının ardından askıya alındı
    • FBI’ın en çok arananlar listesindeki Assata Shakur hayatını kaybetti
    • Botsvana elmasların ötesine geçiyor, ekonomiyi çeşitlendirecek
    • Güney Sudan Başkan Yardımcısı: “Sözlerden eyleme geçilmeli”
    • Libya Başkanlık Konseyi Başkanı: “Libya’nın sınırları tartışmaya kapalıdır”
    WaJ TürkiyeWaJ Türkiye
    • ÖNE ÇIKANLAR

      Irkçılığı vitrinde sergilemek: Sarah Baartman

      Eylül 26, 2025

      İşgale sanatla cevap vermek: Bir karikatüristin gözünden Goma’daki işgal

      Eylül 19, 2025

      Batı Afrika’nın yağmalanmış hazinesi: Timbuktu el yazmaları

      Eylül 16, 2025

      Bir insanlık suçu: Gana’nın cadı kampları

      Eylül 14, 2025

      Gana’nın fantastik tabut geleneği

      Eylül 13, 2025
    • POLİTİKA

      Somali’deki ilk ve tek uluslararası banka: Ziraat Katılım’dan kalkınma desteği

      Eylül 27, 2025

      Afrikalı öğrenciler için Türkiye’de eğitim almanın yolları

      Eylül 27, 2025

      FBI’ın en çok arananlar listesindeki Assata Shakur hayatını kaybetti

      Eylül 26, 2025

      Botsvana elmasların ötesine geçiyor, ekonomiyi çeşitlendirecek

      Eylül 26, 2025

      Güney Sudan Başkan Yardımcısı: “Sözlerden eyleme geçilmeli”

      Eylül 26, 2025
    • RÖPORTAJ
    • GÖRÜŞ
    • İŞ DÜNYASI

      Somali’nin can damarı olan Mogadişu Limanı’nı bir Türk şirket işletiyor

      Eylül 26, 2025

      Somali’den Türk iş insanlarına yatırım daveti

      Eylül 25, 2025

      Türkiye Mezunu Abdulkadir, Somali’deki en büyük Türk mobilya distribütörü oldu

      Eylül 24, 2025

      Mısırlı milyarder Sawiris, ABD altyapısına yatırım yapacak

      Eylül 22, 2025

      Fas ve Çin stratejik diyalog mekanizması kurdu

      Eylül 20, 2025
    • YAŞAM
    • KÜLTÜR

      Etiyopyalı Hristiyanlar Meskel Bayramı’nı kutladı

      Eylül 27, 2025

      Irkçılığı vitrinde sergilemek: Sarah Baartman

      Eylül 26, 2025

      Zulu halkının efsanevi lideri Shaka, Ulusal Miras Günü’nde anıldı

      Eylül 24, 2025

      Somali’de binlerce kişi Yunus Emre Enstitüsü sayesinde Türkçe öğreniyor

      Eylül 20, 2025

      “Afrika’nın Renkleri” Ankara Kültür Festivali’nde yerini aldı

      Eylül 20, 2025
    WaJ TürkiyeWaJ Türkiye
    Anasayfa»Görüş»Fransa-Afrika ilişkilerindeki değişim nereye evrilecek?

    Fransa-Afrika ilişkilerindeki değişim nereye evrilecek?

    Harvard Üniversitesi'nde misafir araştırmacı olan Doç. Dr. Yunus Turhan, geçmişten günümüze Fransa-Afrika ilişkilerindeki dinamikleri kaleme aldı.
    Mart 17, 2025Güncelleme:Mart 17, 20254 Dk Okuma Süresi
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email Telegram Copy Link
    Paylaş
    Facebook WhatsApp Twitter LinkedIn Pinterest Email Copy Link Telegram

    Fransa’nın paternalizm ve pragmatizm ile bezenmiş Afrika politikası, Mağrip’ten, Batı ve Orta Sahra Altı Afrika bölgesine kadar birçok coğrafyada yaklaşık üç asır boyunca hüküm sürmüştür. 20. yüzyıla gelindiğinde Fransa’nın sömürge coğrafyası bugünkü Amerika Birleşik Devletleri (ABD) büyüklüğüne denk gelecek bir genişliğe ulaşmıştır. Bizatihi ilişkilerin yapısı karmaşık ve toplumsal boyutu müphem olan Fransa’nın Afrika politikası, her biri kendi içinde mündemiç “Francophone”, “Eurafrique”, “Françafrique”, “Reseaux” ve “Pre Carre” gibi kavramlarla açıklanmaya başlamıştır. Lügat manaları farklı olsa da ıstılahta bu kavramların hepsi istisnai, ayrılmaz, bağımlı ve yeni sömürge ilişki modelini ifade eder.

    FRANSA’NIN AFRİKA POLİTİKASININ TARİHİ

    Tarihsel bağlamda Fransa’nın Afrika’ya yönelik merbutiyeti politik, ekonomik, kültürel yani uygarlık misyonu (mission civilisatrice) ve askeri olmak üzere dört temel motivasyon çerçevesinde ifade edilir. Fransa’nın Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra toparlanmasının yolu Afrika kolonilerine olan askeri ve ekonomik bağımlılığını derinleştirmiştir. Bu ekonomik bağlılığa 1930’lardaki Büyük Buhran da eklenince Fransa’nın dünya üzerindeki küresel varlığı Afrika’daki sömürgeleriyle özdeşleşmeye başlamıştır.

    Fransa-Afrika ilişkileri, Pan-Afrikanizm ve bağımsızlık bilincinin tüm Afrika ulusunu kutsadığı 1960’lara gelindiğinde lider temelli bir zemine kaymıştır. Fransız General de Gaulle ile Fildişi Sahili Devlet Başkanı Felix Houphouet-Boigny, Senegal Devlet Başkanı Leopold Sedar Senghor gibi milliyetçi liderler arasında kurulan istisnai ilişki, Afrikalı devlet başkanları ve başkanlık arasında asimetrik bir yapıda son derece kişisel bir ilişkiyi de beraberinde getirmiştir. Fransız Anayasası’nın 14. ve 52. maddelerinin de imkan tanıdığı bu ilişki modeli, bir yandan kolonilerinin özerkliğini ve kendi sınırları içerisinde öz yönetim hakkını savunurken diğer yandan savunma, ekonomi, doğal kaynakların yönetimi ve dış ilişkiler gibi önemli konularda kontrolü Paris inisiyatifinde tutacak bir “Komünite Franco-Africaine” fikrini savunmuştur. Bu minvalde, 1959’da Conseil de l’Entente, 1961’de Union Africaine et Malgache ve 1966’da Africaine et Malgache Organizasyon Komitesi (OCAM) hayata geçirilmiştir.

    1990’lara gelindiğinde Paris-Afrika ilişkilerinin nabzını tutan liderlerin hayatını kaybetmesi, kuşak değişikliğini beraber getirmiştir. Ortaya çıkan yeni konjonktürde, Paris’in hamlesi “iki taraflı” Afrika politikasından “çok taraflı” Afrika politikasına geçme yönünde olmuştur. Bu kapsamda, Afrika meselelerini Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa Birliği (AB) gibi uluslararası kurumlar üzerinden yürütmeye çalışan Fransa, askeri ve diplomatik yalnızlaşma tehlikesini küçülterek müdahalenin sorumluluklarını, risklerini ve mali yükünü diğer partnerleriyle paylaşma imkanı bulmuştur. Diğer bir ifadeyle, BM ya da AB bayrağı altında gerçekleşen ve Fransa’nın koç-başı olduğu çok-uluslu operasyonlar, Fransa’nın müdahalelerine meşruiyet kazandırırken ekonomik maliyeti de azaltan bir kolaylık sağlamıştır.

    Tarihsel olarak Fransa’nın Afrika politikasının her 30 yılda bir format değişikliğine gittiği görülür. 2020’ler tam da bu tarihsel kırılmasının arifesini temsil etmektedir. Öyle ki, 2020’lerde Sahel kuşağında vuku olan Fransız karşıtı gösteriler, hızla toplumsal harekete dönüşerek Askeri darbeler, Fransız üslerinin kapatılması ve Anayasa’da Fransızcanın kaldırılmasına kadar neticeler doğurmuştur. Ancak Paris; Rusya ve Çin gibi küresel güçlerin varlığı sebebiyle bu yeni süreci kontrol etmede akim kalmıştır.

    FRANSA, AFRİKA’DAN KOLAY VAZGEÇMEYECEK

    Diğer taraftan, Fransa’nın Afrika’dan tamamen çekildiğini iddia etmek reel politikadan uzak bir iyimserliktir. Zira, Afrika hala Fransa’ya küresel aktör olmak için rüştünü ispatlayabileceği, tarihsel olarak kendine yüklediği ve aslında asimilasyondan öteye geçmeyen medeniyet misyonunu icra edebileceği, CFA frangı üzerinden 14 Afrika ülkesine yönelik ekonomik tahakkümü devam ettireceği, küresel nüfuzunu sürdürebileceği ve yeniden üreteceği tek kıtadır. Çoğu uzmanın da vurguladığı gibi Afrika, Fransa’nın uluslararası sistemdeki “orta güç statüsü” iddiasını desteklemek için yeterli gücü ve etkiyi korumaya çalıştığı tek coğrafyadır. Ancak ilişkilerde yeni dönemin Fransa için ciddi maliyetler doğuracağı bir gerçektir.

    Bu bağlamda, son zamanlarda Türkiye’nin küresel ağırlığına övgü yapan Fransa merkezli analizler Paris’in Afrika’da yeni partner arama gayreti çerçevesinde okunabilir. Nitekim, Fransa’nın NATO, Avrupa Konseyi ve AB gibi platformlarda kurumsal olarak ilişki kurduğu Türkiye ile yeni bir ilişki modeli geliştirmesi, Rusya ve Çin ile ilişki geliştirmesine nazaran daha olasıdır. Bu noktada Türkiye bunun karşılığında AB ile müzakere sürecinde Fransa’nın desteğini manivela faktörü olarak kullanabilir. ABD Başkanı Donald Trump’ın AB’yi kendi kaderine terk ettiği bir reel politikte ve İngiltere’nin Brexit ile çıktığı bir sistemde, Fransa’nın AB içindeki özgül ağırlığının arttığı bir gerçektir.

    Ancak Ankara ve Paris arasında Afrika özelinde oluşabilecek yeni bir ilişki, Türkiye’nin uzun yıllar Afrika’da inşa ettiği müşfik güç paradigmasının Afrikalı halklar nezdindeki müspet etkisini zayıflatmaya ve dahi Afrika halkları nazarında Fransızlara karşı birikmiş nefretin Türkiye’yi de kapsama riskini barındırıyor.

    Ez cümle, Fransa’nın Ege’de Yunanistan’a yönelik tek taraflı politikası, Ermeni meselesindeki siyasi tutumu, Akdeniz’de Türkiye’yi dışlayan EastMed Boru Hattı’na yönelik girişimleri gibi Ankara-Paris hattında dondurulmuş sorunların çözüme kavuşturulmadan Afrika özelinde yeni bir sayfa açılması kısa vadede umut vadetmesine karşın uzun vadede kurumsal bir çerçeveye evrilemez. Bu noktada Türkiye’nin en makul adımı, Paris ile Afrika özelinde kurulacak yeni ilişki modelinde, Fransa’nın Afrika politikasını “Türkiyelileştirilmesi” olacaktır. Kazan-kazan ilkesi çerçevesinde, sömürge söylem ve eylemlerinden uzak, Afrika insanını merkeze alan bir Paris politikası, Afrika insanı ve ülkeleri için bir kazanım olacaktır.

    Kaynak:AA ​​​​​​​

    Uyarı: Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve WAJTÜRK editoryal politikasını yansıtmayabilir.

    Afrika Fransa İlişkileri Yunus Turhan
    Önceki HaberABD, Güney Afrika Büyükelçisi İbrahim Resul’u sınır dışı ederek neyi yanlış yaptı?
    Sonraki Haber Afrika futbolunda devrim! Yerel teknik direktörler dünyaya şekil veriyor

    Benzer Haberler

    Afrikalı öğrenciler için Türkiye’de eğitim almanın yolları

    Eylül 27, 2025

    TADD ve TAV ortaklığında “Afrika Okulu” programı başlıyor

    Eylül 26, 2025

    Kaddafi’nin hem parasını almış hem ölümünde rol oynamıştı

    Eylül 25, 2025

    Sumud Filosu’na saldırı: İki gemi hasar gördü

    Eylül 24, 2025

    Fas denizaltına sahip 4. Afrika ülkesi olacak

    Eylül 22, 2025

    Güney Sudan’da ordu ve muhalifler çatıştı: En az 48 ölü

    Eylül 21, 2025

    Son Haberler

    Somali’deki ilk ve tek uluslararası banka: Ziraat Katılım’dan kalkınma desteği

    Eylül 27, 2025

    Etiyopyalı Hristiyanlar Meskel Bayramı’nı kutladı

    Eylül 27, 2025

    Afrikalı öğrenciler için Türkiye’de eğitim almanın yolları

    Eylül 27, 2025

    Gana’da boks, 32 yaşındaki boksörün vefatının ardından askıya alındı

    Eylül 26, 2025

    FBI’ın en çok arananlar listesindeki Assata Shakur hayatını kaybetti

    Eylül 26, 2025

    Botsvana elmasların ötesine geçiyor, ekonomiyi çeşitlendirecek

    Eylül 26, 2025

    Güney Sudan Başkan Yardımcısı: “Sözlerden eyleme geçilmeli”

    Eylül 26, 2025

    Libya Başkanlık Konseyi Başkanı: “Libya’nın sınırları tartışmaya kapalıdır”

    Eylül 26, 2025
    Facebook X (Twitter) WhatsApp Instagram

    Kuzey Afrika

    • Mısır
    • Fas
    • Tunus
    • Cezayir
    • Libya
    • Sudan
    • Cibuti

    Doğu Afrika

    • Kenya
    • Tanzanya
    • Etiyopya
    • Uganda
    • Ruanda
    • Somali
    • Mauritius

    Orta Afrika

    • Kamerun
    • Kongo
    • Çad
    • Gabon
    • Ekvator Ginesi
    • Angola
    • Orta Afrika Cumhuriyeti

    Güney Afrika

    • Güney Afrika Cumhuriyeti
    • Namibya
    • Botsvana
    • Zimbabve
    • Mozambik
    • Zambiya
    • Angola

    Batı Afrika

    • Nijerya
    • Gana
    • Senegal
    • Fildişi Sahili
    • Mali
    • Cape Verde
    • Benin
    © 2025 Wall Africa Journal All rights reserved.
    • Gizlilik Politikası
    • Kullanım Şartları
    • Ortaklık Programı

    Arama metnini yukarı yazın ve Enter'a basın. İptal etmek için Esc yapın.