Yale Üniversitesi’ne bağlı İnsani Araştırma Laboratuvarı (HRL), Sudan’ın Kuzey Darfur eyaletinin başkenti Feşir’de çekilen uydu görüntülerinin, insan kalıntılarıyla uyumlu 150 ayrı noktaya işaret ettiğini açıkladı. Araştırmacılara göre bu bulgular, Hızlı Destek Kuvvetleri’nin (HDK) şehri ele geçirmesinin ardından yaşandığı iddia edilen kitlesel katliamlar ve insanlığa karşı suçlara dair endişeleri ciddi biçimde artırıyor.
HRL tarafından analiz edilen uydu görüntüleri, HDK’nin 26 Ekim 2025’te Feşir’i ele geçirmesinden 28 Kasım 2025’e kadar olan süreci kapsıyor. Laboratuvar, bu dönemde şehir genelinde yakma, gömme ve insan kalıntılarını ortadan kaldırmaya yönelik sistematik faaliyetlerin gözlemlendiğini bildirdi. Yale Üniversitesi tarafından yapılan açıklamada:
“Uydu verileri, insan kalıntılarının yönetilmesi ve yok edilmesine yönelik organize ve süreklilik arz eden çabalarla uyumlu bir tablo ortaya koyuyor” ifadeleri kullanıldı.
Bulgular henüz bağımsız kaynaklarca doğrulanamazken, HDK iddialara ilişkin yorum talebine yanıt vermedi. Paramiliter güç, 2023’ ün Nisan ayında Sudan ordusuyla savaşın başlamasından bu yana sivilleri hedef aldığı suçlamalarını ise daha önce defalarca reddetmişti. Buna karşı Birleşmiş Milletler ve uluslararası insan hakları örgütleri, HDK ve müttefik milisleri Darfur genelinde çok sayıda vahşet eylemleri gerçekleştirmekle suçluyor.

Uydu analizlerine göre tespit edilen 150 noktanın 20’sinde yakma izleri bulunurken, toplu mezarlarla uyumlu sekiz büyük kazı alanı belirlendi. Bu alanların yedisi Daraja Oula Mahallesi içinde yer alıyor. HRL, ayrıca söz konusu noktalardan 57’sinin dört hafta içinde tamamen ortadan kaybolduğunu, bunun da “planlı bir temizleme operasyonunun” başarıyla yürütüldüğüne işaret ettiğini vurguladı.
ON BİNLERCE CESET
Laboratuvar kesin bir ölü sayısı açıklamazken, insan kalıntılarıyla uyumlu nesnelerin sayısının “muhtemelen on binlerle ifade edilebileceğini” değerlendirdi. Uluslararası Göç Örgütü, 26 Ekim’den sonra Feşir’den 106 bin kişinin yerinden edildiğini bildirirken, Darfur Valisi şehirde 27 bin kişinin öldürüldüğünü ileri sürdü.
Araştırmacılar ayrıca, HDK mensupları tarafından 31 Ekim’de paylaşılan ve şehrin kuzeyinde 10 tutuklunun infaz edildiğini gösteren video görüntülerinin coğrafi konumunu doğruladı. Bu noktanın, aynı güne ait uydu görüntülerinde tespit edilen ceset yığınlarının yönüyle örtüştüğü ifade edildi.
CANLI HER ŞEYİ ÖLDÜRÜYORLAR
İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün değerlendirmelerine de yer verilen raporda, Feşir’deki şiddetin belirli kalıplar izlediği belirtildi. Buna göre kaçmaya çalışan sivillerin öldürülmesi, evden eve silahlı saldırılar ve özellikle sivillerin sığındığı Daraja Oula Mahallesi’nde gerçekleştirilen infazlar, kontrol noktaları ya da gözaltı sırasında yaşanan ölümler ve askeri tesisler içindeki çatışmalar öne çıkan başlıca şiddet biçimleri olarak sıralandı.

Uydu görüntülerinde en yoğun bulguya Daraja Oula Mahallesinde rastlandı. Burada 52 ayrı nokta tespit edilirken, buranın Feşir sakinlerinin HDK ilerleyişinden kaçarken sığındığı son bölge olduğu belirtildi. Ayrıca Feşir Üniversitesi yerleşkesinde beş, eski Çocuk Hastanesi’nde iki ve Suudi Hastanesi’nde dört olmak üzere çok sayıda noktanın olası gözaltı merkezi olarak kullanıldığı belirlendi. Tanıklar da daha önce bu alanların gözaltı noktası olarak kullanıldığını ifade etmişti.
Raporda, 31 noktanın yakınında hafif askeri araçlar ve yük kamyonlarının gözlemlendiği bilgisine de yer verildi. Bu durumun, insan kalıntılarının taşınması ya da yok edilmesine yönelik faaliyetlerle bağlantılı olabileceği değerlendiriliyor.
ŞEHİRDE HAYAT DURDU
27 Ekim’den sonra çekilen uydu görüntüleri, Feşir’de sivil yaşamın neredeyse tamamen ortadan kalktığını ortaya koydu. Görüntülerde pazar yerlerinin bitki örtüsüyle kaplandığı, su noktalarının boş kaldığı ve sivil ulaşım ya da mezarlık faaliyetine dair hiçbir iz bulunmadığı görüldü. Araştırmacılar, bu durumun şehir nüfusunun ya öldürüldüğünü ya da zorla yerinden edildiğini düşündürdüğünü belirtti.

Yale Üniversitesi İnsani Araştırma Laboratuvarı, hazırlanan raporun Uluslararası Ceza Mahkemesi, Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası soruşturma mekanizmalarıyla paylaşıldığını duyurdu. Bulguların, Darfur’da işlendiği iddia edilen savaş suçları ve insanlığa karşı suçlara ilişkin yürütülen soruşturmalarda önemli bir delil niteliği taşıdığı ifade ediliyor.
Kaynak: Sudan Trubine

