Güney Sudanlı 23 yaşındaki Adau, geçen yıl Rusya’nın Tataristan Cumhuriyeti’ndeki Alabuga Özel Ekonomik Bölgesi’ne tam zamanlı iş vaadiyle gittiğinde büyük bir hata yaptığını kısa sürede anladı.
“İlk gün bize üniforma verdiler ama ne iş yapacağımızı bilmiyorduk. Fabrikaya girince her yerde dronlar gördük. Bizi farklı bölümlere ayırdılar,” diyor Adau.
Adau, “Alabuga Start” adlı bir işe alım programına başvurmuştu. Program, çoğunluğu Afrika’dan 18-22 yaş arası genç kadınları lojistik, konaklama ve hizmet sektörlerinde eğitim fırsatları vaadiyle Rusya’ya çekiyor. Ancak katılımcılar, tehlikeli koşullarda düşük ücretlerle çalıştırıldıklarını söylüyor.
BBC’nin ulaştığı belgelere göre Güney Sudan Eğitim Bakanlığı onayıyla paylaşılan ilanlar, “Rusya’da burs ve iş fırsatı” olarak sunulmuş. Adau, WhatsApp üzerinden başvurduğunu ve vinç operatörlüğü gibi teknik alanlarda çalışmak istediğini belirttiğini aktarıyor.
“HİÇBİRİMİZE SEÇENEK SUNULMADI”
Uzun süren vize sürecinin ardından Mart 2024’te Rusya’ya giden Adau, üç aylık dil eğitiminin ardından temmuzda işe başladı. Ancak beklediği gibi olmadı.
“Hiçbirimize seçenek sunulmadı. Hepimiz dron fabrikasında çalışmak zorunda kaldık. Üstelik gizlilik sözleşmesi imzaladık; ailemize bile ne yaptığımızı anlatamıyorduk.”
BBC’nin gösterdiği RT görüntülerini doğrulayan Adau, İran yapımı Shahed-136 tipi kamikaze dronların üretildiği fabrikada çalıştığını teyit etti.
Uluslararası Güvenlik Bilimi Enstitüsü’nden Spencer Faragasso, “Alabuga artık bir savaş üretim merkezi. Rusya burada Shahed 136 dronlarını açıkça ürettiğini duyurdu,” diyor.
“CİLDİM SOYULUYORDU”
Adau, kısa sürede istifa etmeye karar verdi:
“Tüm yalanları fark ettim. Ben dron üreten bir fabrikada çalışmak istemiyorum.”
İstifa süresinde dron gövdelerini boyarken kullandığı kimyasalların cildini yaktığını anlatıyor:
“Eve gidince cildimin soyulduğunu gördüm. Koruyucu kıyafet giymemize rağmen kimyasallar kumaştan geçiyordu.”
Bu sırada Alabuga bölgesi, 2 Nisan 2024’te Ukrayna’nın düzenlediği bir dron saldırısına hedef oldu. Adau’nun kaldığı yurdun yanındaki bina vuruldu, camlar kırıldı. “O sabah sirenle uyandık, dışarı çıktığımızda gökyüzünde bir dron gördüm. Koşmaya başladım,” diyor.
PASAPORTLARA EL KOYULDU, MAAŞLAR ÖDENMİYOR
Saldırıdan sonra bazı kadınların programı terk etmeye çalışması üzerine pasaportlarına el konulduğu iddia edildi.
Adau, ayda 600 dolar maaş vaadiyle işe alınmıştı ancak sadece altıda birini alabildi.
“Kira, ulaşım, vergi, dil kursu gibi kesintiler yaptılar. Bir gün devamsızlık 50 dolar ceza demekti.”
Bazı kadınlar programı savunsa da Adau için yaşadıkları travmatik bir deneyim olmuş:
“Yurda dönüp ağladım. ‘Ben ne yapıyorum?’ dedim kendi kendime. İnsanların hayatını alan bir şeyin üretiminde yer almak çok kötü bir histi.”

