Didier Drogba, 11 Mart 1978’de Fildişi Sahili’nin Abidjan şehrinde doğdu.
Ailesi, ona daha iyi bir gelecek sağlamak için onu profesyonel futbolcu olan amcası Michel Goba’nın yanına, Fransa’ya gönderdi.
Üç yıl sonra ülkesine dönen Drogba, ailesinin işsiz kalması üzerine tekrar amcasının yanına taşındı. İşte tam bu yıllarda futbolla tanışmıştı.
15 yaşında, Fransa’nın yarı profesyonel kulüplerinden Levallois’ta sağ bek olarak oynamaya başladı. Ancak amcasının tavsiyesiyle forvet pozisyonuna geçti ve gerçek yeteneği burada keşfedildi.
PROFESYONEL KARİYERİNİN BAŞLANGICI
Okulunu bitirdikten sonra, 21 yaşında ilk profesyonel sözleşmesini Ligue 2 takımı Le Mans ile imzaladı. 2002-03 sezonunda Ligue 1 ekibi Guingamp’a transfer oldu ve 45 maçta 20 gol kaydetti.
Bu performansıyla Fildişi Sahili millî takımına çağrıldı ve ilk maçında gol attı. Yükselen formu, Fransa’nın köklü kulüplerinden Marsilya’nın dikkatini çekti ve €3.3 milyon karşılığında bu takıma transfer oldu.
Marsilya formasıyla 35 lig maçında 19 gol atarak kendisine yapılan yatırımın hakkını fazlasıyla verdi.
Şampiyonlar Ligi’nde ise grup aşamasında 5 gol kaydetti. Marsilya, Şampiyonlar Ligi’nden elense de UEFA Kupası finaline ulaştı ve Drogba bu turnuvada 6 gol attı.
CHELSEA EFSANESİ
Bu performansı, İngiltere’nin en büyük kulüplerinden Chelsea’nin radarına girmesini sağladı. 2004 yılında €24 milyon karşılığında Chelsea’ye transfer oldu. Ancak sakatlıklar nedeniyle ilk sezonunda 27 lig maçında sadece 10 gol atabildi.
İkinci sezonunda Arsenal’e karşı FA Community Shield’da 2 gol atarak başladı ve sezonu 12 lig golüyle (toplamda 16) tamamladı.
2006-07 sezonunda Premier League’de 20 golle gol kralı oldu ve Afrika’da Yılın Futbolcusu seçildi. Sonraki sezonlarda sakatlıklar ve teknik direktör değişiklikleri nedeniyle istikrarsız bir performans sergilese de, 2009-10 sezonunda 32 maçta 29 golle tekrar gol kralı oldu.
2010-11 sezonunda ise 14 asist yaparak sadece bir golcü değil, aynı zamanda tam bir forvet olduğunu kanıtladı.
2011-12 sezonunda ise Chelsea’nin ilk Şampiyonlar Ligi şampiyonluğuna ulaşmasında büyük rol oynadı. Bayern Münih’e karşı oynanan finalde hem beraberlik golünü attı hem de penaltılarda son vuruşu yaparak kupayı Chelsea’ye getirdi.
Chelsea’den sonra kısa bir Çin macerası yaşadı ve ardından Galatasaray’a transfer oldu. Burada iki yerel kupa kazandıktan sonra Chelsea’ye bir sezonluğuna geri döndü ve kariyerini MLS’de noktaladı.
104 maçta 65 golle Fildişi Sahili’nin en golcü oyuncusu olan Drogba, iki kez Afrika’da Yılın Futbolcusu seçildi.
Emekli olduktan sonra “Peace and Sport” organizasyonunda başkan yardımcısı oldu ve Phoenix Rising FC’nin ortak sahiplerinden biri olarak futbol dünyasındaki etkisini sürdürdü.
DROGBA FİZİKSEL GÜCÜYLE ORTAYA ÇIKAN BİR OYUNCUYDU
Drogba, fiziksel gücü, hava hakimiyeti, hızı ve sert şutlarıyla tanınıyordu. BBC analisti Carl Anka, onun İngiliz futbolunu 4-4-2’den 4-3-3 sistemine geçişte öncü isimlerden biri olduğunu söyledi.
Büyük maçların adamı olarak bilinen Drogba, 10 finalde gol attı ve 10 kupa kazandı. Serbest vuruşlardaki ustalığı ve kritik anlarda sergilediği performanslarla George Weah ve Samuel Eto’o gibi isimlerle birlikte Afrika’nın gelmiş geçmiş en iyi forvetlerinden biri kabul edilir.
İlk kulübü Levallois, onun anısına stadyumunun adını “Stade Didier Drogba” olarak değiştirdi.
KİŞİSEL HAYATI VE YAPMIŞ OLDUĞU İNSANI YARDIMLAR
Drogba, Malili Lalla Diakité ile Paris’te evlendi ve üç çocuk sahibi oldu. Çift, 2021’de boşandı.
Futbolun ötesinde, Drogba, Fildişi Sahili’nde barışın sağlanması için yaptığı çalışmalarla da tanınır.
2006 Dünya Kupası eleme maçlarının ardından yaptığı bir açıklamada silahlı gruplara silah bırakma çağrısında bulundu ve bu çağrı ateşkesin sağlanmasında etkili oldu.
2007’de BM Kalkınma Programı (UNDP) İyi Niyet Elçisi seçildi ve 2010’da Time dergisinin “Dünyanın En Etkili 100 İnsanı” listesine girdi.
Pepsi ile yaptığı £3 milyonluk reklam anlaşmasının gelirini Abidjan’da bir hastane yapımına bağışladı.
Nike ve Bono ile birlikte AIDS, tüberküloz ve sıtma ile mücadele kampanyalarında yer aldı. 2014’te ise FIFA’nın “11 Against Ebola” kampanyasına katıldı.
Drogba’nın hayatı, zorluklarla dolu bir yoldan geçerek hem futbolda hem de insanlık adına büyük başarılara ulaşan bir efsanenin hikayesidir.
Sahada bıraktığı iz kadar, insanlığa yaptığı katkılarla da unutulmaz bir isim olmayı başarmıştır.