John Leleruk’un eğitim serüveni Kenya’nın Samburu bölgesinde bir ağacın altında başladı. Her yıl sel suları derme çatma açık hava sınıflarını ve ders malzemelerini sürükleyip götürüyordu. Değişmeyen tek şey, Leleruk ve onun gibi yerinden edilmiş sayısız çocuğun eğitimden vazgeçmeyen kararlılığıydı. TRT Afrika muhabirine konuşan 24 yaşındaki Leleruk:
“On öğrenciye bir ders kitabı düşüyordu. Eğitim her şeydi. Benden kimsenin alamayacağı tek şeydi. Mülteci olmanın ötesinde bana bir amaç verdi.” sözlerine yer verdi Leleruk, yaklaşık yirmi yıl önce Samburu’da başlayan yolculuğunu bugün Kakuma mülteci kampında öğretim asistanı olarak sürdürüyor.
“Şimdi, benim bulduğum amacı başkalarına verme fırsatım var.” diyor.
Onun hikâyesi, Afrika’da ve dünyanın başka yerlerinde, kitlesel yerinden edilmeye yol açan çatışmalara rağmen eğitim alma yolunda direnen yüz binlerce gencin hikâyesiyle örtüşüyor. Son veriler, mülteci öğrencilerin yükseköğretime kayıt oranının sadece bir yıl içinde %7’den %9’a çıktığını gösteriyor. Bu artış, 2030 için belirlenen %15 hedefine ulaşmayı mümkün kılabilecek bir yakınlığa sahip.
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (UNHCR) 10. yıllık Mülteci Eğitimi Raporu’nda yer alan bu büyüme, eğitime erişimi kolaylaştırma çabasındaki umutları da, hâlâ devam eden zorlukları da ortaya koyuyor.
KIZ ÇOCUKLARININ EĞİTİME KATILIMINDA ARTIŞ YAŞANDI
UNHCR raporu cesaret verici ilerlemelere işaret ediyor. Daha fazla kız çocuğu ilkokula başlıyor ve geleneksel engellerin kadın katılımını sınırlandırdığı toplumlarda bile ortaöğretimdeki cinsiyet uçurumu daralmaya devam ediyor. BM Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi raporun önsözünde
“Bütün seviyelerde mülteci çocukların kaydını artırmak için olağanüstü çabalar gösterildi.” sözlerine yer veriyor.

Küçük kazanımların yanında karanlık gerçekler de var. Dünya genelinde mülteci nüfusu artmaya devam ediyor. Yaklaşık 5,7 milyon mülteci çocuk hâlâ eğitimin dışında kalıyor. Uzmanlara göre asıl mesele, artan ihtiyaca uygun kaynaklar sunmak. Ayrıca Leleruk’unki gibi başarı hikâyelerinin rutin mi yoksa istisna mı olduğunu belirlemek gerekiyor.
ENGELLERİ ANLAMAK
Eğitimine devam etmek isteyen yerinden edilmiş kişiler önemli zorluklarla karşılaşıyor. UNHCR raporundaki vaka incelemeleri bunu açıkça gösteriyor. Bazen yasal gereklilikler, resmi eğitim sistemlerine erişimin önünü kapatıyor. Çoğu durumda ise dil engeli ortaya çıkıyor. Önceki diplomalar çoğunlukla tanınmıyor ve öğrenciler hangi seviyede olurlarsa olsunlar akademik yolculuklarına yeniden başlamak zorunda kalıyor.
Yine de bütün bu engellere rağmen danışmanlar ve terapistler mücadelenin kazanılabileceğine inanıyor. Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde (KDC) mülteci çocuklarla çalışan klinik psikolog Dr. Sarah Kanza, eğitimi bir iyileşme aracı olarak görüyor. TRT Afrika’ya konuşan Dr. Kanza:
“Travma yaşamış bir çocuk için okul bir sığınaktır. Okul, rutin, güvenlik ve normalleşme hissi sağlar. Çocukların yaşadıklarını işlemeye başlayabilecekleri koruyucu bir alandır.” sözlerine yer veriyor.
ÖZGÜVEN KAZANMAK İÇİN YENİ BİR FIRSAT
Evlerini, toplumlarını ve çoğu zaman ailelerini kaybeden çocuklar, aradıkları istikrarı sınıf ortamında buluyor. Dersler, teneffüsler ve akranlarla etkileşim gibi öngörülebilir düzenler, parçalanmış hayatlara sağlam bağlar kazandırıyor.
“Mülteci eğitimini desteklediğimizde sadece öğrenciler yetiştirmiyoruz; aynı zamanda özgüveni ve istikrarı yeniden inşa ediyoruz. Çocukların bu tutarlı ve destekleyici ortamda nasıl geliştiğine defalarca şahit oldum. Onlar için her şeyin temeli bu.”
Mülteci çocuklarla düzenli olarak çalışanlar, onların sadece akademik bilgiye değil, aynı zamanda kimlik ve amaçlarını yeniden inşa edebilecekleri alanlara da ihtiyaç duyduğunu kabul ediyor. Acil durum eğitiminden üniversiteye erişime geçiş imkânsız görünebilir. Ancak en güncel rakamlar, bu hedefin artık ulaşılabilir olduğunu gösteriyor.
Uzmanlar, kayıtlardaki her bir yüzde puanlık artışın binlerce gencin sadece kendi hayatını dönüştürmeye değil, aynı zamanda dünya genelindeki mülteci topluluklarına umut verme mücadelesinin seyrini de değiştirmeye çalıştığı anlamına geldiğini söylüyor.
Kaynak: TRT Afrika

