Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin (DKC) doğusunda bulunan 23 Mart İsyancı Hareketi (M23) , yeniden şiddetli çatışmalara yol açarak büyük bir insani krize neden oldu. Uzun yıllardır devam eden bu isyan hareketi, son dönemde ivme kazanarak bölgedeki istikrarsızlığı derinleştirdi.
M23’ün ortaya çıkışı
M23, adını 23 Mart 2009’da Kongo hükümeti ile Ulusal Kongre için Halkın Savunması (CNDP) grubu arasında imzalanan barış anlaşmasından almaktadır. Anlaşmanın hükümlerinin tam olarak uygulanmadığını iddia eden bazı eski CNDP mensupları, 2012 yılında M23’ü kurarak yeniden silahlı mücadeleye başladı. Grup, çoğunlukla Tutsi etnik kökenine mensup savaşçılardan oluşurken Ruanda ile bağlantıları olduğu iddiaları sıkça gündeme gelmektedir.

M23 isyancu grubu, 2012 yılında DKC’de yaşanan isyanda, Kuzey Kivu eyaletinin başkenti Goma’yı ele geçirdi. Ancak uluslararası baskılar sonucu bölgeden çekilsede birçok insan yerinden edilerek korku ve belirsizlikle karşı karşıya kaldı.
Son dönemdeki gelişmeler ve şiddetin tırmanışı
M23’ün kademeli olarak yeniden silahlandırılıp örgütlenmesi; M23 Grubu lideri Bernart Bisimwa’nın, 2021’in sonlarında “Kongo Devrim Ordusu”nun kalan savaşçılarını M23 Grubu Askeri Şefi Sultani Makenga ile işbirliği yaparak biraraya getiridiği öne sürülüyor. Yeniden kurulan M23’ün karargahının ise Mount Sabyinyo’da olduğu düşünülüyor.
Ruanda’nın gruba destek verdiği yönündeki iddialar bölgesel tansiyonu artırırken KDC hükümeti bu durumu uluslararası platformlara taşıdı. Ocak 2025’te M23, stratejik öneme sahip Goma kentini yeniden ele geçirdiğini duyurdu. Şubat ayı başında ise insani nedenlerden dolayı tek taraflı bir ateşkes ilan ettiğini açıkladı. Ancak sahada çatışmaların devam ettiği ve sivil halkın büyük zarar gördüğü bildirildi.

M23’ün ilerleyişi, yalnızca Goma ile sınırlı kalmadı. Son haftalarda Güney Kivu eyaletinin başkenti Bukavu da grubun kontrolüne geçti. Bu gelişmeler, ülkenin başkenti Kinşasa’da büyük bir endişe yarattı ve hükümetin isyancıları durdurma konusundaki yetersizliği tartışma konusu oldu. Artan saldırılar sonucunda bazı yabancı misyonlar personellerini tahliye etmeye başladı.
İnsani kriz ve bölgesel tepkiler
Birleşmiş Milletler’in (BM) verilerine göre, 2023 yılından bu yana M23 ve diğer silahlı grupların saldırıları nedeniyle 500 binden fazla insan yerinden edildi. Bölgedeki insani kriz halkın göç etmek zorunda kalmasına neden olmaya devam ediyor. Çatışmaların yoğun olduğu Uvira gibi kasabalarda yağma ve sivil saldırılar artarken, güvenlik durumu giderek kötüleşiyor.

BM yetkilileri, M23’ün ilerleyişinin yalnızca KDC’yi değil, tüm bölgeyi istikrarsızlığa sürükleyebileceği konusunda uyarıda bulundu. Fransa, KDC’nin egemenliğini destekleyen ve Ruanda birliklerinin geri çekilmesini talep eden bir karar taslağını BM Güvenlik Konseyi’ne sundu. KDC hükümeti, Ruanda’nın M23’e destek verdiğini belirtti. Ruanda yönetimi ise bu suçlamaları reddederek yalnızca kendi sınır güvenliğini sağladığını savunuyor.
Bugün gelinen noktada ise hayatını kaybedenlerin sayısı 3 bine yakın olduğu belirtilirken 26,4 milyon insanın acil insani yardıma ihtiyaç duyduğu vurgulandı. Başkent Goma ve bağlı olduğu Kuzey-Kivu eyaletinde devam eden saldırıların, ciddi ihlal riskini artırdığı kaydedildi.