Batı Afrika’nın küçük kıyı ülkesi Gine-Bissau’da yaşanan son askeri darbe, ülkenin köklü siyasi kırılganlığını ve darbe geçmişiyle iç içe geçen uyuşturucu kaçakçılığı iddialarını yeniden gündeme taşıdı.
Kuzeyde Senegal, güney ve doğuda Gine ile komşu olan Gine-Bissau, Atlas Okyanusu kıyısında yer alıyor. Ülkenin batısında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki Bijagos Takımadaları bulunuyor. Yaklaşık 2,1 milyon nüfusa sahip ülkede başkent Bissau, siyasi ve ekonomik yaşamın merkezi konumunda. Ülke, 36 bin kilometrekarelik yüzölçümüyle 1974’te Portekiz’den bağımsızlığını kazandı.
BAĞIMSIZLIKTAN BUGÜNE DARBE DÖNGÜSÜ
16. yüzyıldan bağımsızlığa kadar Portekiz sömürgesi olarak varlığını sürdüren Gine-Bissau, 1973’te tek taraflı bağımsızlık ilan etti; bu karar 1974’te resmen tanındı. Ancak son 50 yılda ülkede istikrarlı yönetim neredeyse hiç sağlanamadı.
Bugüne kadar beşi başarılı olmak üzere çok sayıda darbe girişimi yaşandı:
1980, 1999, 2003, 2012 ve son olarak 2025 darbeleri ülke yönetiminde köklü kırılmalara yol açtı. Çok partili siyasi sistemde yalnızca bir cumhurbaşkanı görevini darbe yaşanmadan devredebildi. Cumhurbaşkanlarının görev süresi beş yıl olarak belirlenmiş olsa da, darbeler ve siyasi çekişmeler sebebiyle liderlik sık sık el değiştirdi ve bugüne kadar 15 farklı isim ülkeyi yönetti.
KANLI SÜREÇLER
İlk Cumhurbaşkanı Luis Cabral’ın 1980’de devrilmesiyle başlayan darbe zinciri, Joao Bernardo Vieira’nın yükselişi ve düşüşüyle şekillendi. 1999’da devrilen Vieira, 2005’te yeniden seçimle iktidara geldi, ancak 2009’da Genelkurmay Başkanı Tagme Na Waie’nin öldürülmesinden bir gün sonra suikast sonucu hayatını kaybetti. Suikast, ordudaki rakip grupların güç mücadelesi ve uyuşturucu gelirleri üzerindeki çatışmalarla ilişkilendirildi.
Son darbe ise Cumhurbaşkanı Umaro Sissoco Embalo’nun 2025’te görevden uzaklaştırılmasıyla yaşandı. Seçimlerde zafer ilan eden hem Embalo hem de bağımsız aday Fernando Dias da Costa sonuçlar açıklanmadan galibiyet iddiasında bulunarak ülkeyi yeni bir krize sürükledi. Ardından Cumhurbaşkanlığı Askeri Daire Başkanı Denis N’Canha liderliğindeki askerler yönetime el koyduklarını açıkladı. Askeri yetkililer, bazı siyasetçilerin ve tanınmış bir uyuşturucu baronunun ülkeyi istikrarsızlaştırmaya çalıştığını iddia etti.
UYUŞTURUCU ROTASININ MERKEZİNDE BİR ÜLKE
Gine-Bissau’daki siyasi krizlerin arka planında uzun süredir uyuşturucu kaçakçılığı ağı bulunuyor. 2000’li yıllardan itibaren Latin Amerika’dan gelen kokainin Avrupa’ya taşınmasında ülke önemli bir geçiş noktası haline geldi. Zayıf devlet kapasitesi, yolsuzluk ve denetim eksikliği, güvenlik güçleri ve bazı siyasi aktörlerin bu ağlara dahil olduğu iddialarını güçlendiriyor. Uzmanlar bu nedenle Gine-Bissau’yu “Narko Devlet” olarak nitelendiriyor.
Özellikle Bijagos Takımadaları, geniş ve denetlenmesi zor kıyı şeridi sebebiyle sevkiyatın bölünüp küçük teknelerle Avrupa’ya aktarılmasında stratejik bir merkez olarak öne çıkıyor.
Siyasi istikrarsızlık, darbe döngüsü ve uyuşturucu rotasındaki kritik konumu ile Gine-Bissau, Batı Afrika’nın en kırılgan ülkelerinden biri olmayı sürdürüyor.

