Clash Report, Sudan’daki çatışmayı kapsamlı biçimde analiz eden Sudan Dosyası’nı yayımladı. Editörlüğünü Recep Yiğit’in üstlendiği dosyada Dr. Yassir Youssif Ibrahim, Dr. Serhat Orakçı, Dr. Tarig Mohammed Nour Ali ve Dr. Tunç Demirtaş gibi uzmanların değerlendirmeleri yer alıyor. Rapor, ülkedeki krizin temel nedenlerini; güvenlik sektörünün yıllar içinde bilinçli şekilde parçalanması, milis yapılanmalarının güçlenmesi ve savaş ekonomisinin devlet yapısının yerine geçmesi olarak tanımlıyor.
Rapor, HDK’nın 2023’e gelindiğinde 100–120 bin kişilik bir güce ulaşarak altın madenleri ve dış kaynaklı finans kanallarıyla orduya paralel bir komuta zinciri kurduğunu ortaya koyuyor. 2017 sonrası legal statü kazanan HDK’nın ekonomik özerkliği, çatışmanın gidişatını belirleyen temel unsurlardan biri olarak değerlendiriliyor.
Belgede ayrıca savaş ekonomisinin lojistikten madenciliğe, vergilendirmeden sınır aşan kaçakçılık hatlarına kadar genişlediği, 30,4 milyon kişinin insani yardıma ihtiyaç duyduğu ve 13 milyon kişinin yerinden edildiği vurgulanıyor. Nüfusun yüzde 45’inin akut gıda güvensizliği yaşadığı, en az 20 bölgenin kıtlık riski altında olduğu belirtiliyor. Eğitim sisteminin neredeyse çöktüğü, okul çağındaki çocukların yüzde 90’ının eğitimden uzak kaldığı ifade ediliyor.
Rapor, bölgesel aktörlerin HDK’nın ekonomik ve askeri kapasitesi üzerinde belirleyici etkisi olduğunu, altın ticareti ve dış destek sayesinde grubun Hartum, Darfur ve Kordofan’daki operasyonlarını sürdürebildiğini aktarıyor. Bu dış bağlantıların çatışmayı uzattığı, ekonomik koridorlar ve liman erişimi üzerinden çok katmanlı bir rekabet yarattığı kaydediliyor.
Belgede geleceğe ilişkin dört senaryo sıralanıyor: uzun süreli parçalanma, ordunun yeniden merkezileşmesi, yapısal reformlara dayalı müzakere edilmiş bir çözüm veya bölgesel gözetim altında ekonomik istikrara bağlı bir geçiş süreci. Ancak rapor, güvenlik sektöründe derin bir reform yapılmadığı sürece kalıcı siyasi çözümün mümkün olamayacağını vurguluyor.
SERHAT ORAKÇI: SUDANLI GENÇLER SAVAŞIN MERKEZİNDE
Raporda yer alan Dr. Serhat Orakçı’nın kapsamlı analizi, Sudan’daki savaşın toplumsal yıkım boyutunu çarpıcı örneklerle aktarıyor.
Orakçı, HDK saflarına katılan 15–20 yaşlarındaki gençlerin öldürdükleri insan sayısını soğukkanlılıkla dile getirdiği sahneleri aktararak başlıyor. Bir kişinin 150, bir başkasının 200’e yakın insan öldürdüğünü söylemesi, savaşın genç kuşak üzerindeki travmatik etkisini gözler önüne seriyor. Çocukların yaşlı sivillere şiddet uyguladığı veya silahlı grupların rastgele sivillere ateş açtığı görüntülerin artık sıradanlaştığını belirtiyor.
Orakçı’ya göre Sudanlı gençler, ya bu savaşın mağduru ya da zorla dahil edilmiş failleri hâline gelmiş durumda. Ülke, iki buçuk yıldır SAF ile HDK arasında, HDK’nın orduya entegrasyonu konusundaki anlaşmazlıkla başlayan bir çatışmanın içinde. Ekonomik çöküş, siyasi kriz ve derinleşen insani felaket bu çatışmanın ayrılmaz parçaları hâline gelmiş durumda.
Makale, HDK’nın köklerinin 2003 Darfur krizine dayandığını, Hemedti liderliğindeki yapının hem bölgesel hem ekonomik bağlantılarla güçlendiğini ortaya koyuyor. Özellikle Darfur’daki altın madenlerinden elde edilen gelirlerin Dubai üzerinden küresel piyasalara taşındığı, karşılığında silah temin edildiği vurgulanıyor.
İNSANİ TABLONUN VEHAMETİNE DİKKAT ÇEKİLİYOR
Sudan’daki insani tablonun vahametine dikkat çeken Orakçı, 30,4 milyon insanın yardıma ihtiyaç duyduğunu, 13 milyon kişinin yerinden edildiğini, nüfusun yüzde 45’inin akut gıda güvensizliği yaşadığını; 20 bölgenin kıtlık eşiğinde olduğuna işaret ediyor. Çocukların yüzde 90’ının eğitimden uzak kalması, sağlık sisteminin çökmesi ve kolera, sıtma gibi salgınların yayılması savaşın yıkıcı sonuçları arasında yer alıyor.
Makale, Sudan’ın iki ayrı yönetim altında fiilen bölünmüş hâle geldiğini, HDK’nın Nyala’da alternatif bir hükümet ilan ettiğini ancak bunun uluslararası meşruiyet bulmadığını aktarıyor. Orakçı, petrol sahalarının bulunduğu bölgelerde çatışmanın yoğunlaşmasının savaşın daha da uzayabileceğini belirtiyor.
Analizin sonunda, ABD’nin yeni barış girişimlerine rağmen iyimser olmak için erken olduğu ifade ediliyor. Orakçı, HDK’nın dış destekler, silah temini ve sahadaki geniş gücü sayesinde uzun süre savaş kapasitesini koruduğuna dikkat çekiyor ve bunun Sudan ordusu için en kritik meydan okuma olduğunu vurguluyor.

