Cezayir, 2025 yılı için GSYH’sinin yaklaşık yüzde 8’ini savunmaya ayırarak 25 milyar dolarlık rekor savunma bütçesiyle Afrika kıtasının en güçlü ordusunu kurma yolunda ilerliyor. Ülke, Türk SİHA’larından Rus tanklarına, Çin füzelerinden Batı menşeli helikopterlere kadar geniş bir askeri yelpazeyle donatılacak. Hedef, bölgedeki terör tehditlerine karşı caydırıcı bir güç oluşturmak ve kıtada stratejik üstünlüğü sağlamak.

Cezayir ordusu bugün, Global Firepower Index’e göre dünyanın en güçlü 25. ordusu konumunda. Bu güç, yalnızca asker sayısıyla değil, modern ekipman çeşitliliği ve çok yönlü askeri yapılanmasıyla da dikkat çekiyor. Ülke, Rusya, Çin, Türkiye, ABD ve Avrupa ülkeleriyle savunma alanında yakın iş birliği yürütmeye devam ediyor.
ORDU YAPILANMASI
1974’ten bu yana Cezayir’de erkekler için 12 aylık zorunlu askerlik uygulaması devam ediyor. Bu sürenin ilk altı ayı eğitim, kalan kısmı aktif görev olarak planlanıyor. Yurt dışında yaşayan Cezayirliler belirli bir ücret ödeyerek askerlikten muaf tutulabiliyor. Kadınlar için askerlik zorunlu değil, ancak gönüllü olarak orduya katılabiliyorlar. 2025 itibarıyla hava kuvvetlerinde 10’dan fazla kadın subay görev yapıyor.
Ordunun başkomutanı, aynı zamanda devlet başkanı olan Abdülmecid Tebbun. Genelkurmay Başkanlığı ve Savunma Bakanlığı görevini ise General Said Chengriha yürütüyor. Cezayir ordusu altı ana kuvvetten oluşuyor: kara, deniz, hava, jandarma, hava savunma ve ulusal muhafız birlikleri.
KARA KUVVETLERİ
Cezayir kara ordusu yaklaşık 188 bin askerden oluşuyor. Envanterinde; 600 adet T-90SA tankı, 760 BMP-2M zırhlı muharebe aracı, İskender-E füze rampaları ve TOS-1A çok namlulu roketatar sistemleri bulunuyor. Ayrıca ülke, Çin’den PLZ-45 obüs sistemleri ve WA-021 topçu sistemleri satın aldı.

Zırhlı personel taşıyıcılarda da çeşitlilik göze çarpıyor. Almanya ortaklığıyla üretilen TPz Fuchs 2, BAE’den alınan Nimr 2, Fransa yapımı Panhard M3 ve ABD menşeli MaxxPro MRAP araçları ordunun envanterinde.
HAVA SAVUNMASINDA TERCİH TÜRKİYE
Cezayir Hava Kuvvetleri, Rusya’dan aldığı Su-30, Su-35 ve Su-57 savaş uçaklarıyla hava üstünlüğünü koruyor. Ayrıca Türkiye’den 6 Aksungur ve 10 Anka-S SİHA siparişi verildi. Bu insansız hava araçları, özellikle çöl bölgelerinde keşif ve terörle mücadele operasyonlarında aktif rol oynuyor.

Nakliye görevlerinde C-130 Hercules, IL-76, CN-235 gibi uçaklar; helikopter filosunda ise Mi-24, AW139, Bell 412 ve Super Lynx modelleri bulunuyor.
DENİZ VE HAVA SAVUNMA ENVANTERİ
Cezayir donanması, 4 Kilo sınıfı denizaltı, Çin yapımı 3 Adhafer fırkateyni, 2 MEKO A200 fırkateyni ve çok sayıda devriye botuyla Akdeniz’de etkin bir varlık gösteriyor. Ayrıca ülke, kendi imkanlarıyla geliştirdiği Cebel Şenua sınıfı fırkateynleri de aktif olarak kullanıyor. Deniz havacılığında ise AW101 ve AW139 helikopterleri görev yapıyor. Bu araçlar, arama kurtarma, mayın temizleme ve deniz devriye görevlerinde kullanılıyor.

Cezayir, stratejik hava savunmasında 8 adet S-300 bataryası, orta menzilde Buk-M2 sistemleri, kısa menzilde ise Tor-M2 ve Pantsir-S1 bataryalarıyla güçlü bir koruma hattı oluşturmuş durumda.
BÖLGESEL TEHDİT
Cezayir, komşusu Fas ile Batı Sahra meselesi yüzünden 2021’den bu yana diplomatik ilişkilerini kesmiş durumda. Fas’ın bölgede artan askeri varlığına karşılık olarak Cezayir, Bechar Hava Üssünü inşa etti. Bu rekabet, iki ülke arasında silahlanma yarışını hızlandırdı.
Ülke aynı zamanda Sahel bölgesinde El Kaide ve DEAŞ bağlantılı gruplarla mücadele ediyor. Mali ve Libya sınırlarında yaşanan çatışmalar nedeniyle de binlerce kişi yerinden edildi.
TÜRKİYE İLE ASKERİ İŞ BİRLİĞİ
Yılın başında ABD ile savunma iş birliği anlaşması imzalayan Cezayir, aynı zamanda Türk savunma sanayisiyle yakın temas yürütüyor. Özellikle KARGU ve BOYGA gibi yerli İHA’ların özel kuvvet eğitimlerinde kullanılması, Ankara ile iş birliğinin güçlendiğinin önemli bir göstergesi.

Cezayir, 25 milyar dolarlık dev bütçesiyle Afrika’nın askeri dengelerini yeniden şekillendiriyor. Modern silah sistemlerine yatırım yapan ülke, terörle mücadelede daha etkin bir güç olmayı hedefliyor. ABD, Rusya, Çin ve Türkiye ile sürdürdüğü çok yönlü ilişkiler sayesinde Afrika’nın yükselen askeri gücü konumunu pekiştiriyor. Kuzey Afrika’daki etkisini genişletirken, Akdeniz’deki stratejik varlığını da güçlendirerek bölgesel bir askeri merkez haline geliyor.

