Güney Afrika’nın yasama başkenti Cape Town’daki Holokost ve Soykırım Merkezi, Gazze’de 22 aydır süren yıkıcı savaş karşısındaki sessizliği nedeniyle eleştirilerin odağında. Eleştirmenler, bu tavrı “utanç verici bir sessizlik” olarak nitelendiriyor.
Soykırım araştırmacısı ve Özgür Filistin için Güney Afrika Yahudileri (SAJFP) üyesi Kelly-Jo Bluen, merkezin Gazze’deki dehşet karşısında sessiz kalmasının, “Avrupa’da Nazi Holokostu’nda direnen, kaçan ve ölen atalarımızın hatırasını açıkça kötüye kullanmak anlamına geldiğini” söyledi. Bluen, bu durumu “soykırım inkârı yoluyla en ağır düzeyde soykırıma ortaklık” olarak tanımladı.
“Bu, yalnızca küratör ve yönetim ekibine değil, tüm topluma utanç getirdi” diyen Bluen, tepkisini Middle East Eye (MEE) aracılığıyla dile getirdi.
“SESSİZLİK KARARI EMPATİ EKSİKLİĞİNDEN DEĞİL”
Holokost ve Soykırım Merkezi Direktörü Jakub Nowakowski ise, sessizlik kararı “ilgisizlikten veya empati eksikliğinden değil, sergilerimizde devam eden çatışmalara yer vermeme yönündeki uzun süredir uyguladığımız politikamızdan kaynaklanıyor” dedi.
“Şiddet ve insan ıstırabından derin endişe duyuyoruz ve bu savaşın en kısa sürede sona ermesini umuyoruz” diyen Nowakowski, merkezin bu yaklaşımı diğer çatışmalarda da benimsediğini belirtti. Ayrıca, müzenin “gerçek zamanlı siyasi veya hukuki yargılar” üretmek yerine ziyaretçilere geçmişe bakarak kendi kararlarını verme imkânı sunmayı amaçladığını vurguladı.
Ancak aktivistler ve akademisyenler, merkezin Gazze saldırısı karşısında sessiz kalmasının onu “seyirci” konumuna düşürdüğünü ve kendi sergilerinde ziyaretçileri karşı çıkmaya çağırdığı suçlara fiilen ortak haline getirdiğini öne sürdü.
“Eğer bir Holokost Müzesi sessiz kalır veya daha da kötüsü, Filistinliler yok edilirken inkâra yönelirse, hangi amaca hizmet eder?” diye sordu Cape Town Filistin Dayanışma Kampanyası (PSC) Koordinatörü Usuf Chikte.