Mali’nin tarihi şehri Timbuktu, yüzyıllar boyunca İslam ilminin, ticaretin ve kültürün en önemli merkezlerinden biri olarak bilindi. Nijer Nehri’nin yakınlarında, Sahra Çölü’nün zirvesine kurulmuş bu şehir, yalnızca kerpiç camileriyle değil, aynı zamanda insanlığın ortak mirası sayılan eşsiz el yazmalarıyla da öne çıkıyor.

Yaklaşık 400 bin belgeyi kapsayan Timbuktu El Yazmaları, hukuk, teoloji, astronomi, tıp, matematik, felsefe ve ekonomi gibi pek çok alana dair bilgi içeriyor. Bazıları altınla yazılmış olan bu eserler, 12. yüzyıldan günümüze ulaşan nadide örnekleriyle yalnızca Mali’nin değil, tüm Afrika’nın mirası olarak görülüyor.
İLİM VE BİLİM MERKEZİ
16. yüzyılda “333 Evliyanın Şehri” olarak anılan Timbuktu, İslam alimlerine, kadılara ve müelliflere ev sahipliği yaparak kısa sürede bir bilim ve maneviyat merkezi haline geldi.

İtalyan gezgin Leo Africanus, 1550’de yayımladığı Afrika’nın Tasviri adlı eserinde Timbuktu pazarlarında altından bile değerli görülen kitapların satıldığını hayranlıkla anlatıyordu. O dönemde şehir, 100 bin kişiye yaklaşan nüfusuyla Batı Afrika’nın dini, ticari ve akademik başkentiydi.
SÖMÜRGE VE İŞGAL
18. Yüzyılın sonlarına kadar önemini koruyan şehir, Fransız işgaliyle büyük bir yıkıma uğradı. Fransız askerleri, çok sayıda İslami eseri ve el yazmasını Fransa’ya taşıdı. Buna rağmen Timbuktu halkı, yüzyıllar boyunca bu paha biçilmez eserleri gizleyerek korumayı başardı. 1960’ta Mali bağımsızlığını kazandığında, ailelerin sakladığı koleksiyonlar yeniden gün yüzüne çıktı ve özel kütüphanelerde halkın ziyaretine açıldı.
ESERLER DİJİTALLEŞTİRİLDİ
UNESCO’nun Dünya Mirası ilan ettiği Timbuktu’da, Güney Afrika-Mali işbirliğiyle 2009’da modern bir kütüphane kuruldu. Ayrıca Google, 40 binden fazla el yazmasını dijitalleştirerek dünya çapında erişime açtı. Ancak şehrin 2012’de isyancı grupların eline geçmesiyle birçok yazma eser yeniden büyük bir tehdit altına girdi. Halkın özverili çabaları sayesinde el yazmalarının büyük bir bölümü bugün hâlâ korunuyor.

Timbuktu el yazmaları, yalnızca tozlu sayfalardan ibaret değil, Afrika’nın bilimsel, felsefi ve dini birikiminin yaşayan hafızasıdır. Hukuktan astronomiye, tıptan tasavvufa kadar geniş bir yelpazede bilgi sunan bu eserler, alternatif tarih anlatılarını ve Afrika’nın entelektüel kimliğini yansıtan eşsiz bir mirastır.
Kaynak: LANA