Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Afrika kıtasında hızla etkisini artıran en önemli dış aktörlerden biri haline geliyor. ABD ve Çin gibi geleneksel küresel güçlerin kıtadaki mali ve politik etkisi azalırken, BAE ticaret, altyapı, enerji ve doğal kaynak sektörlerine milyarlarca dolarlık yatırımlar yaparak öne çıkıyor. Artık sadece bir ticaret ortağı değil, aynı zamanda Afrika’nın geleceğini şekillendiren stratejik bir aktör konumunda.
BAE merkezli firmalar, Somaliland ve Cezayir’deki dev liman yatırımlarından, Etiyopya, Togo ve Uganda gibi ülkelerdeki yenilenebilir enerji projelerine kadar kıta genelinde etkili projeler yürütüyor. DP World, AMEA Power ve Abu Dhabi National Energy Company gibi devlet destekli şirketler, 2019’dan bu yana toplam değeri 110 milyar doları aşan projelerde öncülük ediyor. Sadece 2023 ve 2024 yıllarında, BAE Afrika’ya 97 milyar dolarlık yatırım taahhüdü vererek Çin’in katkılarını üçe katladı.
JEOPOLİTİK STRATEJİYLE ŞEKİLLENEN EKONOMİK İLİŞKİ
Bu ekonomik girişimlerin, daha büyük bir jeopolitik stratejinin parçası olduğu belirtiliyor. BAE, Afrika’yı Asya ile Batı arasında bir ticaret ve lojistik köprüsü haline getirmeyi hedeflerken, kıtanın sahip olduğu bakır, altın ve tarım ürünleri gibi stratejik madenlerin de güvence altına almaya çalışıyor. Bugün itibarıyla BAE’nin aktif olarak ticaret, enerji ve madencilik faaliyetlerinde bulunduğu Afrika ülkelerinin sayısı 20’yi aşmış durumda.
TARTIŞMALI ASKERİ BAĞLANTILAR: SUDAN ÖRNEĞİ
Ancak BAE’nin kıtadaki yükselişi yalnızca ekonomik değil; siyasi ve askeri etkileriyle de tartışma konusu. Sudan hükümeti, BAE’yi Sudan’daki Hızlı Destek Kuvvetleri’ne (HDK) gelişmiş silahlar ve mali destek sağlamakla suçluyor. 2023’ten bu yana Sudan ordusuyla şiddetli çatışmalara giren HDK, sivillere yönelik toplu katliamlar da dahil olmak üzere ciddi savaş suçu iddialarıyla karşı karşıya. Bu gelişmelerin ardından Sudan, BAE ile diplomatik ilişkilerini kesmiş ve ülkesinin egemenliğinin ihlal edildiğini savunmuştur.
YARDIMLAŞMA VE STRATEJİK ORTAKLIK ARASINDAKİ İNCE ÇİZGİ
Tüm bu tartışmalara rağmen, BAE kendisini bir kalkınma ortağı olarak tanıtmaya devam ediyor. Emirlik yetkilileri, sadece geçen mali yılda Afrika’ya 1 milyar dolarlık dış yardım sağlandığını belirtiyor. Gıda güvenliği, dijital dönüşüm ve temiz enerji gibi alanlarda yürütülen projeler, bu yardımın önemli bir kısmını oluşturuyor.
YENİ BİR DIŞ POLİTİKA DÖNEMİ
Analistler, BAE’nin Afrika’daki bu yükselişinin, klasik anlamdaki dış yardımlardan ve demokratik ideallerden çok, stratejik ticari ortaklıklara dayanan yeni bir dış politika anlayışına işaret ettiğini belirtiyor.
Bölgesel bir analist, bu dönüşümü şöyle özetliyor:
“BAE, ticari güçle diplomasiyi yeniden şekillendiriyor. Bu gelişme, kalkınmadan ziyade limanlar, madenler ve siyasi nüfuz üzerinde hâkimiyet kurmakla ilgili.”
ABD’nin Afrika’daki etkinliğini azaltması ve demokratik kurumlara desteğini geri çekmesiyle birlikte, BAE’nin “devlet odaklı yatırımlar ve vekil gruplara gizli destek” modeli, Afrika’nın egemenliği, barışı ve bağımsızlığı açısından yeni ve kritik soruları gündeme getiriyor. Bu modelin kıtanın geleceğini nasıl etkileyeceği, önümüzdeki dönemin en önemli jeopolitik tartışmalarından biri olacak.