Okavango Nehri, sıradışı bir şekilde denize ulaşmadan çöle dökülür. Bu su, kurak mevsimde bile yaşamı mümkün kılan dev bir deltaya dönüşür. Yaklaşık 15 bin km²’lik bu alan, fillerden su aygırlarına, timsahlardan leoparlara kadar yüzlerce hayvan türüne ev sahipliği yapar. Delta, yılın belli dönemlerinde devasa hayvan göçlerine sahne olur. Su kaynaklarının bolluğu, yırtıcılar ve otçullar arasında doğanın kadim dengesini kurar. Safari meraklıları için Okavango, doğal hayatın sahnesinde bir açık hava tiyatrosudur. Fakat bu sahne, aynı zamanda hassas bir ekolojik dengeye de bağlıdır.
YERLİ HALKLARIN DOĞAYLA BÜTÜNLEŞİK YAŞAMI
Delta çevresinde yaşayan yerli topluluklar, özellikle Bayei ve Hambukushu halkları, balıkçılık ve küçük ölçekli tarımla geçinir. Bu halklar, doğaya zarar vermeden yaşamanın yollarını geleneksel bilgilerle sürdürür. Ekoturizm faaliyetleri sayesinde hem kültürel miraslarını yaşatmakta hem de gelir elde etmektedirler. Okavango Deltası da diğer doğal alanlar gibi iklim değişikliği, su kaynaklarının azalması ve çevresel tehditlerle karşı karşıya. Botsvana hükümeti ve uluslararası çevre kuruluşları, bu benzersiz ekosistemi korumak için kapsamlı projeler yürütüyor. Delta, yalnızca Afrika’nın değil, tüm dünyanın koruması gereken bir yaşam hazinesi olarak kabul ediliyor.