Afrika kıtasında silahlı çatışmalar, yoksulluk, siyasi istikrarsızlık ve iklim krizinin tetiklediği zorunlu göç dalgaları, insan ticareti ve kaçakçılığı gibi ağır sorunları da beraberinde getiriyor. Milyonlarca Afrikalı özellikle 18-35 yaş grubunda yer alan gençler, ölümle yaşam arasındaki tehlikeli göç rotalarını kullanmaya mecbur kalırken; bu durum, kıtanın genç iş gücünün ve eğitimli insan kaynağının hızla erimesine neden oluyor.
Birleşmiş Milletler tarafından her yıl 30 Temmuz’da kutlanan “İnsan Ticaretiyle Mücadele Günü”, Afrika’da büyüyen kaçak göç ve insan ticareti krizini gündeme taşıyor. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, bu gün vesilesiyle yaptığı açıklamada, insan ticaretini “korkunç bir suç ve ciddi bir insan hakları ihlali” olarak nitelendirirken, bunun dünyanın en hızlı büyüyen organize suçlarından biri haline geldiğinin altını çizdi.
BM Uyuşturucu ve Suç Ofisi (UNODC) ile Uluslararası Göç Örgütü (IOM) verilerine göre, Sahra Altı Afrika’dan Kuzey Afrika’ya ve oradan Avrupa’ya ulaşmaya çalışan binlerce göçmen insan tacirlerinin ağına düşüyor. Bu yolculuk sırasında göçmenler; zorla çalıştırma, cinsel istismar, kötü muamele, fidye için alıkonulma ve ölüm gibi ciddi tehditlerle karşı karşıya kalıyor.
Afrika genelinde insan ticareti mağdurlarının önemli bir bölümünü kadınlar ve çocuklar oluşturuyor. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) ve UNICEF’in raporlarına göre; kadınlar fuhşa zorlanırken, çocuklar silahlı gruplar tarafından savaşmaya zorlanıyor.
ÇATIŞMA ALANLARI HEDEF ALINIYOR
İnsan kaçakçılığı şebekeleri, özellikle Sahel, Doğu Afrika ve Büyük Göller bölgesinde, devlet kontrolünün zayıf olduğu alanlarda faaliyetlerini sürdürüyor. Sudan, Libya ve Nijer gibi ülkeler, kıtadaki düzensiz göç ve kaçakçılık ağlarının merkezleri hâline gelmiş durumda.
Sudan’da devam eden iç savaş nedeniyle yaklaşık 10 milyon kişi yerinden oldu. Birçok sivil, sınır dışına çıkmak için kaçakçılara para ödemek zorunda kalırken; bu yolculuklarda çok sayıda insan hayatını kaybetti ya da esir alındı. Benzer şekilde, iklim krizine bağlı kuraklık, çölleşme ve sel gibi doğal afetler de milyonlarca Afrikalıyı yaşanabilir bölgelere göç etmeye zorluyor.
Uzmanlar, insan ticaretiyle mücadelede sadece güvenlik önlemlerinin yeterli olmayacağını, göçün temel nedenlerinin hedef alınması gerektiğini vurguluyor. Eğitim, sağlık, istihdam ve barınma gibi temel hizmetlere erişimin artırılması, toplumsal farkındalık kampanyalarının yaygınlaştırılması ve güvenli göç yollarının oluşturulması bu kapsamda çözümün temel adımları arasında görülüyor.
Afrika Birliği’nin 2024 Göç Raporu’nda ise, kıtanın beyin göçü nedeniyle kalkınma hedeflerinden uzaklaştığına dikkat çekiliyor. Genç nüfusun yoğun göçü, eğitimli insan kaynağının ve uzman iş gücünün azalmasına neden olurken; sağlık, eğitim ve teknoloji gibi stratejik alanlarda ciddi uzman açıkları yaşanıyor. Bu durum, göç veren ülkelerde uzun vadeli demografik ve ekonomik dengesizlikleri de beraberinde getiriyor.
Kaynak: AA