Deniz altı kablo teknolojisi sayesinde küresel şirketler, Afrika’da milyonlar, belki milyarlarca kullanıcıyı internete bağlamak için adeta yarışıyor.
Google, Microsoft ve Amazon gibi küresel teknoloji devleri, bu kabloların finansmanında önemli bir yer kaplıyor.
Dünyanın en uzun deniz altı kablo sistemi olan 2Africa, buna gösterilebilecek en iyi örnek. Meta, Orange, Vodafone Group ve China Mobile ortaklığıyla inşa edilen kablo hattı, Avrupa, Afrika ve Birleşik Krallık’ı birbirine bağlıyor.
PROJECT WATERWORTH VE KITA BAĞLANTISI
Yakın gelecekte ise Meta’nın Project Waterworth projesi ile 50.000 km uzunluğundaki yeni bir sistem kurulacak ve ABD, Brezilya, Güney Afrika ve Hindistan birbirine bağlanacak.
Bu gibi projeler, somut bir şekilde kıtanın bağlantı gücünü artırıyor. GSMA verilerine göre, Sahra Altı Afrika’da her yıl yaklaşık 30 milyon yeni mobil kullanıcı internet sistemine erişebiliyor.
Buna rağmen hâlâ bölgede 400 milyon kişi çevrimdışı durumda. Bu sayı, dünyada internet erişimi olmayan insanların yarısına tekabül ettiği için deniz altı kablo projelerinin kıta için önemi bir kez daha gözler önüne seriliyor.
BAKIM VE ZORLUKLAR
Afrika kıyılarına daha fazla sistem ulaştıkça, bunların bakımından Orange Marine gibi şirketler sorumlu oluyor.
Deniz altı mühendisleri, Kongo Nehri açıkları gibi bölgelerde 800 metre derinliğindeki kanyon ve çamur kaymalarıyla karşılaştığı için işin zorluğu ortaya çıkıyor.
Kurulan bu deniz altı kablo sistemleri, toptan fiyatları düşürüyor ancak küresel kapasitenin yerel erişime dönüştürülmesi hâlâ bir sorun olarak kalıyor. Bu soruna da MTN gibi şirketler veri merkezleri inşa ederek yanıt veriyor.
DİJİTAL EGEMENLİK ENDİŞELERİ
Tüm bu iyimserliğe rağmen, dijital egemenlik kaybına dair endişeler yükseliyor.
ABD makamlarının yurtdışında depolanan verilere erişimini sağlayan yasalar, bu endişeleri daha da güçlendiriyor.
Kısacası, kıtada gelişmeler yaşansa da Afrika hâlâ ABD ve Çin teknolojilerine bağımlı duruma geçiyor. Gana ve Kenya’da çıkarılan yeni veri yerelleştirme yasalarıyla bu durumun üstesinden gelinmeye çalışılıyor.
Kıtadaki deniz altı kablo sayısındaki artış, Afrika’nın dijital evriminde dönüm noktası niteliğinde. Ancak dayanıklı altyapı kurma ve dijital egemenliği koruma gibi problemler hâlâ varlığını sürdürüyor.

