Beyaz Saray’da düzenlenen zirvede beş Afrika ülkesinin liderini ağırlayan ABD Başkanı Donald Trump’ın, Liberya Cumhurbaşkanı Joseph Boakai’ye yönelttiği “Bu kadar iyi İngilizceyi nerede öğrendiniz?” sorusu, Afrika kamuoyunda büyük tepkiye yol açtı. Trump’ın İngilizceyi övücü gibi görünen bu ifadeleri, Liberya’nın resmi dilinin zaten İngilizce olması gerçeğini göz ardı etmesi sebebiyle sömürgeci bir bakış açısının yansıması olarak değerlendirildi.
“SUSUN VE SIRANIZI BEKLEYİN”
Toplantı sırasında Trump’ın liderlerin konuşmalarından sıkıldığı gözlemlenirken, konuşmaların kısaltılmasını talep ederek “Sadece isminizi ve ülkenizi söylerseniz harika olur” şeklindeki absürt söylemi ise, zirveye katılan liderlerin itibarı açısından diplomatik nezaketsizlik olarak nitelendirildi. Bu tavır, Trump’ın daha önce de sıkça eleştirildiği dışlayıcı diplomasi anlayışını bir kez daha gündeme taşıdı.
Trump’ın açıklamaları sadece bireysel gaflar olarak değil, ABD dış politikasındaki yapısal eşitsizliklerin ve çifte standartların bir yansıması olarak yorumlandı. Afrika Birliği ve Birleşmiş Milletler yetkililerinin de aralarında bulunduğu birçok diplomatik çevre, bu tür söylemlerin ilişkileri zedelediğini ve uluslararası işbirliği ruhunu örselediğini belirtti.
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE: AFRİKALILARI AŞAĞILAYAN ABD BAŞKANLARI
Trump’ın tutumu, önceki ABD başkanlarının da zaman zaman sergilediği ırkçı ve küçümseyici yaklaşımların devamı olarak değerlendiriliyor:
Theodore Roosevelt: Afrika halklarını “yarı gelişmiş vahşiler” olarak tanımladı.
Woodrow Wilson: “Birth of a Nation” adlı ırkçı filmi Beyaz Saray’da izletti ve siyahilerin “modern toplum kuramayacağını” savundu.
Ronald Reagan: 1971 tarihli ses kayıtlarında Tanzanya lideri için “Onlar hâlâ ağaçlarda yaşıyor” ifadesini kullandı.
RAMAPHOSA ÖRNEĞİ

Güney Afrika Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa ile görüşmesinde Trump, “Beyaz çiftçiler soykırıma uğruyor” diyerek yine asılsız bir iddia ortaya attı. Ramaphosa belgelerle iddiayı yalanlarken, Güney Afrika basını bu sözlerin ülkede ırkçı şiddet hafızasını yeniden tetiklediğini yazdı. Trump’ın beyaz çiftçiler için mülteci kabul programı başlatması da ideolojik bir tercih olarak eleştirildi. Trump, ilk başkanlık döneminde Haitili göçmenler için “Hepsi AIDS taşıyor”, Nijeryalılar için ise “Kulübeye dönüp gitmezler” ifadelerini kullanarak diplomatik sınırları defalarca aşmıştı. ABD’li uzmanlara göre bu açıklamalar yalnızca Trump’ın bireysel söylemleri değil, aynı zamanda ülkenin göçmen politikaları ve dış ilişkilerindeki yapısal ırkçılığı da açığa çıkarıyor. Trump’ın bu yaklaşımı her geçen gün daha çok tepkiye ve eleştiriye yer veriyor.