Her şey birkaç panelle başladı. Okul çatılarına kurulan paneller, uzak köylerde parlayan camlar, STK raporlarına sıkışmış pilot projeler…
Son 20 yılda güneş enerjisi, kenardan merkeze doğru kayarak Afrika’nın enerji hikâyesinin temel aktörlerinden biri haline geldi.
Bir zamanlar çok maliyetli ve karmaşık görülen bu teknoloji bugün kıtada evleri aydınlatıyor, klinikleri çalıştırıyor ve işletmeleri destekliyor. Düşen maliyetler, gelişen teknolojiler ve artan enerji ihtiyacı, Afrika’nın geleceğini güneşle birlikte yükseltiyor.
Enerji düşünce kuruluşu Ember, Çin Gümrük İdaresi verilerini inceleyerek bunun “Afrika’da güneş enerjisinin yükselişe geçtiğinin ilk kanıtı” olduğunu duyurdu.
Sadece son bir yılda kıtaya yapılan güneş paneli ithalatında büyük artış yaşandı.
“CEZAYİR DİKKAT ÇEKİCİ BİR ÖRNEK”
Ember Küresel Analiz Programı Direktörü Dave Jones, Anadolu Ajansı’na yaptığı açıklamada, Afrika’daki büyümenin çoğunun büyük ölçekli projelerden ve köylerdeki mini şebekelerden kaynaklandığını belirtti.
Jones, özellikle Cezayir’in dikkat çekici bir örnek olduğunu söyledi. Ülkenin ithalatı bir yılda 33 kat artarak Afrika’nın en büyük üçüncü güneş paneli ithalatçısı haline geldi.
Ancak büyüme sadece büyük projelerle sınırlı değil. Büyük ölçekli santralleri olmayan ülkelerde de ithalat artıyor. Haneler, işletmeler ve kamu binalarının kendi elektriklerini üretmek için güneş panelleri kurması, dünya genelindeki eğilimin Afrika’ya da yansıdığını gösteriyor.
GÜNEŞ ENERJİSİ YÜKSELİŞTE
Ember’in raporuna göre, Çin’den Afrika’ya yapılan güneş paneli ithalatı son bir yılda yüzde 60 arttı. Güney Afrika dışındaki bölgelerde ithalat neredeyse üç katına çıktı ve 20 Afrika ülkesi rekor seviyelere ulaştı.
Ancak bu artış, kıtanın Çin’e bağımlılığını da ortaya koyuyor. Yerel üretim kapasitesi sınırlı kalıyor.
Jones, Fas, Mısır ve Güney Afrika’nın üretimi artırmaya çalıştığını, Hindistan’ın ise Çin’e bağımlılığı azaltma konusunda örnek olduğunu söyledi.
Benin’de Axian Energy ve Sika Capital, toplam 60 MW gücünde dört yeni güneş santrali kurmayı planlıyor. Hedef, yenilenebilir enerjinin elektrik üretimindeki payını 2030’a kadar yüzde 16’dan yüzde 30’a çıkarmak.
DİZEL BAĞIMLILIĞINA KARŞI YENİLENEBİLİR ENERJİ
Afrika’nın birçok bölgesinde elektrik dizel jeneratörlerle sağlanıyor. Ancak bu yöntem hem pahalı hem de sürdürülemez.
Jones, Afrika’daki en büyük 10 güneş paneli ithalatçısının, aynı zamanda dizel ithalatında 30 ila 100 kat daha fazla harcama yaptığını belirtti. Oysa güneş panelleri, yalnızca altı ayda kendini amorti edebiliyor.
“Nijerya gibi büyük petrol üreticileri bile rafineri kapasitesine sahip değil ve tüm dizel ihtiyacını ithal ediyor, bu inanılmaz bir çelişki” dedi.
Cezayir gibi rafineri kapasitesine sahip ülkeler ise güneş yatırımlarıyla iç tüketimi azaltarak ihracat gelirlerini artırabilir.
Afrika’da güneş enerjisinin geçmişte sulama ve aydınlatma gibi küçük ölçekli işlevlere odaklandığını hatırlatan Jones, sektörün artık çeşitlendiğini söyledi.
Namibya, Avrupa destekli yeşil hidrojen projelerine ev sahipliği yaparken, orta ölçekli kullanım alanları olarak soğutma ve iklimlendirme öne çıkıyor.
Jones, “Afrika’da klima ihtiyacı çok büyük ve karşılanamıyor. Güneş enerjisi bu alanda mükemmel bir çözüm” dedi.
DÖNÜŞÜM BAŞLADI
Bugün bazı panellerin Afrika pazarında 60 dolara kadar düştüğünü belirten Jones, ithalatın sürmesi ve ekonomik getirilerin görülmesi gerektiğini vurguladı.
“Bu devrim şimdi başlıyor ve halk kendi geleceğini değiştirmek için adım atmaya hazır” ifadelerini kullandı.
Ancak Jones, bazı hükümetlerin kısa vadeli düşünerek bu süreci geciktirdiğini ve yanlış kararların büyümeyi durdurabileceğini uyardı.
Örnek olarak Nijerya’yı gösterdi. Yetkililer önce güneş paneli ithalatını yasaklamayı planladı ancak ekonomik zararları fark ederek geri adım attı. Jones, altyapının da bu dönüşüme ayak uydurması gerektiğini vurguladı.