2010 yılında Barış İçin Arabuluculuk Girişimi’nin (MPI) [1] Finlandiya ile birlikte başlatılmasının ardından Türkiye, çeşitli bölgeler ve kıtalarda çeşitli arabuluculuk çabalarına girişti. Bu çabaların en önemlisi, 2022’de Tahıl Koridoru olarak da bilinen Karadeniz Tahıl Girişimi ile sonuçlanan Rusya ve Ukrayna arasındaki Türkiye’nin arabuluculuğuydu. Bu girişim, devam eden savaş sırasında Ukrayna tahılının Karadeniz üzerinden güvenli bir şekilde ihraç edilmesini kolaylaştırdı.
Türkiye de son on yılda çeşitli Afrika bağlamlarında arabuluculuk yaptı veya arabuluculuk teklifinde bulundu.
BARIŞ MÜZAKERELERİ: ANKARA’DAN AFRİKA’YA
Türkiye, 2013 ve 2014 yılları arasında Somali ve Somaliland arasında üç tur görüşmeye ev sahipliği yaptı. İlk tur Ankara Bildirisi [2] ile sonuçlanırken, son tur [3] gelecekteki müzakereler için temel oluşturmayı amaçlıyordu. Somali ve Somaliland arasındaki farklılıkları ele almak için çeşitli uluslararası arabuluculuk çabaları denenmiş olsa da, anlaşmazlıklarına uygulanabilir bir çözüm her zamanki gibi belirsizliğini koruyor.
2021’de Türkiye, Mısır ve Etiyopya arasında arabuluculuk yapmayı teklif etti [4]. Yıllardır Büyük Etiyopya Rönesans Barajı (GERD), iki ülke arasında sürtüşme kaynağı oldu; Mısır bunu su güvenliğine doğrudan bir tehdit olarak algılarken, Etiyopya ise giderek artan enerji ihtiyaçlarını karşılamak için nehrin kaynaklarını kullanma konusunda egemenlik hakkı konusunda ısrar ediyor. Türk Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın 2024 yazında her iki ülkeye yaptığı ziyaretler, arabuluculuk sürecinin hala devam ettiğini gösteriyor.
Aynı yıl Türkiye, Etiyopya’nın Tigray bölgesindeki [5] çatışmayı sona erdirmek için arabuluculuk teklif etti. 2020 ile 2022 yılları arasında Etiyopya, kuzey Tigray bölgesindeki militanlarla bir iç savaşa sürüklendi. 2022’nin sonlarında Etiyopya hükümeti ile Tigray Halk Kurtuluş Cephesi (TPLF) arasında bir barış anlaşmasına [6] varıldı.
Yine 2021’de Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara’nın Etiyopya ve Sudan arasındaki sınır anlaşmazlığını çözmek için [7] barışçıl bir çözüme katkıda bulunmaya hazır olduğunu duyurdu. Al-Fashaga bölgesi, iki komşu ülke arasında tartışmalı bir bölgedir. Sudanlı yetkililer, Türkiye’nin arabuluculuk teklifini memnuniyetle karşıladıklarını doğruladılar. Etiyopya yetkilileri de Türkiye’nin çatışma çözüm sürecindeki rolüne ilişkin takdirlerini dile getirdiler. Devam eden diplomatik çabalara rağmen, taraflar karşılıklı olarak kabul edilebilir bir anlaşma üzerinde anlaşamadılar.
Türkiye, Etiyopya ve Somali arasındaki üç tur müzakereye arabuluculuk etti. Somali ve Etiyopya Dışişleri Bakanları Temmuz 2024’ün başlarında Türkiye’de bir araya gelerek Ortak Ankara Beyanı’nı [8] imzaladılar. İkinci tur 12 Ağustos’ta anlaşma sağlanamadan sona ererken, taraflar üçüncü ve son tur için 11 Aralık 2024’te bir araya geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Somali ve Etiyopya cumhurbaşkanlarını ağırladı ve bu son tur müzakereler Ankara Beyannamesi’yle sonuçlandı [9]. Etiyopya, Somali’nin toprak bütünlüğüne saygı göstererek denize ve denizden erişimi güvence altına aldı. Taraflar, Ankara Beyannamesi’nin teknik yönlerini [10] görüşmek üzere Şubat 2024’te bir kez daha bir araya geldi.
ARABULUCULUĞA NEDEN BU KADAR VURGU YAPILIYOR?
Arabuluculuk son yıllarda Türkiye’nin dış politikasının temel ilkelerinden biri haline geldi. Peki neden böyle? Farklı bağlamlardaki arabuluculuk girişimleri Türkiye’nin bölgesel ve küresel meselelerde kilit bir aktör olarak rolünü sağlamlaştırıyor. MPI’nin lansmanının ardından Türkiye ve Finlandiya, BM çerçevesinde Arabuluculuk Dostları Grubu’nu kurdu. Türkiye ve Finlandiya liderliğindeki MPI, üye devletlerin artan sayısında da görüldüğü gibi büyük bir uluslararası ilgi gördü. Bu, arabuluculuğun çatışma önlemede oynadığı kritik rolün [11] kabul edildiğini gösteriyor.
Türkiye, yumuşak ve sert güç araçlarının bir kombinasyonu aracılığıyla Afrika’daki ayak izini genişleterek, Afrika’nın çatışmalarında arabuluculukta yapıcı bir rol oynamayı hedefliyor. Bu şekilde, Türkiye yalnızca bölgesel anlaşmazlıklarda önemli bir arabulucu olarak konumlanmakla kalmıyor, aynı zamanda kıta genelindeki etkisini ve stratejik ortaklığını da güçlendiriyor. Bunu yaparken, Türkiye, Afrika ülkeleriyle büyüyen diplomatik bağlarını, artan yeteneklerini ve farklı kriz bölgelerindeki çatışma çözümündeki deneyimini de değerlendiriyor.
Üçüncü tarafların katılımına neden ihtiyaç duyulur?
Çatışmalar karmaşıklık açısından çeşitlilik gösterir ve bazıları diğerlerinden daha karmaşık zorluklar sunar. Birçok durumda, çatışan tarafların müzakerelere başlaması ve anlaşmazlıklarını çözmek için gereken şartlar üzerinde anlaşması daha zordur. Bu, özellikle çatışmalar, savaşan taraflar arasındaki köklü tarihi güvensizlik tarafından körüklendiğinde geçerlidir.
Üçüncü taraf arabulucular -ister uluslararası/bölgesel örgütler ister bireysel devletler olsun- müzakereler için tarafsız bir platform sağlayabilir. Müzakere becerilerinde bilgi ve uzmanlığa sahip tarafsız kolaylaştırıcılar olarak hareket ederek, diyaloğu teşvik edebilir, tartışmalar için güvenli bir alan sağlayabilir ve hatta taraflara farklılıklarını ele almaları için baskı uygulayabilirler. Bazı durumlarda, üçüncü tarafların katılımı bu çabalara meşruiyet kazandırmaya yardımcı olabilir. En zayıf olanlar da dahil olmak üzere tüm tarafların dahil edilmesini ve müzakerelerde eşit söz hakkına sahip olmasını sağlayabilirler.
Çeşitli Afrika bağlamlarında arabuluculuk yapmış olan Türkiye’nin arabuluculuk teklifleri, çatışan taraflarca sıklıkla memnuniyetle karşılandı veya Türkiye, bölgesel aktörlerin talebi üzerine görüşmelere arabuluculuk yaptı. Örneğin, Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed’in Özel Temsilcisi Mulatu Teshome Wirtu ve Dışişleri Bakanı Taye Atske Selassie’nin, Mayıs 2024’te Ankara’da yaptıkları toplantıda, Abiy’den Türkiye’nin arabuluculuğunu talep eden resmi bir mektubu Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sundukları bildirilmektedir [12]. Türkiye’nin son arabuluculuk çabaları, Afrika’da güvenilir bir arabulucu olarak rolünün büyümeye devam edeceğini, Afrika çatışmalarına müdahale etmeme politikasının ise tarafsızlığını güçlendirdiğini göstermektedir.
Kaynaklar:
[1] https://www.mfa.gov.tr/çözünürlük-of-conflicts-and-mediation.en.mfa
[2] https://www.mfa.gov.tr/ankara-communique-_-between-somali-and-somaliland_-13-april-2013.en.mfa
[3] https://www.mfa.gov.tr/no_-22_-20-january-2014_-press-release-regarding-the-third-round-of-negotiations-between-somalia-and-somaliland.en.mfa
[4] https://www.dailysabah.com/opinion/op-ed/turkey-can-mediate-in-the-renaissance-dam-dispute
[5] https://english.alarabiya.net/News/world/2021/08/18/Turkey-President-Erdogan-offers-to-mediate-end-to-Ethiopia-fighting-
[6] https://news.un.org/en/story/2022/11/1130137
[7] https://www.dailysabah.com/politics/diplomacy/sudan-accepts-turkeys-offer-to-mediate-disputes-with-ethiopia
[8] https://www.mfa.gov.tr/joint-ankara-statement-(by-turkiye–ethiopia-and-somalia).en.mfa
[9] https://www.mfa.gov.tr/etiyopya-federal-demokratik-cumhuriyeti-ve-somali-federal-cumhuriyeti-nin-ankara-bildirisi.en.mfa
[10] https://www.aa.com.tr/en/africa/turkiye-hosts-1st-round-of-technical-talks-between-ethiopia-somalia/3486143
[11] https://www.mfa.gov.tr/çözünürlük-of-conflicts-and-mediation.en.mfa
[12] https://www.bbc.com/turkce/articles/cpw8xl54vj4o
Kaynak: AA
Uyarı: Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve WAJTÜRK editoryal politikasını yansıtmayabilir.