Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) Suriye’deki üsleri ve askeri konvoyuna yönelik terör saldırısında yer aldıkları iddiasıyla haklarında dava açılan El Kaide üyesi oldukları öne sürülen Ahmet ve Yusuf Baykara kardeşlerin yargılanmasına Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi.
Tutuklu sanıklar, duruşmaya cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katılırken, avukatları mahkeme salonunda hazır bulundu.
Cumhuriyet savcısı, esas hakkındaki mütalaasında, sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek Suriye’nin İdlib kentinde TSK’ya yönelik bombalı saldırı gerçekleştirdiklerini belirtti. Savcı, sanıkların “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma” suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını talep etti.
Savunmasında suçlamaları reddeden Ahmet Baykara, El Kaide yapılanmasında yer almadığını savunarak, “Mütalaayı kabul etmiyorum. Suriye’ye yardım faaliyetleri amacıyla gittim. Eylem ya da saldırı planlamadım,” ifadelerini kullandı.
Yusuf Baykara da benzer şekilde, Suriye’ye insani yardım amacıyla gittiğini iddia ederek, “Terör örgütüyle hiçbir bağlantım yok. Suçlamaları kabul etmiyorum,” dedi.
Sanık avukatlarının da dinlenmesinin ardından mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar vererek, esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmalarını hazırlamaları için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
MİT’İN OPERASYONUYLA YAKALANDILAR
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) tarafından yürütülen istihbarat çalışmaları sonucunda, El Kaide üyesi olduğu belirlenen Ahmet Baykara’nın, Suriye’de TSK’ya yönelik saldırıların hem planlayıcısı hem de uygulayıcısı olduğu tespit edilmişti. Takip edildiğini fark eden Baykara’nın Afrika’ya kaçtığı belirlenmiş, MİT tarafından yürütülen risk analizleri ve saha çalışmaları sonucunda 15 Ekim 2024’te bir Afrika ülkesinde düzenlenen operasyonla yakalanmıştı.
Adana’ya getirilen Ahmet Baykara’nın sorgusunda, eylemlerde birlikte hareket ettiğini itiraf ettiği ağabeyi Yusuf Baykara da Adana’da saklandığı adrese düzenlenen operasyonla yakalanmıştı.
Her iki sanık, 17 Ekim 2024’te tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.