Altyapı, Afrika’nın ekonomik dönüşümü için hem en büyük zorluklardan hem de en önemli fırsatlardan biri olmaya devam ediyor. Afrika Kalkınma Bankası (AfDB), kıtanın altyapı ihtiyaçlarını karşılamak için her yıl 68 ila 108 milyar ABD doları arasında bir finansman açığıyla karşı karşıya olduğunu tahmin ediyor. Buna rağmen Afrika genelinde bazı ülkeler, kamu yatırımlarını, özel sektör ortaklıklarını ve yenilikçi finansman mekanizmalarını devreye sokarak bu açığı kapatma konusunda kayda değer ilerleme gösteriyor.
GÜNEY AFRİKA
Güney Afrika, kıtanın en gelişmiş altyapı pazarına sahip olmaya devam ediyor. Ülkede gelişmiş karayolu, demiryolu ve havacılık ağları bulunuyor. Johannesburg OR Tambo Uluslararası Havalimanı ve Cape Town Uluslararası Havalimanı, Afrika’nın en yoğun havalimanları arasında. Durban ve Cape Town limanları da ticaretin hayati kapıları olmayı sürdürüyor. Ancak bakım yatırımlarındaki kronik yetersizlik ve Eskom’daki kalıcı enerji krizi, altyapının durağanlaşma riski taşıdığını gösteriyor. Yatırımcılar için fırsatlar yenilenebilir enerji, demiryolu modernizasyonu ve lojistik teknolojilerinde yoğunlaşıyor. Ayrıca özel sektörün bu alanlarda giderek daha fazla teşvik edildiği görülüyor.
FAS
Fas, kendisini bir lojistik ve enerji merkezi haline dönüştürdü. Tanger Med Limanı, Afrika’nın en büyüğü olarak doğrudan 180’den fazla küresel limana bağlanıyor. Ülke, Afrika’nın ilk yüksek hızlı tren hattına da öncülük etti. Ayrıca dünyanın en büyüklerinden biri olan Noor Ouarzazate güneş enerji kompleksine ev sahipliği yapıyor. Fas’ın stratejik konumu ve yeşil hidrojen ile yenilenebilir enerji yatırımlarına dönük vizyonu, onu Afrika’yı küresel tedarik zincirlerine entegre etmede öncü bir ülke haline getiriyor.
MISIR
Mısır’ın altyapı stratejisi önemli birölçek üzerine kurulu. Yeni İdari Başkent’in inşası, Süveyş Kanalı Ekonomik Bölgesi’nin genişletilmesi ve büyük ölçekli yol ile metro projeleri ülkenin ekonomik coğrafyasını yeniden şekillendiriyor. Enerji çeşitliliği, özellikle güneş ve rüzgâr yatırımları, sanayi tabanını destekliyor. Mısır için asıl zorluk, mega projelere olan iştahını borç sürdürülebilirliğiyle dengelemek. Fakat uzun vadeli hedef net: Afrika ve Orta Doğu için bir lojistik ve üretim merkezi olmak.
NİJERYA
Nijerya’nın altyapı açığı oldukça büyük. Fakat son reformlar ve yeni projeler temkinli bir iyimserlik yaratıyor. Lekki Derin Deniz Limanı ve Lagos-Ibadan demiryolu hattı, ticaret ve ulaşım açısından dönüştürücü projeler oldu. Enerji sektörü hâlâ en büyük darboğaz. Ancak yenilenebilir enerji ve doğal gaz sektöründe yapılan reformlar yatırımcıların ilgisini çekiyor. Yatırımcılar için Nijerya’nın ölçeği ve talep dinamikleri eşsiz fırsatlar sunuyor. Yine de bu potansiyelin hayata geçmesi için yönetim ve politika uygulamalarının tutarlılığı kritik önem taşıyor.
KENYA
Kenya, Doğu Afrika’da liderliğini sürdürmeye devam ediyor. Standard Gauge Railway, modern otoyollar ve Nairobi’deki bölgenin en yoğun havalimanı bu liderliğin temel unsurları. Kenya aynı zamanda bilgi ve iletişim teknolojisi (ICT) altyapısında da önde. Mobil para sistemi M-Pesa, küresel ölçekte bir örnek haline geldi. Gelecek dönemde Nairobi’nin akıllı şehirler, yenilenebilir enerji ve dijital altyapıya odaklanması, ülkenin bölgesel bir merkez olarak konumunu güçlendirecek.
ETİYOPYA
Etiyopya’nın altyapı hikâyesi enerjiye dayanıyor. Büyük Etiyopya Rönesans Barajı (GERD), ülkeyi Doğu Afrika’nın en büyük elektrik ihracatçısı yapma yolunda. Bu da sanayileşme ve bölgesel ticaret için önemli bir etki yaratabilir. Addis Ababa–Cibuti demiryolu hattı ve yeni otoyollar, Etiyopya’nın lojistik ve üretim merkezi olma hedefini destekliyor. Yine de siyasi riskler ve finansman sınırlılıkları bu vizyonun tam anlamıyla hayata geçmesini zorlaştırıyor.
RUANDA
Ruanda, ölçek dezavantajını stratejik odaklanmayla telafi ediyor. Kigali’de akıllı şehir girişimleri hayata geçiriliyor. Ayrıca yeni Bugesera Uluslararası Havalimanı’nın bölgesel bir merkez haline gelmesi bekleniyor. ICT, yenilenebilir enerji ve yeşil ulaşım yatırımları Ruanda’nın geleceğe dönük altyapı vizyonunu ortaya koyuyor. Uluslararası yatırımcılar için Ruanda, küçük ölçeğine rağmen güçlü yönetişim ve etkinlik itibarıyla cazip bir seçenek oluşturuyor.
YATIRIM HARİTASI
Afrika’daki altyapı liderleri farklı stratejiler izliyor. Güney Afrika ve Nijerya mevcut ağlarını reforme etmeye odaklanırken, Fas ve Mısır mega projeler ve küresel bağlantılar üzerinden ilerliyor. Kenya, Etiyopya ve Ruanda ise hedeflenmiş yatırımlarla bölgesel rollerini yeniden tanımlıyor. Hepsinin ortak noktası, altyapının ticaret, üretim ve hizmetlerde rekabetçiliğin temeli olduğunu kabul etmeleri.

Küresel yatırımcılar açısından bakıldığında, Afrika’nın altyapısı yalnızca kalkınma için bir öncelik değil, aynı zamanda yükselen bir varlık sınıfı haline geliyor. Yenilenebilir enerji projeleri için yeşil tahvillerden, ulaştırma koridorlarında kamu-özel sektör ortaklıklarına kadar yeni yatırım kanalları açılıyor. Küresel güçler arasındaki rekabetin yoğunlaştığı bir dönemde, Afrika’nın büyüme rotasının belirleneceği ön cephe, yine altyapı yatırımları olacak.
Kaynak: Further Africa